
İbrahim Akkaya
Müjde.. Kıldan’ı yakmayacağız !
Abdullah Kıldan, Antalya’da tanıdığım en enteresan insanlar arasında..,.
Tez canlı, düşündüğünü hemen söyleyen bir kişilik..
Panik atak olarak da tarif edilebilir..
Sürekli bir şeylerin arayışındadır Kıldan..
Yenilik peşinde koşar, akla hayale gelmez icraatlar yapar..
Kıldan, 2010 yılının başlarında uzun uğraşlar sonucunda güneş enerjili bisiklet üretti..
Dönemin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’a götürdü güneş enerjili bisikleti,.
Akaydın, övgü düzdü Abdullah Kıldan’a ‘bir tane yetmez, birkaç tane üret, belediyeye alalım’ diye gaz verdi..
Akaydın’ı o dönemde tam olarak tanımayan, tanıyamayan Kıldan, varını yoğunu güneş enerjili bisikletlere harcadı..
Sonra mı ?
Malumun ilanı, medyatik olmak için canını veren, bununu için de bisikletlerle poz verip, röportajlar yaptıran Akaydın, vazgeçti bisikletleri almaktan..
Kıldan için yıkım oldu bu yan çizme işi..
Madden ve manen çok yıprandı..
Çok kızdı, dağa çıktı Kıldan..
Yanlış anlamayın bölücü örgüte falan katılmadı,, ilk göz ağrısı Gündoğmuş’a kaçtı, orada “Gençlik meyvesi’ olarak anılan ‘Goji Berry’i üretmeye başladı..
‘Kurt üzümü’ olarak da bilinen Goji Berry şimdilik Abdullah Kıldan’ın uğraş alanı..
Kıldan, göbekten CHP’li..
CHP’yi her koşulda savunan bir siyasetçi.
CHP’de kongre sürecini de yakından izliyor Kıldıran..
Kendisine has üslubu ile de kimi zaman iğe kimi zaman çuvaldızla eleştirilerini yapıyor..
Sosyal medyayı iyi kullanan Abdullah Kıldan’ın facebook’taki son paylaşımını çarpıcı bularak, sizlerle paylaşmak istedim.
Şöyle diyor Kıldan, çok ses getireceğine inandığım paylaşımında:
“16 Haziran 1974 günü Resul Uslu ağabeyimle birlikte Kalekapısı'ındaki CHP il binasına gittik. Gençlik Kolları Başkanı Recep Durmasür ağabeyimdi. Beni partiye kaydetti ve elime kartondan yapılmış ikiye katlanan bir kimlik kartı verdi. O gündür bu gündür Cumhuriyet Halk Partiliyim ( arada askerlik ve memuriyet hariç) Kalkan'da belde başkanlığı Gündoğmuş'da ilçe başkanlığı yaptım. Seçimde bana karşı mücadele eden Adayın kurultay delegesi seçilmesi için mücadele ettim ve seçilmesini sağladım. Rakip listeden yönetime giren yönetim kurulu üyesinin ilçe sekreteri olarak görev yapmasını sağladım. Daha önemlisi Gündoğmuş'da CHP ilk defa köyleri ile birlikte bizim yönetimimizde birinci parti olmuştur. Halen Muratpaşa ilçesi üyesiyim. Bir CHP li olarak söz veren yöneticilerin verdikleri sözleri takip ettiğimde sözlerini tutmadıklarını görüyorum.Üyelikten doğan eleştiri hakkımı kullanıyorum. Mesela genel Başkan'ın "makul seviyede oyu arttıramazsam genel başkanlıktan ayrılırım" diyor ayrılmıyor. Bir ilçe başkanı "CHP yi birinci parti yapmazsam çeker giderim"diyor ama gitmiyor. Kendisi il başkanı iken "belediye başkanları işlerini yapsınlar örgüte müdahale etmesinler" diyenler belediye başkanı olunca örgüte direk müdahale ediyor. Bunlar yapmayın diyenler parti düşmanlığı ile etiketleniyor. Sanal hesaplarla saldırılarak güya değersizleştiriyorlar. Muratpaşa sözüm ona "gençliğinin" beni dövme planı yaptıklarını haricen duydum. Onları misafir etmek için bekliyorum.
Son yapılan mahalle delege seçimlerinde oy kullanmaya gitmedim. Fiilen üyeliğim devam ediyor ancak gönülden bağım zayıflamıştır. Sanırım istifa dilekçemi de en kısa zamanda ilçe başkanlığına ulaştıracağım. 41 yıllık mücadele burada bitmiş olacak...
Aklıma gelmişken yazayım. "CHP iktidara gelmeden ölürsem beni yakın" demiştim. Artık yakmayın...
Bundan böyle CHP'nin logosuna yedinci okun eklenmesi için mücadele edeceğim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.