
İbrahim Akkaya
Kavşaklar yaptırdım tahtadan !
Büyükşehir Belediye Başkanı Türel, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin(ANSİAD) geleneksel yemekli toplantısında esmiş gürlemiş..
Menderes Türel, Antalya'nın Londra, Paris, Barcelona, Dubai gibi kentlerden tek farkının etiket olduğunu vurgulayarak, şunları söylemiş:
"Etiketimizin değerini güçlendirmemiz lazım. Bu vizyon projeleri Antalya'ya katma değer sağlamak için yapıyoruz. İstemezükçü zihniyetle daha iyi mücadele edersek bu projeleri Antalya'ya kazandırırız"
Türel’in ‘istemezükçü’ diyerek Antalyalı patronlara şikayet ettiği kişi, kurum ve kuruluşlar belli..
AKP’ye alkış tutmayan meslek odaları, rant beklentisi olmayan sivil toplum örgütleri ve AKP’den nemalanmayan yerel basın organları..
Aslında Türel, bunu hep yapıyor..
AKP zihniyetinde olmayan, beton aşkıyla yanış tutuşmayan, rant paylaşımı için sırasını beklemeyenler ‘istemezükçü” yaftasını yiyor, hedef gösteriliyor, kamuoyu önünde yıpratılmaya, sakıncalı konuma sokulmaya çalışılıyor.
Yiğidi öldürüp, hakkını vermeli, Türel, dersine iyi çalışıyor, bununla yetinmiyor, laf ebeliği ile tıpkı AKP’nin tepe yönetimi gibi en olumsuz konularda bile kendini haklı pozisyona sokuyor..
Bakınız Antalya’da AKP’lilerin söylemiyle kentin merkezinde ‘ucube’ gibi duran kavşaklarla ilgili eleştirilere nasıl yanıt veriyor :
“Muhalefet bizi bilimsel bilgiye dayanmadan sadece siyaset yapmak için eleştiriyor. Antalya’ya beton kavşaklar yapıp çirkinleştirdiğimi söylüyorlar. Tahtadan kavşak mı yapayım. Muhalefet bizi eleştiriyorsa çözümünü de söylemeli”
Türel ve AKP’liler öncelikle şunu sindirmeli..
Muhalefet elbette eleştirecek..
AKP yandaşları dışındaki gazeteler ve gazeteciler mesleğin gereği olarak doğal olarak eleştirecek, toplum adına muhalefet görevini yapacak..
Bundan gocunmanın, çeşitli yakıştırmalar ile etkisizleştirmeye, bazı çevrelere hedef göstermeye çalışmak şık değil..
Tahtadan kavşak yapmayın ama kentin ortasında trafiği rahatlatacağım diye çirkinlik abidelerini de dikmeyin..
Gidin bakın Çallı Kavşağı’na, Gazi Bulvarı’na, Aspendos Bulvarı’na, Aksu’ya, Serik’e, Yukarıkocayatak’a..
Kimse aksini iddia edemez..
AKP’nin beton aşkı, bir zamanlar yüksek bir yerden bakıldığında mavinin ve yeşilin tüm tonlarını görebildiğimiz Antalya gri, sevimsiz, soğuk bir kent görüntüsüne büründü..
AKP’nin beton aşkının ‘yatırım- hizmet yağmuru’ olarak lanse edilmeye çalışılması ise sadece kendilerine koşullar ne olursa olusun biat eden kesimleri tatmin eder..
Kuşku yok ki dünyanın en güzel şehri Antalya’yı 2014 yerel seçimleri ile birlikte devreye giren ‘bütünşehir uygulaması’ tehdit ediyor..
Antalya merkezi zaten betona teslim oldu..
Sahil kesiminde işgal edilmemiş, kaçak yapılarla örülmemiş yer kalmadı..
Doğu’da Gazipaşa, batıda Demre’ye kadar tahsis ile halktan kaçırılmamış sahil yok gibi..
Türkiye’nin belki de tek ‘sakin şehri’ olarak bilinen Kaş, bütünşehir uygulaması ile ranta kurban edilmek üzere..
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nce hazırlanan ve Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AKP grubunun oylarıyla kabul edilen imar planları Kaş’ın ölüm fermanından başka bir şey değil.
Bununla değil Kaş’ı bekleyen tehlike.
Bir de havaalanı konusu var.
Kaş Turizm ve Tanıtma Derneği, Kaş Kalkan Patara Otelciler Birliği, Kaş Sualtı Deneği, ÇEKÜL Vakfı Kaş Temsilciliği , Kaş Çevre Platformu ve Kaş Koruma Platformu’nca hazırlanan raporda Çukurbağ ve Pınarbaşı mahalleleri arasında 6 bin 400 dönümlük bir alanda yapımı düşünülen havaalanının bölge için büyük tehdit oluşturacağı öne sürülüyor.
Platformların raporları tehdidin boyutlarının ne denli ciddi olduğunu ortaya koyuyor.
Bu konuyu bir başka gün sizlerle paylaşmaya çalışacağım..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.