1) Bu kaçıncı kez şikayet, unutuldu bile. Cadde sokak, çarşı pazar sahtekarlarla, haramzadelerle dolup taştı. Ne bakan denetleyen var ne de tüketiciyi koruyan var. İlgili kurumlara karşı kamuoyunun itimadı, güveni sıfır noktasındadır. Bir iki örneği sıkıştırıvereyim hemen. Semt pazarından kilosu 140 liraya ceviz satın aldım. Cevizlerden 89 unu kırdım. Çürük yenemeyecek kadar kötü ve olağanca cılız. Attım çöpe gitti.

2) Tezgaha yaklaşıyorsunuz bir kilo yarım kilo çilek, kiraz vb. meyve almak isteyeceksiniz En öne ve meyve yığınının üst kısımlarını yüksek kaliteli olanları koyup müşteriye arka taraflarından çürük ezik ve kalitesiz olanlardan dolduruyor poşete. Seçemezsin. Dayak yiyebilirsiniz. Çünkü korumanız falan yok. Onlar kalabalık ve tezgahın altında ne gibi avadanlık olduğunu bilemezsiniz.

3) Kiraz tezgahının üzerinde " kiraz 60 TL" yazıyor." 1 kilo kiraz verir misiniz" diyorsunuz

Tartıp size veriyor pazarcı efendi. Cepten çıkarıp 60 TL’yi veriyorsunuz. Adam şöyle garip bir temaşa atıyor yüzünüze ve " 60 TL daha vereceksin" diyor." Neden" diyorsunuz, size kiraz yığının üzerindeki tabelanın üst sol köşesindeki karınca bacağı gibi incecik yazıyı gösteriyor. Küçücük- incecik yazıyla "yarım" kelimesi yazıyor.

4) Açıkta satılan toz duman, kışın da çamur ve kirlilik içinde satılan hassas gıda maddeleri, ne kadar sağlıklı, bin şahit ister.

5) Yediden yetmişe, çoluk çocuk yüksek perdeden böğürüyor semt pazarlarında sabahtan akşama kadar. Binlerce insanın işitme sistemini sağırlaştırırcasına... 

6) Semt pazarlarında can ve mal güvenliği yok. Cadde, sokak, kaldırım ve yollar dop dolu araba, motosiklet, bisiklet, kamyon, kamyonet, skutur el arabası vb. 

7) Ne Pazar yerleri yönetmeliği ne çevre kanunu ne hıfzıssıhha kanunu ne de Türk ceza kanununun, benzeri tüzük ve yönetmeliklerin hiç birisi uygulanmıyor, zaman zaman belki de tesadüfen bir iki zabıta memuruna rastlayabilirsiniz eğer şansınız varsa tabi...

Sorunlar yumağı üzerinde örnekleri çoğaltabilirsiniz. Kamuoyu çok merak ediyor. Mağdur vatandaşlar olarak hepimiz çok merak içindeyiz.

Gerçekten kentimizde bu sorunların çözümünde bir kurum kuruluş ve yetkili etkili kişi kurum var mıdır, yok mudur bilinmez. Eğer varsa, ayyuka çıkmış ola bu ve benzeri sorunlar defalarca dile getirilmiş olmasına rağmen neden çözülmüyor? Eğer bu konuda bir teşkilat yoksa olması gerekmez mi? Diğer taraftan kaygı zincirimizin devamında diyoruz ki, böyle teşkilatlarımız varsa ilgili sektör, riyaset, yetkili etkili olanlar, kamuoyunun bu çığlığını duymuyorlar mı? Yani diyoruz ki, tüketici kesimler daha ne kadar zaman boyutunda çığlık atmaya devam edecekle?

Her alanda vatandaşımızı korumakla yükümlü olarak, ortada bir ana yasa, sair kanun nizam, mevzuat, hukuk sitemi, evrensel hukuk gibi yaptırımlar olduğuna göre, vatandaşı çok yönlü kahreden bu sistemler manzumesi niçin uygulanmıyor?

Yani demek istiyoruz ki, sahada kanun, devlet, mevzuat düşmanı gruplar vatandaşı canından bezdirecek, haksız olarak cebindeki üç beş kuruşun çar çur edilmesine yönelik kazık atmalar, istismar etmeler gibi eylemle içinde olacaklar, ama varsa sorumlu birileri buna müdahale etmeyecek vicdana, merhamete sığmayan bu lekeli, hukuksuz gidişata da vatandaş sesini çıkarmayacak, öyle mi, olmaz böyle şey...

Bizler piyasanın nabzını tutuyoruz. Halk isyan içinde beyler varsa yetkililer, lütfen görev başına.