Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar, onuncu köyde de
barınamazmış !..
Doğruları söylemek ve yazmaktan asla taviz vermeyen meslek
büyüğüm Bekir Coşkun, köşesinin
adını ‘Dokuzuncu Köy’ olarak
seçmişti.
Çok ilginç, ilginç olduğu kadar da düşündürücü, kaygı
verici bir süreci yaşıyoruz..
Siyasetin deneyimli isimleri bu durumu ‘ At izi it izine karıştı’ gibi çarpıcı
ifadelerle vurgulamaya çalışırlar..
Eskiler, “Her
şeyin başı sağlık” derler..
Devletin temel görevinin de sağlıklı toplum, sağlıklı
bireyler yaratmak olduğunu söylemeye sanırım gerek yok..
Yok da
vatandaşının sağlığını korumak, daha sağlıklı bir toplum ve nesil yetiştirmek
iddiasında olan devlet, kanser gibi ölümcül bir hastalıkla ilgili yapılan araştırmayı
halkından gizlediği gibi, bu hayati araştırmayı kamuoyu ile paylaşan Gıda
Mühendisi Bülent Şık’ı mahkemeye vererek, mobbing uygulamaya çalışıyor..
Bülent Şık, ‘Barış
Bildirisi’ne imza attığı için Kanun Hükmünde Kararname(KHK)ile Yrd. Doç. Dr.
Unvanıyla öğretim üyesi olduğu Akdeniz Üniversitesi’nden ihraç edilmişti..
Şimdi gelelim Bülent Şık’a şık olmayan suçlama ve yargı
sürecine..
Sağlık Bakanlığı,
2011-2016 yılları arasında kanserden ölümlerin dünya ortalamasının üstünde
olduğu Antalya, Ergene ve Dilovası’nda geniş çaplı bir araştırma yaptı.
Kanser vakalarında çevre
kirliliğinin rolüne ışık tutan çalışmanın sonuçları hala kamuoyuna açıklanmış
değil.
Bakanlığın halktan gizlediği çalışmada insan sağlığını
tehdit eden pestisitin taze fasulye, biber, hıyar, marul, maydanoz, çilek, erik
ve elmada maksimum kalıntı limitlerini çok aştığı ortaya çıktı.
Sularda ise yine kanserojen etkisi bilinen
hidrokarbon kalıntıları tespit edildi.
Yani kansere yol açan ‘zehirli ürünler’ raporu halktan
gizlendi..
Bülent Şık, baktı ki
Antalya başta olmak üzere Ergene Ovası ile birlikte Türkiye’nin hemen her
yerinde kanser olayları artıyor, bir şekilde önlem alınmasını sağlamayı
amaçlayarak, halkan gizlenen kanser raporunu medya yoluyla kamuoyu ile
paylaştı..
Şık’ın gündem yaratan açıklamaları Akdeniz GERÇEK’te
de yer aldı..
Sen misin Sağlık
Bakanlığı’nın-Devletin gizlediği bilgileri kamuoyu ile paylaşmak ?
Bülent Şık için hemen
soruşturma açıldı, ardından da dava geldi..
Sadece bu değil, Şık’ın ıspanaktaki demir
oranını konu aldığı yazıda Temel Reis görselini kullanması da soruşturma
dosyasına girdi.
Kanser
araştırmasının sonuçlarını kamuoyuna duyurduğu için yargılanan Bülent Şık’ın
yargılandığı davaya devam edildi. Şık, Sağlık Bakanlığı’na araştırmanın
sonuçlarının ne yapıldığının sorulmasını ve beraat talebi reddedildi. Bir
sonraki duruşma 26 Eylül’de görülecek.
İstanbul 2’nci
Asliye Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görülen ikinci duruşmaya, “gizli bilgileri
temin etmek ve açıklamak” ile suçlanan Bülent Şık ve avukatları katıldı.
Duruşmayı
İstanbul, Ankara, Antalya, Kırklareli, Tekirdağ ve Kocaeli barolarından
temsilciler, akademisyenler ve gazeteciler de izledi.
Antalya Barosu Başkan Yardımcısı Cenk Soyer’in mahkemedeki şu
sözleri aslında bu saçma sapan davayı çok iyi açıklıyor :
"Burada yargılanan bir bilim insanının
akademik bakış açısıdır. Sağlık Bakanlığı böyle bir rapor karşısında harekete
geçeceğine burada Bülent Şık yargılanıyor"
Yani doğru
söyleyenin onuncu köyden de kovulmasının mümkün olacağı bir dönemi yaşıyoruz..
Yalancılar, iftiracılar, düzenbazlar, vurguncular,talancılar, hırsızlar elini
kolunu sallayarak dolaşırken, kendini halkın sağlığına adayan Bülent Şık,
kanser gibi ölümcül bir hastalığın kaynağını gösteren raporu açıkladı diye
yargılanıyor..
Görüldüğü gibi
durum çok vahim..
Bülent Şık gibi
doğruları söylemekten çekinmeyen, baskılara, tehditlere pabuç bırakmayan, halk
sevgisini her şeyin üstünde tutanların ivedilikle kendilerine ‘onbirinci köy’ü bulmaları gerekiyor..