Kurultaylar partisi CHP’nin 35’nci kurultayı 16-17 Ocak günlerinde yapılacak..

Eski heyecan yok, kurultaydan fazla bir beklenti de söz konusu değil..

CHP Antalya Örgütü’nde olağan olsun, olağanüstü olsun eski kurultaylar öncesindeki telaştan da eser yok..

Partiden Ankara’ya 15 otobüs kaldırılacağı yönünde verilen bilgiye de itibar etmiyor CHP’liler..

Medyada da fazla yer bulamıyor CHP kurultayı..

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, kurultaydan sonra partide büyük bir değişimin başlayacağını açıklayarak parti tabanını harekete geçirmeye, partililerin, siyaset kulislerinin ve medyanın dikkatini yarın başlayacak kurultaya çekmeyi planlıyor.

Gürsel Tekin, CHP yönetiminde bir çok ismin değişeceğini, CHP’nin daha aktif bir dış politika izleyeceğini vurgulayarak, şu müthiş açıklamayı yapıyor :

“CHP’de aspirin tedavisi uygulayacağız”

CHP Genel Sekreteri Tekin, ardından döktürüyor :

“Önceliğimiz özgürlük ve demokrasiyle ilgili paketler. Irkçılık, şövenizm konusunda özgüvenli adımlar atmayı planlıyoruz. Partide revizyonlar zaten oluyor.”

Tekin, partinin bir sonraki seçimde iktidarı hedeflediğini söylese de buna CHP’liler bile inanmıyor.

CHP’nin birkaç yıldır değiştiğini düşünenlerin arasında bulunuyor Gürsel Tekin.,.

Yiğidi öldürüp hakkını verelim CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte gerçekten değişime uğradı....

Nasıl mı ?

Cumhuriyetin kurucusu CHP’nin önüne ‘yeni’ ibaresi geldi.

Böylece büyük değişim başlamış oldu(!)

Kılıçdaroğlu ve ekibi, gerçekten CHP’yi değiştirdi..

CHP’yi ‘sosyal demokrat’ kimliğinden uzaklaştırıp merkez sağ, muhafazakar, hatta cemaat oylarına bel bağlayan bir partiye dönüştürdüler..

Sürekli parti değiştirip, sonunda kapağı CHP’ye atan bir milletvekili adayının da söylediği gibi CHP’de ulusalcıların yeni olmadığı anlayışı öne çıktı, ulusalcılar dışlandı, tasfiye edildi, onların boşluğu Truva atlarıyla dolduruldu.

Düne kadar CHP’ye, ilkelerine, kurucusu Atatürk’e her türlü hakareti yapanlar baş tacı edildi.

Bununla da kalınmadı partinin üst yönetimine en önemli görevlere getirildi..

Antalya öncelikli olarak önceki Genel Başkan ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal karşıtı olan herkes ödüllendirildi.

CHP’de Baykal karşıtlığı en önemli primleri yaptı..

Baykal’a muhalefet eden, hakaret yağdıran, eleştiren, hatta eleştiri sınırlarının ötesine giderek Baykal ve çevresindekileri düşman belleyenlere kol kanat gerildi sırtları sıvazlandı..

CHP’de ulusalcı düşünceyi savunan, CHP’nin ilkelerinden ödün vermeyenler, ciğeri beş para etmeyen  çakalların önüne yem olarak atıldı..

Atadan, dededen CHP’liler itibarsızlaştırıldı, kimi çevrelere hedef gösterildi, daha da ileriye gidilerek CHP’ye düşman olan işi ve guruplarla işbirliği yapılarak, küstürüldü, partiden uzaklaştırıldı.

Bir de kurultay takviminde yaşananlar var..

Her türlü oyun oynandı bu süreçte..

Kılıçdaroğlu’nu zorlanmadan yeniden seçtirmek adına CHP’nin gelenekleri ayaklar altına alındı..

Tehdit, baskı, şantajın haddi hesabı yok..

Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar dudak uçuklatan cinsten.

Yeni de olsa CHP’de şu anlayış hiç değişmedi, kolay kolay da değişmeyecek..

“Küçük olsun benim olsun”

Çünkü CHP’nin iktidar olmak gibi bir amacı yok.

Çünkü CHP’nin halkın parti olmak gibi bir derdi yok..

Çünkü CHP’nin halkın umudu olmak gibi bir hedefi de yok..

O halde planlama belli..

Aspirine devam !

.