Antalya Valisi Şahin'den Uyarı: Tavizsiz Uygulayacağız

İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Antalya Şubesi’nin düzenlediği toplantıya katılan Antalya Valisi Hulusi Şahin, bina yapımındaki usulsüzlüklerin kendisini çarptığını belirterek, “Antalya’da deprem yönünden riskli bir şehirdir, Batı Antalya Kumluca, Finike gibi. ‘Bize bir şey olmaz’ rahatlığını anlamakta zorlanıyorum. Herkese çağrıda bulunuyorum, 2000 yılı öncesinde yapılan binaları mutlaka analiz ettirelim. Sıkı denetim yapacağız, ortaya çıkan sonucu, tavizsiz şekilde uygulayacağız” dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Antalya Şubesi, statik proje alanında faaliyet gösteren ve odadan İş Yeri Tescil Belgesi (İTB) alan üyelerin katılımıyla kent merkezindeki bir otelde toplantı gerçekleştirdi. Sektörel gelişmelerin değerlendirildiği, mühendislik hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına katkı sunan toplantıda önemli açıklamalarda bulunuldu.
Toplantıda konuşan İMO Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, deprem gerçeğini anlatmaktan yorulduklarını dile getirerek, “Ülkemizin topraklarının yüzde 66’sı birinci ve ikinci derece deprem tehdidi altında yer alıyor. Yüzde 96’sı da deprem riski altındadır. En son 23 Nisan tarihinde İstanbul’da bir depremle sarsıldık. Bu deprem 6.2 büyüklüğündeydi ve 13 saniye sürdü. Bu depremin büyüklüğü ve süresi biraz daha fazla olsaydı çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. İMO olarak, kamusal sorumluluklarımız gereği bir çok konuya seyirci kalmıyoruz. Söylemekle ve uyarılmakla yetinen bir meslek odası olmadık. Elimizi taşın altına da koyuyoruz” diye konuştu.
Depremden sonra bir bilim kurulu oluşturduklarını ifade eden Akdoğan, çalışmaların çıktılarını yapı denetim ve kurumlarla paylaştıklarını kaydetti.
Statik Projenin Önemi
Depreme dayanıklı bir yapının doğru bir statik proje tasarımı ile başladığının altını çizen Akdoğan, “Bunun daha sonrasında, doğru denetim, doğru uygulama ve periyodik olarak kontrol edilmesiyle depreme dayanıklı olarak devam eder. Biz burada en azından statik projelerin doğru tasarlanması adına projeler yürüttük. Depremden önce ve sonrasında belediyeler protokoller yaptık. Statik projelerin kontrol edilmesinde bazı eksikliklerin olduğunu yıllardır biliyorduk. Başta Döşemealtı, Kepez, Finike, Demre, Alanya ve Manavgat Belediyeleri protokoller yapıp, bu projelerin kontrollerini İMO’da ve ciddi sıkıntı olması halinde bilim kuruluna denetletmeye başladık” dedi.
"Usta Çırak İlişkisi Mümkün Olmuyor"
Mehmet Soner Akdoğan, İMO Antalya’nın Isparta’yı ve Burdur’u içine alan 7 bin üyesiyle Türkiye’nin 5’inci büyük şubesi olduğunu kaydetti.
Son yıllarda inşaat mühendisliği eğitiminde ciddi gerileme olduğunu aktaran Akdoğan, “2003 yılında 40 üniversitede 3 bin 500 kontenjanla eğitim veriliyordu. Bugün 126 üniversite 188 bölümde eğitim veriliyor. Kurumların çoğunda yeterli akademik kadro ve laboratuvar yok. 2024 yılında kontenjanların yüzde 25’inin tercih edilmediğini gördük. Bu bizim mesleğimizin tercih edilmemesi noktasında üzücü, diğer taraftan sevindiricidir. İnşaat mühendisi olabilmek için 300 bin sıralamaya girmek gerekiyor. Bizde inşaat mühendisi olduğunuz zaman acı bir gerçek var. Bir uzmanlık ya da tecrübe gerektirmiyor. İnşaat mühendisliğinde usta, çırak ilişkisi pek mümkün olmuyor. Mühendis olduğunuz anda köprüye, baraja, insanların yaşayacağı evlere imza atabiliyor” ifadelerine yer verdi.
