Yangın söndürme uçağı almaktan imtina eden koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin iyi ki halkçı belediye başkanları var da maddi ve manevi tüm güçlerini her sıkıntıda seferber ediyorlar. İyi ki her koşulda ekmeğini bölüp paylaşmayı bilen bir milletiz de zorlukları aşmayı beceriyoruz…

 

    Pandemide de aynısı oldu bugün 10. gününe giren orman yangınında. Ve işin tuhafı utanmadan sıkılmadan sorumluluğun zaten belediyelerde olduğunu söyleyenler var…

 

    Tabii saraydan bakınca belki de haklılar. Ne gerek var yangın söndürme uçağına falan? Sarayın filolarını, bakanların, diyanet başkanının filosunu büyütelim ki itibarımız yükselsin…

 

    Ama yetmez. İtibarımız için Ortadoğu’ya, Afrika’ya, komşu ülkelere hibeler vermeliyiz. Aşımız olmasa da aşı yollamalıyız…

 

    İtibarımız yükselsin…

 

    Yoksa yangın söndürme uçağı almak basit. Ancak yangın, sel, deprem hepsi afet. Herkesin başında. Küresel ısınma, kundaklama daha çok da yangın çıkabilir. Öyle diyor ‘bilim insanları’…

 

    Hem açıkladılar, “Havadan müdahale sonuç vermez. Su buharlaşıyor”…

 

    Evet, İYİ Parti Antalya İl Başkanı Mehmet Başaran’ın da dediği gibi aklımızla alay ediyorlar. Hem de nasıl…

 

    Benim analarım, bacılarım, kardeşlerim seferber olmuş canı pahasına orman işçisi, itfaiye personeli ve çevre illerden gelen gönüllülere destek oluyor. Tırmıkla yangının gelmemesi için bölgelerini koruyor ama biz çok basit bir alımı yapamıyoruz…

 

    Türk Hava Kurumu gibi Cumhuriyet’le neredeyse yaşıt bir kurumun şamar oğlanına çevrilmesine seyirci kalıyoruz…

 

    Şaibeli olduğu ortada olan ve tartışılan ihalede safdışı bırakıyoruz, THK’yı…

 

    Sonuç, uçaklar hangarda…

 

    Kıymetli kayyum düğünde…

 

    Maliyetten uçakları uçacak hale getirmiyoruz…

 

    İşte emekli hava albay, THK’nın eski Genel merkez Yöneticisi Vasıf Yüceliş açıkladı. Uçakları devlet malı yaparsak, tamir ve bakımı için mevzuata takılıp yüksek meblağlara vermeyiz…

 

    THK uçaklarının 2’sinin 1 haftalık bakımla uçabileceğini Vasıf Yüceliş söylüyor. 30 Yıl, ege adalarına uçmuş bir albay…

 

    “Biz gözümüzü budaktan sakınmayan insanlarız, o alevin içerisine gerekirse gireriz. Bize görev verilsin, bu işi yapacak çok arkadaşımız var!” diye de sesleniyor…

 

    Günlerdir kendisine çok sayıda mesaj da geldiğini aktarıyor…

 

    Evet kıymetli yetkililer, etkililer elbette siz de istemezsiniz köylerimizin, ormanlarımızın yok olmasını, yurttaşlarımızın ölmesini, mal ve can kaybını…

 

    O yüzden dinleyin, bilenleri…

 

    İşi, işi bilene verin…

 

    Daha fazla yakmayın bizi…