Ekonomi bilimci Steve Hanke son dönemde en çok değer kaybeden ülke para birimlerini şöyle sıralamış: Venezuela, Zimbabwe, Lübnan, Sudan, Suriye, Arjantin, Türkiye...

 

Bu neyin işaretidir? Cevap: 21. yüzyılda Türkiye'nin çok kötü yönetildiğinin işaretidir!

 

19 Ağustos 2022 tarihli Sözcü Gazetesi'nden bir haberi dikkatinize sunarak yazıma devam ediyorum...

Günde ortalama 7 saat çalışan bir Alman günlük 73 Euro yani 1.339 TL kazanırken, Türkiye’de asgari ücretle çalışan bir işçi ise günde 8 saat çalışarak sadece 195 TL kazanıyor. 

 

Süleyman Demirel 1991'de enflasyon konusunda şunları söylemişti:

'Türkiye'nin birinci sorunudur enflasyon.

Hakikaten bugün, enflasyon dediğiniz halk günlük yaşar, halkın birinci sorunu geçim sıkıntısıdır.

Esas enflasyon devletleri yıkan bir olaydır.

Milletleri içinden bozan bir olaydır.

Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir.

Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz.

Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar.

Toplumun içini bozan bir olaydır.

Onun için batılılar, enflasyona bir numaralı halk düşmanı derler.

Tek kollu canavar derler.

Batı enflasyondan fevkalade çekinir'

 

Ekonomi bilimci Alaattin Aktaş (Dünya Gazetesi) gibi uzmanlara göre şu anda Türkiye enflasyonla mücadeleden vazgeçti ya da bunu öncelik sıralamasında çok gerilere itti...

 

Uzmanlar hükümetin önümüzdeki seçimi kazanmak için yollar aradığını söylüyor!

 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, 18 Ağustos 2022 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 100 baz puan düşürerek yüzde 14’ten yüzde 13’e indirdi.

 

Ekonomi bilimci Alaattin Aktaş bu haber üzerine şunları yazdı: 

 

Gelin şu faizin seyrini kısaca hatırlatalım:

Geçen yılın mart ayında yüzde 19’a çıkarılan faiz, izleyen beş ay sabit tutuldu. Eylül ayından başlayarak dört ay boyunca toplam 5 puanlık indirimle aralıkta yüzde 14’e inildi. Bu yılın ilk yedi toplantısında faiz aynı düzeyde kaldı. Ve nihayet ağustos toplantısına geldik. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun dünkü toplantısından sonra yapılan açıklamada faizin yüzde 13’e indirildiği belirtildi.

Hep vurguluyorum; ben artık faiz için “Merkez Bankası kararı” demiyorum; “Merkez Bankası’nın açıkladığı karar” diyorum. Bu da belli ki öyle oldu."

Ekonomi bilimci Jason Tuvey kararla ilgili, “Bu son adım, yeni bir kur krizini (Türk lirasının yabancı para birimleri karşısında değer kaybını) hızlandırabilir.  Her şeyden öte, TCMB’nin talimatlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan aldığı bariz” değerlendirmesinde bulundu.

 

Ekonomi bilimci Steve Hanke Türkiye'deki yıllık enflasyonun % 80 değil kendi hesaplamasıyla % 133 olduğunu yazdı...

 

ENAG ise Türkiye'nin yıllık enflasyonunu % 176 olarak hesapladı...

 

Bazı ülkelerde yıllık enflasyon şöyle: 

Arjantin % 75

Laos % 72

Pakistan % 44

Mısır % 33

Moldova % 27

Estonya % 22

Letonya % 21

Litvanya % 20

Ukrayna % 16

Belarus % 16

Polonya % 15

Rusya % 15

Polonya % 15

Bulgaristan % 14

Çekya % 13

Romanya % 13

Slovakya % 12

Hollanda % 11

Yunanistan % 11

Karadağ % 11

Kosova % 11

İngiltere % 10

Belçika % 10

İspanya % 10

Makedonya % 10

Bosna Hersek % 10

İrlanda % 9

Avusturya % 9

Macaristan % 9

Portekiz % 9 

Sırbistan % 9 

Hırvatistan % 9

Almanya % 8 

İtalya % 8

İsveç % 8 

Finlandiya % 7

İzlanda % 7

Fransa % 6

Arnavutluk % 6

Norveç % 5 

Danimarka % 5 

İsviçre % 3

Çin % 2 

 

Geride kalan 150 yılımızın dönüm noktaları : 

 

1867'de Osmanlı Padişahı Abdülaziz Batı Avrupa ziyaretinde sanayileşmiş ülkelerle Osmanlı ülkesi arasındaki gelişmişlik uçurumunun farkını bizzat görerek dehşete kapıldı...

Bu ziyarete sonradan 33 yıllık Padişahlık yapacak olan 2. Abdülhamit de katıldı...

 

Alman ordusunun 1870-1871 savaşında Fransa karşısındaki zaferi Osmanlı'nın Almanya'ya müttefiklik teklifinde bulunmasına yol açtı...

 

İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan orduları ülkemizi işgal ettikten hemen sonra 23 Mayıs 1919 Cuma günü Halide Edip Adıvar Sultan Ahmet Meydanı'nda toplanan 50.000'den fazla vatansevere şöyle seslendi:

 

"Gecenin en karanlık olduğu ve hiç bitmeyecek zannedildiği zaman,  güneşin doğuşunun en yakın olduğu zamandır...

