‘Aday gösterilmediği zaman küskünlük içine girecek, hatta bu küskünlüğü rakip siyasi partiler lehine çalışmaya kadar ilerletecek isimler partimize gelmesin”

Bu sözler AKP İl Başkanı Mustafa Köse’ ye ait..

AKP’li Köse, 1 Ekim’de başlayan ve 1 Kasım Cuma günü sona erecek olan aday adaylığı sürecine yönelik olarak bu uyarıyı yaptı.

Köse’nin aday adaylığı sürecindeki bu uyarısı çok yerinde..

Diğer partiler için de geçerli olan bir uyarı olarak algılanmalı..

Siyasi partiler bu sıkıntıyı önceki seçimlerde yaşadılar.

Aday adaylığını vitrine çıkma, reklamını yapma, tanınırlığını artırma fırsatı olarak görenler, listeler açıklanınca değişik tepkiler ortaya koydular.

Kimileri AKP’li Köse’nin de söylediği gibi küsüp gitti, ata mirası olduğunu söylediği partinin kapısını bir daha çalmadı.

Aday adaylığı sürecinde hep önde görünen, partinin tüm etkinliklerine katılmakla kalmayıp, medyada boy gösteren kimileri ise, aday adaylığı sürecinde övdüler düzdükleri, hatta şiirler okuyup, şarkılar besteledikleri partilerine ve yöneticilerine olmadık hakareti yaptılar, suçlamalarda bulundular.

Siyaseti sıçrama tahtası olanlar kabul edip aday adayı olan ve ‘merkezden- malum yerlerden- garanti aldım’ iddiasında bulunanlar, aday yapılmayınca,ya da listelere giremeyince, listenin seçilme şansı az olan sırasına yazılınca rakip partiye transfer yaparak siyasi ihanete imza attılar..

Daha da üzücü olanı, bir partiden seçilip de, istifa edip, yol arkadaşları ile birlikte başka partiye geçilmesi..

Antalya’da bunun örnekleri çok..

En son siyasi transferi MHP’li  Korkuteli İl Genel Meclisi Üyesi Hüseyin Çil yaptı..

Siyaset kulislerinden sızan bilgiler, Çil’in MHP’den Korkuteli Belediye Başkan adayı olmak istediği, ancak Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin mevcut başkan Hasan Gökçe’yi aday göstermesine kızarak istifa ettiği şeklinde.

Daha da ilginç olanı aday yapılmadığı için MHP’den istifa eden Hüseyin Çil’in yıldırım hızıyla CHP’ye geçerek, CHP’den Korkuteli Belediye Başkan adaylığının konuşuluyor olması.

Aday adaylığı sürecini en erken başlatan CHP, önceki genel seçimlerde yaşadı bu acıyı..

En taze örneği ise CHP’de seçilip, AKP’ye geçen Büyükşehir ve Konyaaltı Belediye Meclisi Üyesi Remzi Sadi..

CHP’nin bir de Döşemealtı sancısı var..

2004 seçimlerinde AKP’den Yeniköy Belediye Başkanı olan Nurettin Tursun, 2009 yerel seçimleri öncesinde Yeniköy ve Yeşilbayır Belediyelerinin birleştirilmesi ile oluşturulan Döşemealtı Belediye Başkanlığı için AKP Yeşilbayır Belediye Başkanı Hasan Akalın’ı tercih edip aday gösterince, yıldırım hızıyla CHP’ye geçmiş ve çok az bir farkıyla seçimi kazanmıştı.

Nurettin Tursun, seçimler öncesinde kendisini aday göstermeyen AKP’ye yönelik suçlamalar ve iddialarda bulunmasına karşılık, seçimden kısa bir süre sonra meclis üyeleri ile birlikte kendisine daha önce kapıyı gösteren AKP’ye geri dönmüştü.

Yani siyasi ihanete en çok uğrayan, en çok ağzı yanan parti CHP..

O nedenledir ki CHP, sıkça parti değiştirmesi ile Afyonkarahisar’ın eski milletvekili ‘Fırıldak Kubi’yi bile geride bırakan Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’a kapıyı kapadı..

CHP tabanı ‘ithal aday istemeyiz’ tepkisini sürdürürken, CHP, Kepez’de sıkıntılı bir süreç yaşıyor.

Kurucusu olduğu AKP’den ihraç edilen Kepez eski Belediye Başkanı Erdal Öner’in CHP’den belediye başkan adaylığı sürekli dillendiriliyor.

İşin ilginç olan tarafı bazı CHP’lilerin ‘Kepez’i Erdal Öner’le kazanırız’ şeklinde görüş bildirmeleri.

Olayın bir diğer yönü ise CHP’den belediye başkan aday adayı sayısının fazlalığı..

Konyaaltı için 12, Muratpaşa için 7, Kepez için şimdilik 4 belediye başkan aday adayı var..

Merak edilen kaçının meclis üyeliğini garantilemek için belediye başkan aday adaylığı olduğu..

Çeşitli şekillerde bu soru yöneltildi başkan aday adaylarına, denildi ki “ Başkan adayı gösterilmezsiniz belediye meclis üyeliğine razı olmayacağınızı açıklayacak mısınız ?”

Henüz hiçbir belediye başkan aday adayı bu soruya yanıt vermedi, veremedi.