Sayılı gün çabuk geçiyor, yerel seçimlere artık 2 yıldan az bir süre kaldı. Siyasi partiler de yerel yönetimlerin çeşitli kademelerine aday olmayı düşünenler de hazırlıklarını yapıyor, nabız yokluyorlar.
Elbette her yiğidin gönlünde bir aslan yatıyor.
Bu Antalya için de, Türkiye'nin 71 ili için de, tüm ilçe, belde ve köyler için de geçerli.
İnsana hizmet sanatı olan siyasete gönül verenler ile hemen hemen her dönem 'potansiyel aday' olarak görülenler, gelişmeleri izliyor, ilişkilerini sıcak tutuyor, etkinliklere katılıyor, genel ve yerel sorunlarla ilgili olarak vatandaşın düşüncesini öğrenmeye çalışırken, kendi ilke ve hedeflerini de anlatma uğraşını veriyor.
İşte böyle bir süreçte iktidar partisinin Meclis'teki parmak üstünlüğüne dayanarak getirmeye çalıştığı, kulislerde konuşulduğuna göre de alt yapısı büyük ölçüde hazırlanan 'Bütünşehir Yasası' hevesleri kırdı, heyecanı nemli ölçüde bitirdi, hem siyasi partilerde, hem de olası adaylarda sıkıntı yarattı..
Türkiye'nin Doğu'su için önerilen, hatta dış güçlerin ve Avrupa Birliği'nin saklamaya bile gerek duymadığı 'Eyalet Sistemi'nin ayak seslerini daha yakından duymaya başladık son günlerde.
Bu noktada en önemli atımı İçişleri Bakanlığı attı bir süre önce..
İstanbul ve Kocaeli dışındaki büyükşehirlerin belde belediyeleri ve aralarında Antalya'nın da bulunduğu 28 kentin köy muhtarlıklarının tüm yetkilerini valiliklere devretti..
Aslında atılmak istenen adım, Başkanlık sistemine zemin hazırlama amacını taşıyor.
'Küçük Amerika' olduğumuzun belki de pekiştirilmesi amacını taşıyan başkanlık sisteminin en önemli ayağını eyalet sistemi oluşturuyor.
Yasama ve yargıya ipotek koyma anlamına geliyor ki, AKP iktidarı bunu çoktan yaptı bile..
Her konuda olduğu gibi hükümet, belde belediyelerinin yetkilerinin valilere devrinin kılıfını da buldu.
"Büyükşehir olacak illerdeki bazı belediyelerin taşınmazları elden çıkarma ve belediyeyi borçlandırma yoluna gitme şeklindeki duyumlar" bahane ediliyor.
Amaç belli, Antalya'yı, Gavur İzmir'i, AKP'li olmayan Eskişehir, Diyarbakır, Muğla, Mersin gibi belediyede seçimleri daha kolay şekilde kazanmak..
Bütünşehir Yasası ile Gazipaşa Kalederan'dan Kaş Ovaköy'e kadar tüm yerleşim birimleri Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisine alınmak isteniyor.
AKP, bu düzenleme ile Büyükşehir ile birlikte yıllardır uğraştığı Muratpaşa ve Konyaaltı belediyelerini de kazanmayı düşlüyor.
Son sözü sandık söyleyecek ama, Antalya ile birlikte Türkiye'yi ilgilendiren bu çok önemli yasa konusunda ve belde belediyeleri ile köylerin yetkilerinin valiliklere verilmesi konusunda vatandaşın fikri sorulmuyor, "ben yaptım oldu' mantığı ile karar veriliyor.
Hoş halkımız da sormuyor, sorgulamıyor.
Pekala Antalya eyalet mi?
Olursa nereler Antalya'ya bağlanır?
Bu sorular zihinleri elbette meşgul ediyor.
Bir de Alanya'nın ve Manavgat'ın il olma hayali var..
Alanya, bir dönem bu hayale öyle kapıldı ki kentin girişine, "Alanya iline hoş geldiniz' tabelası bile astı..
Alanyalı umudunu hala yitirmedi ama, adı Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayları arasında sayılan Alanyalı AKP Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, hemşerilerini üzen bir açıklama yaparak, "biz kimseye il sözü vermedik" diyerek, Bütünşehir Yasası için bir anlamda sinyali vermişti.
Bütünşenir Yasası ile Antalya'da 74 belde belediyesinin kapanması söz konusu..
Bu belediyeler arasında ilçe olmak isteyen AKP'li Side Belediyesi'de var..
Bir diğer kapanma riski bulunan belediye AKP'li Tekirova Belediyesi..
Bekleyelim ve görelim bundan sonra ne olacak..
Antalya, eyalet mi olacak, yoksa özel bir statü ile İstanbul ve Kocaeli gibi kaynakları fazla, rantı yüksek bir kent olduğu için başka bir düzenleme mi yapılacak ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.