Diyanet’in Giyim ve Tatil Hutbeleri Gündemde! Prof. Şahin Filiz: Ayetler Çarpıtılıyor

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 1 ve 8 Ağustos Cuma fetvaları kadınların giyimi ve tatil seçeneklerine yönelik ifadeleriyle dikkat çekmişti. İlahiyatçı-felsefeci Prof. Dr. Şahin Filiz, Diyanet'in fetvalarını değerlendirdi. Prof. Dr. Filiz, "İlgili ayet ve hadisler çarpıtılarak özellikle kadınlar üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz" dedi.
Diyanet'ten Giyim ve Tatil Fetvaları
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1 Ağustos 2025 Cuma günü yayınladığı 'Hayâ: Allah'ın Emri, Futratın Gereği' başlıklı fetvasında kadınların giyimine yönelik ifadeler kullanıldı ve estetik, dövme gibi uygulamaların günah olduğu vurgulandı.
8 Ağustos 2025 Cuma günü yayımlanan 'Sıla-i Rahimle Bereketlenen Tatil' başlıklı fetvada da tatiller ele alındı. Tatillerin 'Helal haram hassasiyetinden uzak, lüks ve israfın zirveye ulaştığı' belirtilerek bu zamanlarda anne, baba ve akraba ziyaretleri yapılması gerektiği kaydedildi.
"Kadınlar Üzerinde Baskı Oluşturmaya Çalışıldığını Görüyoruz"
Prof. Dr. Şahin Filiz, Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede, "İlk hutbede örtünmenin doğrudan ‘Allah’ın emri’ olduğu belirtiliyor. Utanma, çekinme ve toplumsal normlara uymak anlamındaki ‘haya’, ilgili ayet ve hadisler çarpıtılarak özellikle kadınlar üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz. Hutbede atıf yapılan ‘Allah’tan hakkıyla haya etmek, bütün organları her türlü günah ve haramdan korumaktır’ hadisi, Diyanet’in sandığı gibi örtünmeyle hiçbir ilgisi yoktur. Organların korunması gereken günahlar; çalmak, çırpmak, sahtekarlık yapmak, hile yapmak, yalan söylemek, yoksulun yetimin milletin malını çar çur etmek... Bu hadisin manevi derinliğini, Taliban ya da IŞ*D tipi örtünmeyi andıran yorumla yüzeyselleştirmek asıl hayaya aykırı olan çarpıtmadır” ifadelerini kullandı.
'Özel Hayata ve Yaşam Alanlarına Müdahale'
Prof. Dr. Şahin Filiz, 8 Ağustos Cuma hutbesi için de, “Kim ne zaman tatili ya da büyükleri ziyaret etmeyi seçeceğini kendi özel durum ve koşullarına göre planlar. Hutbede tatil yerine büyükleri ziyaret etmeyi seçmeye zorlanan insanlar, özel hayatlarına ve yaşam alanlarına müdahale edildiği duygusuna kapılacaktır. Çünkü İslam’da insanların özel hayatları konusunda bazı öneri ve emir tarzında düzenlemeler varsa da bunları Allah adına denetleyecek siyasi, dini veya idari bir otorite ikame edilmemiştir” dedi.
1 Ağustos Cuma Hutbesi
"Mahremiyetin pervasızca ihlal edildiği bir çağda yaşandığııyoruz. Günümüzde giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevreleri, 'özgürlük' ve 'çağdaşlık' adı altında çıplaklığı özendirmekte, örtünmeyi değersizleştirmektedir. Bu anlayış, kadını da erkeği de değerli bir varlık olmaktan çıkarıp izlenen ve tüketilen bir nesneye indirgemiştir.
Oysaki insanın bedenini, mahremiyetini ve özelini toplum önünde sergilemesi; aklın, vicdanın ve fıtratın bozulmasıdır. Kısa giysiler ve şeffaf kıyafetler giyilmesi, nerede ve hangi amaçla olursa olsun Allah’ın örtünme emrini ihlaldir, haramdır. Uzuvları belli edecek şekilde dar elbise giyenler Allah Resûlü (s.a.s)’in ifadesiyle 'Giyinik çıplaklardır.' Öyleyse küçük yaştan itibaren çocuklarımıza hayâ ve edebin önemini anlatalım. İnancımıza ve medeniyetimize uygun bir giyim tarzını sevdirerek onları yetiştirmeye çalışalım.
Evlatlarımızın fıtratlarını bozacak her türlü yanlıştan onları korumanın gayretinde olalım. Bu hususa dikkat etmemek; ebeveynler için ciddi bir hata, büyük bir sorumsuzluk, ağır bir vebaldir.Tıbbi bir zorunluluk olmadan sadece beğenilmek ve özenti uğruna vücut organlarının yapısını değiştirmek, estetik ameliyatlarla fıtratı bozmak Allah’ın yarattığını beğenmemek ve şeytanın oyununa gelmektir, günahtır. Ayrıca hangi amaçla olursa olsun dövme yaptırmak, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifadesiyle Allah’ın rahmetinden mahrum kalmaktır, haramdır.
