Para yaşamak için sadece bir araç olmalı. Eğer para amaçsa ve sadece bu amaçla yaşıyorsanız, bu sizi çok farklı bir yere götürür. Çünkü para, bir yandan özgürlük, güven ve rahatlık sağlarken, diğer yandan, hırs, açgözlülük, iktidar mücadelesi ve adaletsizlikle ilişkilendirilebilir!

“Para, mükemmel bir köledir, ama korkunç bir efendidir.” Der Francis Bacon bu konuda ve haklıdır.

Bazı insanların para ve zenginlik uğruna yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Kirli ve haksız kazançlar, zalimce davranışlar ve her türden kötülük, paraya tapan bu insanlara özgüdür. Bakın Benjamin Franklin, onlar için ne demiş:

“Para her şeyi yapar diyen adam, para için her şeyi yapar.”

Hayat tabii ki parasız yaşanmaz. Parayla barınırız, parayla karnımızı doyururuz, parayla giyinir, parayla ısınır, parayla sağlığımız için gerekenleri yaparız. İyi bir eğitim almanın ve sosyal hayatımızı yaşamanın parasız olmayacağını hepimiz biliriz.

Ama sanırım bütün dünyanın sorunu; paranın hakça paylaşımının olmaması ve hep bir avuç insanın elinde toplanması oluyor. Birileri rahat ve bolluk içinde yaşarken, birilerinin sürünmesi ve insanca yaşama hakkının elinden alınması, adaletsiz ve haksız bir düzeni getiriyor! Küçük bir azınlığın mutlu ve bolluk içinde olması, ama çoğunluğun açlık ve sefaletin kucağına itilmesi, mutsuz bir dünya yaratıyor!

“Para aptalları akıllı, yalnızları popüler ve yaşlıları genç yapar.” Diyen Bernard Shaw, bu durumu gayet esprili bir dille anlatmış.

Çünkü parası olanın kusurları gözükmüyor ve paranın çekim gücü hep onlardan yana oluyor!

Paranın her statüdeki insan için farklı bir anlamı ve farklı bir önemi oluyor! Kimi insan için para; yaşamak için bir araç, kimi insan içinse; para için yaşamak, bir amaç haline geliyor! Yüzyıllar öncesinden Seneca; Paranın hangi insanlar için, ne anlama geldiğini, bence en güzel şekilde gruplamış.

Şöyle diyor:

“Para, zenginler için bir süs, fakirler için bir ihtiyaç, akıllılar için bir araç ve aptallar için bir fetiştir.” Haksız mı?