"Meslek Etiğine Uymayan Arkadaşlarımız Var"
İşyeri Tescil Belgesi sahibi inşaat mühendisleri listesinden de verilen paylaşan Akdoğan, “2015 yılında 456 meslektaşımız proje çizmeye yetkinken, bugün 2024 yılında bu sayı 733’e ulaştı. Bu yılda 700’e civarında olmasını bekliyoruz. Merkez ilçeleri için yılda 3 bin civarında ruhsat alınıyor. Çorum’da ve Yalova’da iki meslektaşımız program verileri üzerinden oynamalar yaparak yaklaşık 1500 yapının deprem kuvvetlerini yüzde 40 azaltarak, kendince metrajdan, demirden çalarak ekonomi oluşturdu. Bin 500 yapının deprem güvenliksiz şekilde inşa edilmesine sebebiyet verdi. Yargısal süreç devam ediyor. Bunları yapan kişiler Antalya’da da meslek etiğine uymayan arkadaşlar aramızda var. Proje tasarlarken 10 tane program kullanıyoruz. Denetleme yapan hiçbir kurumda 10 programı kullanabilen ve hakim olan personelin olması mümkün değil. Bir kurulla datalar üzerinden projeleri kontrol etmeye başladık. Kurumlara deprem performans raporları yapılıyor. Türkiye’den başka illere deprem performans analiz yapabiliyorsunuz. 10 bin TL’ye bu analizi yapabileceğini iddia ediyor. Rapor istediğimizde Antalya’da bir eğitim kurumu için düzenlediği raporu iletti. Dosya içinde bir hesap çıktısı var. Bu raporu incelediğimizde bir çok yanlış var, 7 tane eksiklik çıktı. İnşaat sektörü bir uzmanlık alanıdır. Bizlerin de uzmanlık alanları var” diye konuştu.
"Ölçmeye Değer Yetmez"
Akdoğan, meslektaşlarının hatalı şekilde yaptığı projelerin görsellerini de paylaşarak, “Biz bunların eksikliklerini belirliyoruz, gerekirse bu meslektaşlarımızı eğitime çağırıyoruz. İTB’sini iptal etme yetkimiz yok ama onların doğru proje yapmalarına katkı veriyoruz. Müteahhitler Derneği Başkanlarımız da davetliydi gelemediler. Biz kontrolleri yaparken üyelerimizden 7 bin TL kontrol ücreti alıyoruz. Müteahhitler Derneği bu meblağın yüksek olduğunu söylediler. Bu gün bir kapı kaç TL? Metraj konusunda şikayetler var. Bizim yaptığımız denetimlerin kamusal olarak faydasını ölçmeye herhangi bir değer yetmiyor. Piyasada işini doğru yapmayan arkadaşlar bizleri şikayet ediyorlar. Projeler odada 15 gün içinde yapılıyor” şeklinde konuştu.
İl Sağlık Müdürlüğü’nün performans analizi noktasında İMO’dan destek aldığını dile getiren Akdoğan, “İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile de görüşeceğiz. Tüm kurumlara teknik işbirliği teklif ediyoruz. Depreme dirençli kent oluşması için mücadele ediyoruz. Antalya’da denetim yılının bir parçası olmak için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
"İşler Böyle Dönüyorsa Vay Halimize"
Antalya Valisi Hulusi Şahin, toplantıda çok çarpıcı şeyler söylemeyi beklerken, oda başkanının çok daha çarpıcı şeyler söylediğini ve kendisini çarptığını kaydetti.
