Antalya’da 1 Mayıs Coşkusu Yaşandı

TÜRK İŞ, DİSK, KESK, Birleşik Kamu İş, Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Antalya şubeleri tarafından oluşturulan 1 Mayıs Tertip Komitesi’nin çağrısıyla binlerce kişi Konyaaltı Varyantlarda bir araya geldi. Güzergahın olduğu alan sağ ve sollu şekilde demir bariyerlerle kapatılırken, alana girenlerin üzeri güvenlik amacıyla detaylı olarak arandı. Çift güvenlik noktası dikkat çekerken, yol girişlerinin kamyonlarla kapatıldığı görüldü. Davul ve zurnalar eşliğinde 1 Mayıs coşkusu yaşayan katılımcılara Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından bardak su dağıtıldı.
'Emek, barış, eşitlik, özgürlük ve adalet için biz kazanacağız yaşasın 1 Mayıs' pankartı arkasında sıralanan onlarca sendika, STK, oda, dernek, platformalar, siyasi parti temsilcileri saat 15.15’de yürüyüşe başladı. Binlerce kişi yaklaşık 2 kilometrelik kortejin ardından sloganlar eşliğinde Cumhuriyet Meydanı’na geldi. Katılımcılar, ‘Seyyanen zam yapılsın, ‘Zorunlu ücretsiz hizmete hayır’, ‘Angaryalara hayır’, ‘Sağlık haktır, satılamaz’, Yaşasın 1 Mayıs’,’ Bu kentin barosu var’, ‘Dünyanın bütün işçi avukatları birleşin’, ‘Görünmeyen emek alanlarda’, ‘İşçinin emekçinin bayramı’, ‘Babam benim için çalışıyor, onun için yürüyorum’, ‘Alın teri yerde kalmaz,’ İşçi kardeş patron kalleş’, ‘Ücretli kölelik değil kadrolu gelecek’ ve çeşitli dövizler taşındı. Emek Gençliği ise Cumhuriyet Caddesi’nden alana koşarak girdi. Bebek arabasıyla, köpekleriyle gelenler kadar tencere tava çalanlar da renkli görüntüler oluşturdu. Pikachu kostümü ile yürüyüşe katılan gençte herkesin ilgi odağı oldu.
1 Mayıs’a, CHP Antalya İl Başkanlığı ve İlçe Başkanlıklarının da yoğun şekilde katıldığı görüldü. Aralıklara yağan yağış ve esen rüzgar alanın kısa sürede boşalmasına neden oldu.1 Mayıs yürüyüşüne yaklaşık 20 bin kişinin katıldığı öğrenildi.
Platform adına konuşan TÜRK- İŞ Bölge Temsilcisi Cemil Ünal, 1 Mayıs’ın bir takvim gününün ötesinde büyük bir anlam taşıdığının altını çizerek, “1 Mayıs, emeğin, alın terinin, eşitliğin, özgürlüğün ve dayanışmanın tarihsel simgesidir. 1 Mayıs, biz emekçilerin birleşerek sömürüye, adaletsizliğe, güvencesizliğe ve yoksulluğa karşı sesini yükselttiği gündür. 1 Mayıs, işçi sınıfının mücadele ederek elde ettiği kazanımlarıyla, kararlılığıyla, dayanışmasıyla anlamlı kıldığı bir gündür. Biz işçiler dil, din, irk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce ayrımı olmaksızın, emek gücüyle yaşam mücadelesi verenler olarak, ortak taleplerimizi yüksek sesle dile getirmek için bugün burada bir kez daha bir araya geldik.” dedi.
