Yaşam savunucuları, eylem arkadaşım, can dostum Ali Ulvi ve değerli eşi Aysin Büyüknohutçu’nun
ölüm yıldönümüydü dün..
Kendisini doğaya adayan, doğayı yok etmeye çalışanlara
karşı destansı bir mücadele veren bu yiğit insan ve eşi 9 Mayıs 2017’de
Finike’nin kızılcık Yaylası’ndaki ‘Ali Baba’nın Çiftliği’ adını verdikleri
2 katlı evlerinde hunharca öldürülmüşlerdi..
Doğa aşığı Büyüknohutçu çifti, bölgedeki sedir
ormanlarını katleden taş ve maden ocaklarına yöre halkını da yanlarına alarak
mücadele ediyorlardı..
Cinayetten kısa bir süre sonra yakalanan yakın köylüleri
Ali Yamuç, cinayetleri mermer şirketinden birilerinin azmettirmesi sonucu para
için işlediğini itiraf etmişti.
Cezaevindeyken
mermer şirketine yazdığı ve cinayetler için kendisine ödeneceği sözü verilen
paraları isteyen notu ele geçirilen Ali
Yamuç’un eşi de cinayetlerde rolü olduğu gerekçesiyle tutuklanmıştı.
Büyüknohutçu cinayetinin tek tutuklu sanığı olan Fatma Yamuç da bir süre önce tahliye
edilmişti.
Türkiye’nin gündemini oluşturan bu çevre cinayetinin
aslında azmettiricisi biliniyor..
Biliniyor da taş
ve mermer ocaklarının cüzdanı şişkin sahiplerinin üzerine kimse gitmiyor,
gidemiyor..
Katil zanlısı Ali Yamuç’un şüpheli intiharı ile birlikte
bu kişi ve gruplar rahat bir enfes aldılar..
Böylece çevre mücadelesinin bayrak isimleri Ali
Ulvi-Aysin Büyüknohutçu cinayetinin üzerine örtülmesi girişimlerinde önemli bir
yol alınmış oldu..
Çevree şehidi Ali Ulvi Büyüknohutçu, cinayetten aylar önce
bir gazeteye açıklama yaparak, cinayetin faillerini işaret etmişti..
Şöyle demişti unutulmaz çevreci :
“Finike bölgesinde
faaliyet gösteren taş ocaklarından birinin sahibi bir siyasi partinin Finike
İlçe Başkanı’nın kardeşi, bir diğeri de başka bir siyasi partinin delegesi
çıktı. Birkaç ocağın korunmasının ise Türkiye’de ismi çok iyi bilinen bir
siyasi parti tarafından üstlenildiği ortaya çıktı. Turunçova’nın tam üzerinde
eski bir milletvekiline ait olan taş ocağı şimdi Turunçova’nın canına okuyor.
Tarımı öldürüyor, narenciyesi öldürüyor”
Ancak Büyüknohutçu’nun bu uyarısını gerekli merciler hiç
dikkate almamıştı..
Cinayetle ilgili soruşturma ve yargılama aşamasında da
öylesine garip şeyler oldu ki az kalsın öldürülen çevreci çift suçlu ilan
edilecekti..
Çevre şehidi Ali
Ulvi Büyüknohutçu ile 30 yılı aşan bir dostluğumuz vardı..
Emekli olup Finike’ye yerleşmeden önce Antalya’da pek çok
toplumsal olayda birlikte hareket ettik..
Günü geldi açıklama yaptık, günü geldi eylem yaptık,
olmadı yargıya gittik.
Ali Ulvi Büyüknohutçu ile çok sayıda televizyon programı
yaptık, tüketici ve çevre konularında çok çarpıcı gazete haberlerine imza
attık..
Sevgili Ali Ulvi Büyüknohutçu ile ilgili bir çarpıcı
anıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Büyüknohutçu
Tüketiciyi Koruma Derneği Başkanlığı da yaptı.
Tüketici haklarıyla ilgili yasaların hazırlanmasında
etkin rol oynadığı gibi Avrupa’nın çeşitli ülkelerine giderek
tüketici hakları konusunda incelemelerde bulundu.
1990’lı yıllarda
Kanal 07 TV’de ‘Çerçeve’ isimli bir program yapıyordum.
Çerçeve’ye konuk olduğu bir akşam tüketici sorunlarıyla
ilgili sohbet ederken birden çantasını açtı ve bir ekmek çıkardı Büyüknohutçu..
O ekmeğin içinden
bıçak çıkmıştı..
Bir anda televizyonun telefonları kilitlendi..
Ekmek konusunda Antalyalılardan rekor sayıda şikayet
gelmeye başladı..
Program devam ederken stüdyo dışından yüksek sesli
konuşmalar duyuluyordu..
Sonra şok bir olay yaşadık.
İçinden bıçak
çıkan ekmeği üreten fırının sahibi adamlarıyla birlikte televizyonu ve programı
bastı..
Fırıncı ve adamlarını güç bela ikna ettik..
Kimsenin burnu kanamadan programı bitirdik..
O akşamı, o programı unutamam..