Akdeniz Üniversitesi’nde Rektör Prof. Dr. Mustafa Ünal’ın yerine Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın atanması ile yeni bir süreç başladı. İlk kez Akdeniz Üniversitesi’nde kadın rektör olması pozitif bir algı da yarattı aslında. Ama maalesef algı kısa sürdü. Sık sık sendikalar, üniversite çalışanları ve hocalar tarafından kulislerde ‘mobbing’ iddiaları dillendirildi…

 

Gazete olarak yayın politikamız gereği her iki tarafı da dinleyerek konuyu haber yapmayı uygun gördüğümden bugünü bekledim. Önceki gün sosyal medyada bir arkadaşım beni de etiketleyerek, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu bir tıp doktoru. Bugün; Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki sekreterlere uygulanan mobbing baskısı, 6 aydır maaşlarına zam yapılmaması sözleşmenin gecikmesi gibi basına yansıyan konulardan Akdeniz Üniversitesi’nde tıp doktoru Rektör Yardımcısı M.T. ile olan randevusuna geldi. Verdiği randevu saatinde Ankara'da olan M.T. ile ilgili düşünceleri kamuoyunun takdirine bırakıyorumpaylaşımı yaptı…

 

Tabii etiketlenmem sebebiyle çabuk fark ettiğim paylaşım sonrası hem DİSK Genel Başkanı Arzu  Çerkezoğlu’nu hem de Rektör Yardımcısı Murat Turhan’ı aradım. Önce DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu’nun telefonuna ulaşamadım. Rektör Yardımcısı Murat Turhan ise hemen dönüş yaptı, konuyu anlattı. Dün de Çerkezoğlu ile konuştuk ve O da anlattı…

 

Evet, olayın aslı şu ki ortada belirlenen ve ertelenen bir randevu var. Ama bu durum Arzu Çerkezoğlu’na bildirilmiş. Ankara’da Bakanlık nezdinde gelen randevu sonrası Rektör Özkan ile Ankara’ya giden Turhan, yerine bakan Rektör Yardımcısı ile de görüşülebileceğini belirtmiş. Çerkezoğlu da anlayışla karşılaşmış ve kendisiyle görüşmek istediğini kaydettiği için önümüzdeki haftaya ertelenmiş randevu….

 

Yani bir randevu iptali var ama mazeretli. Şimdi önemli olan yapılacak görüşme ve sonucu…

 

Rektör Yardımcısı Turhan, iddiaları biliyor ama kabul etmiyor. Pandemi nedeniyle yapılan görevlendirmelerin de mobbing olarak nitelendirildiğini ama bunun doğru olmadığını kaydetti. Zam ve diğer hususları ise ayrıntılı konuşamadık. Çünkü Ankara’da randevu arasında beni aramıştı…

 

Gelelim DİSK Genel Başkanı’nın açıklamalarına…

 

Yaşanan randevu iptalinin doğal olduğunu, olağan bir durum olarak karşıladığını kaydetti. Yapılacak görüşme sonrası da açıklama yapacağını bildirdi…

 

Ben merakla görüşmeyi bekleyeceğim. Ve yeniden ayrıntıları aktaracağım…

 

Ama sanırım geçtiğimiz ay açılışı yapılan Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) Akdeniz Bölge Temsilciliği’nde konuşan Çerkezoğlu’nun görüşleri az çok benzer olacak…

 

 

 

“Sağlık işçileri pandemide virüsle burun buruna çalışırken bu sözleşmeleri hak etmiyor. Akdeniz Üniversitesi’nde örgütlenmemizi tamamladık. Bugünden sonra daha fazla arkadaşımız aramıza katılacak. Türkiye işçi sınıfının umudu DİSK’tir, örgütlülüğümüzü büyüteceğiz!”

 

Şimdi olay şu ki hiçbir şey toz pembe değil ve bu durum sadece üniversitede yok. Pandemide zor bir görevi icra eden sağlıkçıların bölünmesini adil bulmuyorum. Sekreteri de temizlik görevlisi de sağlık hizmetinin önemli bileşenleri. Doktor kadar hemşire kadar değerli yaptıkları iş…

 

Hepsinin emeğinin hakkı adil verilmeli. Bunun için üniversite de gereğini yapmalı…

 

Sağlık Bakanlığı da…

 

Bakın gidiş kötü. Herkes çok yoruldu, hastane yoğun bakımları doldu taşıyor. Aile hekimleri de özel hastane çalışanları ya da devlet hastanesi çalışanları için de durum çekilemez hale geldi…

 

 Şu zorlu dönemi emekçinin hakkını gasp etmeden, haksızlığa geçit vermeden, çalışma barışını bozmadan atlatamazsak durum daha da sıkıntıya da girebilir…

 

Çünkü söyleyeyim sağlıkçı perişan, bitik…