Taraflara hatırlatıyorum, şu söylenenleri dikkate alın ve gereğini yapın.
Veremin sebebini biliyorsunuz. Açlık yokluk ve insanlarını gıdasız kalarak bedenlerimizin zayıf düşmesidir. Verem basili bütün bu açlık, yokluk ve gıdasızlık zincirini iyi takip ederek, zayıf düşen bedene saldırır. Verem basilinin ana merkezi akciğerlerimizdir.

Aslan ve sırtlan sürülerinin bir hayvana saldırıp, hayvanın bedenine saldırdığı gibi, zayıf düşen bir bedene daha başkaca mikro organizmalar saldırarak bedenimize, organlarımıza karşı ve sağlığımıza karşı paralel tetikleme olayları sonunda sonu ölümle biten vakalara yol açılmış olur.

VEREM VE BAŞKACA HASTALIKLARIN, SAĞLIK SORUNLARININ SEBEPLERİ ARASINDA;
Açlığın, yoksulluğun, yeterli beslenememenin, (gerekli vitamin ve proteinin alınamamasının) olduğunu yukarıda anlatmıştık.
Bir ülkede yeterli ve adaletli bir gelir dağılımının yapılamaması, enflasyon ve hayat pahalılığının yerleşik hale gelmesi, fertler arasında orantılı ve gerekli gelir dağılımının yapılamaması, fertler arasında mali dengeler bakımından ekonomik balansın kurulamaması sonucu halklar arasında tabakalaşma denilen sınıf farklılıkları yaratılmış olur.

İŞTE VEREMİN ARAYIP TA BULAMADIĞI ZEMİN BÖYLECE HAZIRLANMIŞ OLUR.
Cumhuriyetimizin kurulduğu yıllardan itibaren, 1965 yıllarına kadar Cumhuriyet hükümetlerimiz, verem, sıtma, şarbon, dizanteri, çiçek, tifo ve tifüs, hepatit, polio gibi birçok hastalıklarla mücadele etmiş ve tüm hastalıkların kökünü kazımıştır.
Ancak ülkemizde ekonomik diyagramın gerekli ivmeyi kazanamadığı 100 yıl sonra, başta verem olmak üzere başkaca hastalıkların gelmesinden endişe eder hale gelmiş olmamız büyük bir talihsizliktir.
Bitmedi, Elmanın armudun sebzenin, meyvenin 30-450 tl gibi astronomik seviyelere getirildiği ülkemizde düşük gelirli ve orta halli bir memur, işçi, geliri olmayan bir vatandaş bu pahalılık ortamında nasıl ayakta durabilecektir...

Hemen hemen köylerimizi tamamen boşaltarak kentlere akın ettiği, taşımalı eğitim rezaletiyle genç ve körpe nüfusun şehirlerin kirli ve gürültülü atmosferine teslim edip çok yönlü çevre ve toplumsal sorunların kucağına itildiği, tarımın sıfırlanıp bir tüketici toplum yaratılıp işsizliğin hortladığı, gün geçtikçe an be an fakirleşmenin gün yüzüne çıktığı insan toplumlarında verem başta olmak üzere her türlü bulaşıcı ve sarı hastalığın kuyruğa girmesi
Kaçınılmaz olacaktır.

Et ve et preparatlarının 400-500-600 TL. ye, süt ve süt ürünlerinin satın alınamaz bir hale geldiği (peynirin 200-300-350-400 TL. Mertebelere ulaştığı) günümüzde asgari ücretle 30 (ay sonu) günün sonunu nasıl getirirsiniz...

Bütün bu nedenlerden dolayı günümüzdeki ve yarınlarda ülkeyi yönetecek cumhuriyet hükümetlerimizin işi mantıklı, bilimsel ve teknik projelere dayalı kalkınma planları yaparak ülkemizi, içinde bulunduğu dar boğazlardan kurtarmak olmalıdır.

Fakat bugün için acilen ve derhal ekili bir denetim mekanizması oluşturarak çarşı, Pazar, tüm alanlarda, kaçınılmaz olan fiyat denetimleri ve genel kontrol hizmetlerini, bilhassa gıdalar üzerinde vaz geçilmez olan denetimleri gerçekleştirerek kötü niyetli tacirlerin eylemlerine ve istismarlarını engellemek suretiyle devletin temel görevleri yerine getirilmelidir.

Bunun için devlet kurumları arasında kalıcı ve geniş tabanlı bir koordinasyon, hizmet ağı kurulmalıdır.