868 üyesi bulunan Gıda Mühendisleri
Odası Antalya Şubesi’nin ilk kadın başkanı İncigül Sağdıç Tataroğlu, Akdeniz Gerçek Gazetesi’ne gıda güvenliği denetimi ile
ilgili bilgiler verdi ve yerel yönetimlerde kadın temsiliyetinin yetersizliğine
dair açıklamalarda bulundu. Gıda güvenliği kurallarına uymayan firmalara
yönelik cezai yaptırımların caydırıcı olmadığından dert yanan Tataroğlu, daha geniş bir ekiple daha etkin denetim önerdi. Tataroğlu,“Hem denetimlerin sıklığının artması hem de daha etkin
denetimlerin yapılması gerekiyor. Denetimler sonunda caydırıcı para cezalarının
uygulanması hatta gerekli durumlarda işletmenin faaliyetinin durdurulması gibi
yaptırımlar caydırıcı olacaktır. Bunları yapmadığımız müddetçe bu tablolarla
karşılaşmaya devam edeceğiz. Çünkü
denetimini etkin bir şekilde yapmamış ve işletmecinin vicdanına bırakmış
olursunuz. Onun da karşılığını beklemek çok zor. Geçmiş dönemlerde firmaları ifşa ettiler ama
gördük ki oda çözüm olmadı. Belki
cezalar ödendi ama o işletmeler faaliyete devam etti. Tüketici açısından da çok da caydırıcı olmadı
ki onlarda gitmeye devam etti“ dedi.
İSTİHDAM YETERLİ DEĞİL
Tataroğlu, gıda
mühendisi istihdamının yeterli olmadığını da kaydederek, “Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda güvenliği denetimini yapmakla yetkili tek kuruluş.
Bakanlığın yaptığı denetimler içerisinde değiliz.Gıda mühendisi istihdamı
yeterli değil. Farklı meslek grupları da gıda denetimi yapıyor” cümleleriyle
istihdam sağlanması gerektiğini vurguladı.
Gümrükten dönen tarım
ürünleri hakkında açıklama yapan Tataroğlu, “Belli kontrollerden geçmiş tarım ürünleri, iç piyasa değerlendirilebilir.
İç piyasada satılabilmesi için bizim mevzuat kriterlerimize uygun olması gerekir.
Dönen ürünlerin denetiminin nasıl yapıldığı duyurulmalı. İmha edilmesi halinde
de kamuya duyuru yapmakta fayda var. Diğer türlü şüphe oluşuyor” ifadelerine
yer verdi.
İŞSİZ BEYAZ YAKALILAR YETİŞİYOR
Şuan tüm mühendislik ve
mimarlık fakültelerinde mezun sayısının çok fazla olduğunu ve iş alanının dar
olduğunu hatırlatan Tataroğlu, “Üretim yapmazsak istihdam alanları yaratamamış
oluruz. Mezun olan arkadaşlarda iş
bulmaktaya da iş koşullarında sıkıntı yaşar. Bir işin talibi iki kişiyse durum
farklı değerlendiriliyor iki yüz kişiyse farlı.
Maaşlar ve çalışma şartları da aynı oranda düşüşe geçiyor. İşletmeci bu
noktada şartları ve koşulları belirleyecek baskın taraf oluyor. Öncelikle bu kadar bölümün açılmaması
gerekiyor. Çünkü bukadar ihtiyaç yok. İşsiz
beyaz yakalılar yetiştirmiş oluyorsunuz. Oluşan iş istihdamına oranla iş gücü
yetiştirmek gerekiyor. Diğer türlü bu
işin gideceği bir nokta yok ki tıkanmaya bile başladı” diye konuştu.
YEREL YÖNETİMLERDE VAR OLMALIYIZ
Tataroğlu,“Kadınların pek
çok şeyi aynı anda düşünebilme ve idare edebilme yeteneğini yönetici olarak
hayata geçirmesi gerekir. Özellikle yerel yönetimlerde var olmalıyız. Çünkü
kadınların yerel yönetimlerde çok daha başarılı olacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerde var olmak için kadınlar
öncelikle mücadele edecek. Yapacak bir şey yok. Yer açılmasını beklemeden o
yeri bizim açmamız gerekir” diyerek kadın temsilinin artması için mücadele
edilmesi gerektiğini vurguladı.
İLK KADIN BAŞKAN ROL MODEL OLUYOR
Gıda
Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nde 2015 yılı itibariyle göreve gelen ilk kadın başkan olan Tataroğlu, “Ailemin ve iş arkadaşlarımın desteği ve cesaretlendirmeleriyle
bu göreve geldim. Fakat ülkemizde kız çocuğunu okutmama, şehir dışında okumasını engelleme gibi
çeşitli kısıtlamalar var. Kadınlar bu kısıtlama ve yönlendirmeler yüzünden
potansiyellerine ulaşamıyorlar. Ailelerin bir kadın mühendis veya mimar görmesi
kız çocuklarının da bu mesleği yapabileceklerini düşünmeye sevk edebilir. Nedense mühendislik ve mimarlık erkek mesleği
olarak görülüyor.Kız çocukları, mühendis olabileceğini hayal bile etmediği
zaman karşısında bizi gördüğünde gözlerinin içi parlıyor. Ben de yapabilir
düşüncesinin belirdiğini görebiliyorum. İşte tam da ulaşmak istediğim yer burası”
ifadelerine yer verdi.
ÇOCUK BAKIMI VE EV İŞLERİ ORTAK SORUMLULUKTUR
Tataroğlu, ‘kadınların
çocuklarına ve ev işlerine vakit ayırsın’ diye yapılan projelerin doğru
olmadığını vurgularken, “Kadınlar için üç ay tatil yapsın, sekiz beş çalışsın, eve
de gidip işlerine devam etsin gibi bir algı var.Çocuk bakımı ve ev işlerinin
ortak sorumluluk olduğunu anlamamız gerekiyor.Ama bütün bunların temelinde toplumsal
cinsiyet eşitliğini gözeten politikalar oluşturmak önemli.Bunları uygulamak ve
uygulayan yönetimleri desteklemek gerekir. Çünkü bir şeyi kanunen kontrol
altına almadıkça ufak bir farkındalık yaratmış oluyoruz. Kadınların iş hayatında nasıl aktif daha
etkin olabileceğine yönelik projeler planlanmalı” dedi.
Tataroğlu, son olarak kadın
yöneticilerin ya da kadın sayısı fazla olan toplantıların daha nezaketli ve seviyeli
geçtiğini de sözlerine ekledi. Dilara
AÇİKYİLDİZ