Ekranlarda, dijital mecralarda, görsel ve yazılı basında dinimizin tasvip etmediği kıyafetlerle paylaşımlar yapmak her açıdan çirkin bir davranıştır, haramdır. Her işimizde olduğu gibi giyim kuşam ve mahremiyet konusunda da ölçümüz Allah’ın emirleri ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sünneti olmalıdır. Unutmayalım ki bedeni açıkta bırakan elbiseler, vücut hatlarını belli eden kıyafetler tarz ya da imaj değil Allah’ın emirlerini ihlal etmektir.
Bazı sinema, dizi film, dijital mecralarda yapılan yayınlar ve reklamlar aracılığıyla normalleştirilmeye çalışılan çıplaklık, cesaret ve özgürlük değil, aile kurumuna yapılan bir saldırıdır. Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda, hele hele kurumsal özelliği olan mekânlarda bulunmak asgari ahlak kurallarına bile meydan okumaktır. Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir. Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır. Çünkü neslimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur."
8 Ağustos Cuma Hutbesi
"İslam’ın hassasiyet gösterilmesini istediği hususlardan biri de çalışma ve dinlenme hayatıdır. Dinimize göre çalışmak ne kadar önemli ise istirahat etmek de aynı ölçüde önemlidir. Nitekim Yüce Rabbimiz, 'Geceyi istirahat etmek için üzerinize örtü yaptık. Gündüzü de çalışıp geçim temin etme zamanı kıldık.' buyurarak bu hakikate dikkatlerimizi çekmektedir.
Dolayısıyla Müslümanın; dinlenmeye, zihnen ve bedenen toparlanmaya, ruhen arınmaya, ailesiyle birlikte nitelikli zaman geçirmeye de ihtiyacı vardır. Ancak unutmayalım ki; Müslümanın çalışması da, dinlenmesi de, tatili de, eğlenmesi de meşru, ahlaki ve helal sınırlar içerisinde olmalıdır. Müslüman, dinlenirken de zamanını boş geçirmemeli, kulluk ve sorumluluk bilincini daima muhafaza etmelidir.
Yüce Allah Kur’an’ı Kerim’de müminlerin özelliklerinden bahsederken şöyle buyurur: 'Müminler gerçekten kurtuluşa ermiştir. Onlar ki, namazlarını huşu içerisinde kılarlar. Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden uzak dururlar.' Bu ilahi uyarı bizlere, hayatımızı; dünya ve ahiretimiz için faydalı işlerle değerlendirmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır.
Ne yazık ki günümüzde bazı tatil organizasyonları, Allah’ın hükümlerini hiçe sayan, helal haram hassasiyetinden uzak, lüks ve israfın zirveye ulaştığı, nefsani arzu ve isteklerin sınır tanımadığı bir hâl almıştır. Böyle bir tatil anlayışının dinimizde asla yeri yoktur.
Aslında tatil; tembellik ve miskinlikle, gaflet içinde geçirilen zamanlar olmamalı; aksine, farklı ve faydalı meşguliyetlerle verimli bir dinlenme fırsatına dönüştürülmelidir. Yeryüzünde gezip dolaşarak Yüce Rabbimizin kuvvet ve kudretini tefekkür etmeye, kâinata ibret ve hikmet nazarıyla bakmaya vesile olmalıdır. Bu bilinçle yapılan tatil, sadece dinlenmek değil, aynı zamanda bir eğitim ve bir ibadettir.
Tatil; memleketimizi, köyümüzü, şehit kanlarıyla yoğrulmuş cennet vatanımızın tarihi ve doğal güzelliklerini çocuklarımıza tanıtmak için bulunmaz bir fırsattır. Tatil, anne babamızın hayır duasını almak, akrabalarımızla hasret gidermek için güzel bir imkândır. Evlatlarını ve torunlarını özleyen, onların yolunu bekleyen anne babalar için de bir sevinç kaynağıdır. Bugün, nice anne baba evlatlarının, nice dede ve nine torunlarının yollarını gözlemektedir. Bir çift söze, bir selama, bir muhabbete hasret kalan nice büyüklerimiz var. Müslümanın Allah’a itaatten sonra yapması gereken en önemli görevi; anne babasına hizmet etmek, onların maddi ve manevi her türlü ihtiyaçlarını gidermektir. Onları yalnızlığa ve kimsesizliğe terk etmemek, onların gönüllerini kazanmaktır.
Tatiller, çocuklarımızın dinî, sosyal ve kültürel gelişimlerine; sıla-i rahim bağlarının güçlenmesine imkân tanıyan zaman dilimleridir. Tatillerde anne babamızı ve akrabalarımızı da ziyaret edelim. Dinî, ahlaki ve sosyal sorumluluklarımızı göz ardı etmeyelim. Tatillerimizi, kulluğumuzu unuttuğumuz, günahlara kapı araladığımız zamanlara dönüştürmeyelim."
Rüşvet Görüntüsü Sonrası Diyanet'in Mekke Sorumlusuna Soruşturma
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.