Kardeşlerim, bacılarım, vatandaşlarım! Yedi yüzyıllık şerefli geçmişimiz şu anda gökyüzüne yükselen bu minarelerden , Osmanlı tarihinin yaşadığı bu yeni trajediyi seyretmektedir. Bu meydanda şanlı kutlamalar yapmış atalarımızın ruhlarına sesleniyorum. Bu yenilgi tanımayan yüreklerin karşısında başımı haklı bir öfke ile kaldırıyor ve şöyle diyorum: Ben İslam’ın bahtsız bir evladı ve yine aynı şanlı geçmişe sahip ancak kaderin sillesini yemiş günümüz neslinin bahtsız bir anasıyım. Atalarımızın ruhları önünde eğiliyor ve burada temsil edilen Türk milletinin adına , silahları ellerinden alınmış tüm vatan evlatlarının hala aynı yenilgi bilmeyen yüreklere sahip olduklarını haykırıyorum. Yüce Allah'a ve sahip olduğumuz haklarımıza olan inancımız sonsuzdur... Kulaklarınızı iyi açınız kardeşlerim, bacılarım, yurttaşlarım dünyanın hakkımızda aldığı kararları duyun-öğrenin. Savaştığımız orduların düşmanca politikası vatanımızın şu an ki nesline büyük haksızlıklar yapmış, alçakça davranışlar içine girmiştir. Eğer bizler gökyüzünde yaşasaydık, savaştığımız güçler yıldızları ve ayı işgal etmek için yine bir bahane bulurlardı. Düşmanlarımız bir uyurgezerler topluluğu tarafından yönetilen devletimizi parçalamak için bir bahane buldular ancak bizler düşman güçlerinin aldıkları bu kararlar karşısında asla boyun eğmeyeceğiz. Hükümetler düşmanımız ise halklar dostumuzdur ve bizler gücümüzü yüreklerimizdeki isyandan alıyoruz..."

 

İşgal ordularının kovulmasından sonra yapılan Lausanne (1923) ve Montreux (1936) anlaşmaları Atatürk döneminin  en önemli başarılarıydı...

Skyes Picot, Mondros ve Sevres anlaşmalarını böylece yırttık...

Almanya bile Alman halkının ruh sağlığını bozan, Almanlarda travmatik etkiler yaratan, 2. Dünya Savaşı'nın kapısını aralayan Versailles anlaşmasını (1919) yırtabilmek için 20 yıl beklemek zorunda kaldı...

 

 

Osmanlı'dan kalan borçların Türkiye Cumhuriyeti tarafından son taksidi ödendiğinde yıl 1954'tü...

 

Atatürk Bulgaristan ve İtalya'nın toprak taleplerine "Buyrun savaşalım!" cevabını vermişti...

 

1939-1945 arasında İnönü Almanya,ABD, İngiltere ve Sovyetler Birliği'nin müttefik olma taleplerini geri çevirmeyi başardı...

 

Böylece büyük savaş ve yıkım ülkemize uğramadı...

Böylece büyük savaşta tarafsız kalmayı başardık...

Nazilere bu dönemde İsmet İnönü ve Vehbi Koç tarafından krom tedarik edildi...

Napoleon'un ordusu Moskova'ya girmeyi başarmıştı, Hitler'in ordusu Sovyetler Birliği istilasında Moskova banliyölerine ulaşmasına rağmen Moskova'ya giremedi, LeninGrad'daki (Saint Petersburg) 900+ günlük Alman kuşatmasına rağmen Ruslar şehri teslim etmedi, StalinGrad (VolgoGrad) ve Kursk'ta Almanlar geri püskürtüldü...

Hitler Sovyetler Birliği'ni tümüyle istila edebilseydi Türkiye'ye de saldıracaktı...

Almanlar Türkiye'yi istila planı hazırlamıştı...

Pera Palas Oteli'nde Nazi karargahı kurulması planlanmıştı...

 

Vasıflı aydınlar yetiştiren Köy Enstitüleri (1940-1954) kısa bir süre,  Almanya'ya işçi transferi anlaşması (1961) çok uzun bir süre Türk ekonomisine nefes aldırdı...

Gurbetçilerin yolladığı dövizler Türk ekonomisinin can simidi oldu...

 

İlk kez 1946'da Zeytinburnu Kazlıçeşme'de ortaya çıkan yasadışı gecekondular milyonlarca insanın yoksulluktan kurtulmasına yol açtı...

 

12 Mart 1971 Askeri Darbesi’nin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, askeri darbenin gerekçesi olarak şöyle bir değerlendirme yapmıştı:



“Türkiye ekonomisindeki gelişme, büyüme halkın taleplerindeki, isteklerindeki, arzularındaki gelişmenin çok gerisinde kalmıştır..."



Turizmci Recep Yavuz'un yazısından bölümlerle yazımı noktalayayım:



Turizme başladığım 1980’li yılların sonunda büyüklerimiz ‘Rodos’un yatak kapasitesi Türkiye’nin tamamından daha fazla’ derlerdi. Üzülmezdim desem yalan olur. Küçücük bir adanın Türkiye’nin tamamından fazla otele ve turiste sahip olmasını ne Antalya’ya ne güzelim ülkeme kondurabiliyordum.er

Antalya’nın nüfusu 375 bin, gelen turist sayısı 2,5 milyon civarındaydı...

2022 Temmuz ayında Antalya’daki tesis sayısı: 2.157, yatak sayısı ise; 672.287 oldu.

2022 Temmuz ayında Türkiye’deki tesis sayısı: 18.142 olurken, yatak sayısı ise; 2.006.151 oldu.