“Hakça Bölüşmek İçin Mücadele Veriyoruz”
İşçilerin, emek dostlarının, hak ve özgürlük talepleriyle alanlarda olduğuna değinen Ünal, “Bizim kaderimiz ortak. Biz, insanca çalışmak ve insanca yaşamak istiyoruz. Taşeronda, güvencesiz, kuralsız çalışmak, ucuz işgücü olmak, iş kazalarında can vermek istemiyoruz. Bizler alın teriyle, haram lokma yemeden yaşam mücadelesi verenleriz. Bizler, tüm insanlığın refah ve huzur içinde kardeşçe yaşadığı bir dünyayı hayal ediyoruz. Burada "Ekmek, Barış, Özgürlük" sloganıyla bir araya geldik. Ekmeğin hakça bölüşümünün mücadelesini veriyoruz. İşin, ekmeğin olmadığı bir yerde sosyal barışın da olmayacağını biliyoruz. Emeğin baş tacı edildiği, her alanda demokrasinin geçerli olduğu bir düzen istiyoruz. Sorunlara karşı mücadeleyi yükseltmek için tekrar bir aradayız. Kıdem tazminatımıza el uzatılmasına, haksız yere işten çıkarmalara, açlığa ve sefalete mahkum bırakılmaya, sendikasızlaştırmaya, güvencesizleştirmeye çocuklarımızın geleceğinin çalınmasına ve topyekün hayatımızın karartılmasına karşı alanlardayız.” ifadelerine yer verdi.
“Mücadeleyi Sürdüreceğiz”
Emekçilerin yüzlerce yıl süren mücadeleler sonunda elde ettiği haklar ellerinden alınmak istendiğinin altını çizen Ünal, “Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik özelleştiriliyor; sosyal devlet ortadan kaldırılıp yerine paranın egemen olduğu bir düzen kurulmak isteniyor. Denetimsizliği, kuralsızlaştırmayı, esnekleştirmeyi öneren bu politikalara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Sendikalı ve toplu sözleşmeli çalışma koşulları, sosyal adalet, eşitlik, kardeşlik, barış ve özgürlük için her zamankinden daha kararlı şekilde mücadele edeceğiz. Alanlardan bir kez daha sesleniyoruz. Ortak geleceğimizi birlikte barış içinde belirlemeliyiz. Emekçiler darbelerin en büyük düşmanı, demokrasinin en büyük dostudur. Tam demokrasinin sağlandığı ortamlar, işçi hak ve özgürlüklerinin yaşama alanıdır. Biz emekçiler savaşın değil barışın tarafındayız. Savaş değil barış, yıkım değil dayanışma, ölüm değil yaşam istiyoruz.” dedi.
“Sendikal Haklar İstiyoruz”
Kadınların toplumsal yaşamın her alanında yer almasını dileyen Ünal, “Şiddetsiz ve güvenli çalışma ortamı sağlanmasını, mobing ve taciz son bulmalıdır. Toplumsal yaşama güçlü bir şekilde katılım, kadınlara karşı uygulanan şiddet döngüsünün kırılmasında büyük rol oynayacaktır. Taşeron sorunu işçi statüsünde, sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkı kapsamında bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Kamuda çalışan taşeron işçiler kadroya alınmalıdır. Staj ve çıraklık mağdurlarının emeklilik sorunları çözülmelidir. Kamu kurumlarındaki geçici işçilik uygulaması, güvencesiz istihdamın bir ürünüdür. Bu koşullarda çalıştırılan işçiler güvenceli şekilde istihdam edilmelidir. İş cinayetlerine dönüşen iş kazaları önlenmelidir. Kayıt dışı sorunu çözülmeli, herkes kayıt altına alınmalıdır. Kıdem tazminatı işçiler bakımından vazgeçilmez ve tartışılmaz bir haktır. Ücretli çalışanlar üzerindeki ağır vergi yükü düşürülmeli, vergi adaletsizliği giderilmelidir. Biz sosyal adalet, eşitlik ve refah istiyoruz. Biz tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır, yaşama koşulları ve sendikal haklar istiyoruz. Biz özgürlükçü, adaletli barış içinde bir dünya ve ülke istiyoruz.” açıklamasında bulundu. Alandaki etkinlikler diğer konuşmalar ve konserle devam etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.