Kurultay Davası Öncesi Antalya’dan Kılıçdaroğlu’na Açık Rest

Cumhuriyet Halk Partisi’nin yarın görülecek kurultay davası öncesinde CHP Muratpaşa İlçe Başkanlığı Çağlayan Mahalle Temsilcisi Ercüment Ziyaattin Özkan, CHP’nin önceki dönem genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na açık bir mektup yazdı. Özkan mektubunda, “Ey Kılıçdaroğlu, vakit geldi, çattı; şafak sökmek üzere ve ulus halkları bu karanlığın nasıl yırtılacağını merakla beklemekte. Bu ülkenin devrimcileri, kısmen de olsa kendini inkar etmemiş yiğitleri hâlâ ayakta ve bir dokunuşla, bir kımıldatmayla son günlerde fit durumda olan gerilim ve acabalar ortadan kalkacaktır. Yani Kılıçdaroğlu, demem o ki artık lal olma durumundan sıyrıl ve senin en çok sevdiğin sözcük olan, ki çok doğru, ‘vicdana ve yasaya aykırı olarak başkasına yönelik haksızlığa veya adaletsizliğin zulmüne ses çıkarmayanlar’ anlamındaki dilsiz şeytanlığa daha fazla devam etme” ifadelerini kullandı.

“En Büyük Hizmetin Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nu Kazandırmak”

Özkan, “Partimize 13 yıl genel başkanlık yaptın. Bu ülkeye ve CHP’mize iyiye yakın, iyi ve kötü denebilecek hizmetlerin oldu. En büyük hizmetin ve şansın, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu gibi bu ülkeyi sıtma ve tifo bataklığından kurtaracak insanları bilinçli ya da bilinçsiz şekilde işaret etmen oldu. Bu anlamda ben ve tüm CHP’li yurttaşlar olarak sana teşekkür ve minnet borçluyuz” dedi.

“Ülke Yangın Yeri”

Mektubunda ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durumlara dikkat çeken Özkan, “Şimdi ülke yangın yeri; millet iş arıyor, aş arıyor, öğrenciler burs arıyor, hastalar ilaç arıyor ve emekliler bir gün daha nasıl geçireceğinin hesabını yapıyor. İnsanlar, yeşermiş olan Özgür Özel umudunda geleceklerini ve çocuklarının yarınlarını görüyor; emeklinin, işçinin, köylünün, engelli yurttaşların yok olmuş varlığını, esnafın ve üniversitelinin gelecek kaygılarını yok edebilecek bir düşünceyle geleceği umutla gözlemliyor” ifadelerine yer verdi.

Özgür Özel’in mutlak butlan konusunda Kılıçdaroğlu’ndan beklentisi

“Onurun Hiç Mi İncinmedi?”

Özkan, Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Sen saygı duyulan Yemuş Ananın ve Kamer Babanın çocuğusun; şüphe yok ki onurlusun ve yokluğu ile varlığı en iyi bilenlerden birisin. Sarayın gözümüzün içine baka baka partimize, belediye başkanlarımıza ve gençlerimize yaptığı baskılar ortadayken, 10.000 polisin ve yüzlerce kiralık elemanın İstanbul İl Başkanlığımızı nasıl talan ettiğini görüp hiç mi sinirlenmedin; onurun hiç mi incinmedi? Şimdi gel ve yarıştığın kurultay sonunda kaldırmadığın Özgür Özel’in elini kaldır; giderayak bu ülke halklarına bir iyilik yap, Tunceli-Nazmiye’si bozkırının yiğit insanı olduğunu göster ve tarihe bir kriz çözen olarak gir. Demokratik, özgür, vesayetsiz ve boyun büktürülemez cumhuriyetin kurulmasında bir payanda da sen ol” çağrısında bulundu.

“Tarihe Nasıl Geçeceğine Sen Karar Ver”

Mektubunu Osmanlı dönemi taht kavgalarına benzeterek devam ettiren Özkan, “Biyolojik yaşın izin vermez ve yetmez; zira hayat çok çabuk yol katediyor. Önemli olan sonrasında dillerde olumlu ve samimi anılmaktır. Aksi takdirde dürüst oluşunu asrın en büyük hırsızlığı olan umuthırsızlığı yapmakla lekelemiş olursun. Tarihe nasıl geçeceğine sen karar ver” dedi.

“Umudumuzu Çalma”

Özkan mektubunu şöyle tamamladı: “Son yakarışım, eski genel başkanım; sana dair hâlâ ümidimi korumaktayım, lakin büyük dehlizlerle dolu, zifiri ve hiçbir zaman aydınlanmayacak karanlık tünelden önceki son çıkış artık gelmiştir. Gel, umut denen yaşam sermayemizi çalma, çaldırma, Kılıçdaroğlu.”