Antalya’da 181 Öğretmen Sürgün Gibi Atandı

Eğitim-İş Antalya Şubesi, norm fazlası re’sen atamalar ve alan dışı görevlendirmeler nedeniyle Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Cumhuriyet Halk Partisi Antalya Milletvekili Cavit Arı, CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı katıldı. Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, yapılan uygulamaların öğretmenlerin mesleki haklarını yok saydığını belirterek Milli Eğitim Bakanlığı’nı sert sözlerle eleştirdi. Basın açıklamasında konuşan Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, Milli Eğitim Bakanlığı’nda adaletsizlik ve keyfi uygulamaların kural haline geldiğini ifade etti. “Norm fazlası” gerekçesiyle yapılan re’sen atamaların öğretmenler için sürgün anlamına geldiğini dile getiren Acar, “MEB, Yusuf Tekin döneminde öğretmeni koruyan değil cezalandıran bir kuruma dönüşmüştür. Norm güncellemelerinin yapılmaması, Talim Terbiye Kurulu’nun daralttığı alanlar ve okul müdürlerinin inisiyatifine bırakılan seçmeli dersler nedeniyle yüzlerce öğretmen norm fazlası durumuna düşürülmüştür” dedi.
“Uygulama Doğrudan Aile Düzenini Zedeliyor”
Acar, Antalya’da 181 öğretmenin sürgün niteliğinde atandığını belirtti. Örneğin Kepez’den Kaş Cavdır’a yapılan re’sen atamanın 215 kilometrelik mesafe anlamına geldiğini vurgulayan Acar, “Kadın öğretmenlerimiz ailelerinden koparılıyor, bazı öğretmenler 3 vasıta değiştirerek köy okullarına gitmek zorunda bırakılıyor. Bu, çalışma barışını ve aile düzenini doğrudan zedeleyen bir uygulamadır” diye konuştu.
Okullar Açılıyor… Eğitim-İş’ten İlk Gün Uyarısı: Angaryaya ve Baskıya İzin Vermeyeceğiz!
“Tamamen Hukuksuz Bir Süreçtir”
Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Acar, 2025 Ağustos ayında yapılan norm fazlası atamalarda mevzuatta yeri olmayan “ilçe grubu” uygulamasına gidildiğini hatırlattı. Birbirinden uzak ilçelerin aynı grup içine alınmasının öğretmenleri yüzlerce kilometre öteye göndermek anlamına geldiğini söyledi. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 6. maddesinin açıkça “il içi tercih hakkı tanınmadan re’sen atama yapılamaz” hükmünü içerdiğini vurgulayan Acar, “Bakanlık hukuku hiçe sayarak sözleşmeli öğretmenlere ilişkin yönetmeliği kadrolu öğretmenlere uygulamıştır. Bu, tamamen hukuksuz bir süreçtir” dedi.
Danıştay Daha Önce Yürütmeyi Durdurmuştu
Eğitim-İş’in daha önce açtığı davalarda Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı verdiğini hatırlatan Acar, Kasım 2024’te kazanılan davaların bunun en açık örneği olduğunu kaydetti. Nisan 2025 sonrası için de yeni davaların açıldığını belirten Acar, “Danıştay, Eğitim-İş’in açtığı davalarla yürütmeyi durdurmuş ve atamaları iptal etmiştir. Kasım 2024 sürecinde kazanılan davalar bunun en açık örneğidir. Nisan 2025 ve sonrasında yapılan düzenlemelere karşı da dava açılmıştır. Bugün de aynı şekilde kılavuza dava açılmış, ilçe grupları davamız sürmektedir. Ayrıca mağdur öğretmenlerimizin açtığı bireysel davalar da devam etmektedir. Norm güncellemesi yapılmadan yapılan atamalar, sıra tayin sisteminin amacını boşa çıkarmış; aynı branşlarda tekrar norm fazlası yaratmış ve öğretmen ihtiyacını doğurmuştur. Yani MEB’in plansızlığı yalnızca öğretmenleri değil, eğitim sistemini de çıkmaza sürüklemiştir” ifadelerini kullandı.
Öğretmenler Branşı Dışında Görevlendiriliyor
Acar, birçok öğretmenin branşı dışında re’sen görevlendirildiğini belirterek, “Dahası, norm fazlası öğretmenlerin önemli bir bölümü isteği ve branşı dikkate alınmaksızın, branşı ve kademesi dışında re’sen görevlendirilmiştir. Örneğin: lise İngilizce öğretmeni özel eğitim anaokuluna, lise tarih öğretmeni ilkokul özel eğitim sınıfına, lise Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni ise ilkokul destek eğitimine gönderilmiştir” diye konuştu.
Eğitim-İş Antalya: Sahte Verilerle Zamlar Baskılanıyor
"Tüm Hukuki Yollara Başvuracağız"
Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar açıklamasının sonunda şu ifadeleri kullandı:
“Bu uygulamalar, öğretmenlik mesleğinin uzmanlık alanlarını yok saymakta, mesleki itibarı zedelemekte ve eğitimin niteliğini düşürmektedir. Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: MEB’in plansızlığının ve beceriksizliğinin bedelini öğretmenler ödeyemez! Hukuka aykırı olan bu süreç derhal sonlandırılmalı, mağduriyetler giderilmelidir! Aile birliğini bozan bu politikalar, AKP’nin “Aile Yılı” söyleminin koca bir yalandan ibaret olduğunu ortaya koymaktadır. Bir yandan aileyi kutsal ilan eden AKP, diğer yandan öğretmeni yüzlerce kilometre uzağa göndererek aile bütünlüğünü yok etmektedir. Eğitim-İş olarak kılavuzlara dava açtık, bireysel davaları başlattık ve MEB geri adım atana kadar tüm hukuki yollara başvuracağız. Dün olduğu gibi bugün de öğretmenlerimizin yanında olacağız, hukuksuzlukları ifşa edecek ve mutlaka durduracağız”
Kaynak:Necdet Görkem Sucu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.