“Erişkin nüfusumuz: 66.551.604

2018 yılında soruşturmaya uğrayan yurttaşımız: 13.019.166
Üstelik bu verilere ‘suçsuzluk ve cezasızlık zırhı olanlar’ dahil değildir diye düşünüyorum. 
Erişkin her 5 kişiden birinin şüpheli olduğu bir rejim, sistem çökmeye mahkumdur”

Çok çarpıcı, çarpıcı olduğu kadar da kaygı verici ifadeler bunlar..

Kesinlikle önemsenmesi gereken açıklamalar..

Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, sosyal medya hesabından paylaştı bu düşüncelerini..

Sizi bilmem ama beni çok etkiledi, endişelendirdi, umutsuzluğa sevk etti..

Bitmedi…

Şimdi sıkı durun..

Ancak önce şunu vurgulamak da yarar var.

Kesinlikle ırkçı değilim, ırkçı söylemlere de pabuç bırakacak bir yapım da yok..

Polat Balkan’ın başkanı olduğu Antalya Barosu’nun deneyimli bir avukatı(adı bende saklı)şunları söylüyor:

“ Antalya’da CMK’ya(Ceza Muhakemesi Kanunu)göre çağrıldığımız adli olayların(cinsel istismar, cinayet, yaralama, hırsızlık, gasp) yüzde 80’nin faili Suriyeli.. Bize gelen resmi çağrılarda suç isnat edilen Türk vatandaşlarının isimleri açık açık yazılırken, nedense suç işleyen Suriyelilerin isimlerinin baş harfleri yazılıyor”

Antalyalı avukat, medyaya da eleştiri getirerek, şöyle diyor :

“ Suriyeliler, bu kadar çok suç işlerken, nedense medyada çok büyük bölümü yer almıyor..Biz, suç işleyen Suriyeliler için bir talimat olduğu görüşündeyiz”

Rahmetli Necmettin Erbakan, boşuna “Hukuk guguk oldu” dememiş..

Araştırmalar, hukuka olan güvenin ciddi biçimde sarsıldığını ortaya koyuyor..

Vatandaşlar, artık gönül rahatlığı ile “Adalet Mülkün Temelidir” diyemiyor..

Acı ama gerçek yargılamanın doğru ve tarafsız yapıldığına inanan vatandaşların sayısı giderek azalıyor..

Suriyelilerin yargılanmasındaki ayrıcalıklar bir yana..

Bir de mahkemelerin verdiği kararlar var..

Yerel mahkemenin verdiği karardan memnun olmayan ve davayı bir üst mahkeme olan Yargıtay’a taşıyan kişilerin sayısı her yıl biraz daha artıyor..

Yargıtay’a giden 100 davanın 62’sinde yerel mahkemenin verdiği karar değişiyor.

Yargıtay yerel mahkemelerin verdiği kararın bir kısmını ya da tamamını değiştirebildiği gibi, dosyanın yerel mahkemede yeniden görülmesine de karar verebiliyor.

Son 4 yılda Yargıtay’ın en çok verdiği karar ise, dava dosyasının bir kısmında onama, bir kısmında bozma kararı oluyor.

Bunları niçin mi yazdım ?

Türkiye’de resmi işsiz sayısı 5 milyona yaklaşırken, 7 bin 400 Suriyelinin kamuda işe alınacağının açıklanmasına yönelik tepkiler üzerine..

Açıklamayı İŞKUR yaptı..

Açıklamada dikkat çeken en önemli nokta ile toplumsal barışın ciddi biçimde bozulmasına yol açan 7 bin 400 Suriyeli ile birlikte 7 bin 400 Türk vatandaşının işe alınacak olması..

Yani  iktidar, ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Antalya ile birlikte Türkiye’de tatlı hayat süren, elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan yaşayan Suriyeliler ile Türk vatandaşlarını eşit görüyor, aynı koşullarda kamuda istihdam edilmesinde bir sakınca görmüyor..

İŞKUR’un açıklaması şöyle :

7 Bin 400 Suriyeli, 7 Bin 400 Türk İşe Alınacak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve İŞKUR aracılığıyla, Dünya Bankası işbirliğiyle yürütülen projede 14 bin 800 kişilik istihdam sağlanacak. Çalışmaların yürütüldüğü projede, toplamda 14 bin 800 kişiye istihdam imkanının yaratılacağı ifade edilirken, bu kişilerin 7 bin 400' ünün Suriyeli olacağı, 7 bin 400 kişinin ise Türk vatandaşı olacağı belirtiliyor. Yürütülen projede, Suriyelilerin ekonomiye, sanata ve çalışma hayatına katkı sağlayabilmesi için adımların atıldığı ifade ediliyor

Suriyeli Türkiye’de yan gelip yatsın, yetmedi kamuya kapağı atsın, ayrıcalıklarına yenileri eklensin, Mehmetçik de onlar için şehit olsun..

Başka söze gerek var mı ?