6 Şubat depremini Malatya’da yakından yaşadığını dile getiren Vali Şahin, “Bu kadar aymazlığın cehaletle geldiğini düşünüyordum. Ustaların hatalarından bahsedecektim ama mühendis böyle biz ustaya ne diyelim. Çok acı bir şey. Bir insanın başkalarının hayatıyla bu kadar basit oynaması neyle izah edilebilir? Kaçak alkol üretip yüzlerce insanı öldürüyorlar, umursamıyorlar. Buda onun gibi bir şey. Biz bunu hissediyorduk aslında. Deprem oldu çok binalar ağır hasarlı yavaş yavaş yıkmaya başladık. Yıkıma başladık, müteahhit olduğunu söyleyen kişiye hasar var mı diye sorudum. Baba dostu ustam, bize mühendis böyle saymış ama fazla demir koyacağım dedi. Maliyeti fazla olmadığı için iki katı demir eklemişler. Bizim binaların hiçbirinde problem olmadı diyor. Böyle hesaplar yapılıyorsa işler böyle dönüyorsa vay halimize” dedi.
"Direnci Anlamakta Zorlanıyorum"
Malatya’daki acı yıkımlardan bahseden Vali Şahin, “Malatya’da Hakim Bey Apartmanı vardı. 2020 yılındaki depremde bu binaya ağır hasar kararı verilmiş. Binanın konumu güzel ve çok büyük. Yıkıp yapmaya sakinlerinin hiç niyeti yok, dava etmişler. Davalar devam etmiş etmiş ve en sonun az hasarlıya dönüşmüş. O bina 17’nci saniyede yıkıldı. Ordu Komutanlığı karşısında olduğu için kamera görüntüleri de var. 78 kişi yatak odalarında öldü. Binada doğru düzgün taşıcı yapı kalmamış, zaten yıkımı yapılırken ufalanıyordu. Bu Antalya’da net şekilde var. Riskli yapı analizleri konusundaki direnci anlamakta zorlanıyorum. O inşaların aynı direnci gösterdiler ve hayatlarıyla ödediler. Niye masraf çıkar, devlet burayı bize tahliye ettirir, yeniden yıkıp yapmakta ekstra masraf getirir şimdi ne gerek var duygusu o insanların bunu canlarıyla ödemesine sebebiyet verdi. Bir tane depremzede şöyle söyledi: ‘Borç harç bir ev aldım meğer ben çoluğuma çocuğuma mezar almışım’ dedi. Çünkü orada 2 kızı ve eşini kaybetti” diye konuştu.
"Bize Bir Şey Olmaz Rahatlığını Anlamıyorum"
Vali Şahin, Antalya’da benzeri durumların olduğunu ifade ederek, “ Risk analizi yapmaya kalksak. Belediyelerin risk analizini yapmalarını istiyoruz. Bina mukavemeti yetersizse tahliye gerekiyor. Vatandaş ayaklanır, niye ayaklanıyor. Senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum. Rabbimiz bize daha ne yapsın. Simav’dan bana her gün mesaj geliyor. Beşik gibi sallanıyor. Ege Santorini kış boyunca beşik gibi sallandı. Antalya deprem dışında mı, böyle bir şey biliyorsunuz bana da söyleyin, ben de rahat uyumaya başlayayım. Kuzeyimizden, güneyimizden ciddi fay hatları geçiyor. Antik kentleri görüyorsunuz. Antalya’da deprem yönünden riskli bir şehirdir. Batı Antalya çok daha riskli ilçeler, Kumluca, Finike gibi. ‘Bize bir şey olmaz’ rahatlığını anlamakta zorlanıyorum. Herkese çağrıda bulunuyorum. 1999-2000 öncesinde yapılan binaların mutlaka analiz ettirelim. Depreme karşı riskliyle ilgili yıkıp yapılacaksa bunu yapalım. Güçlendirme gerekiyorsa bu da mümkün. Malatya’da güçlendirme yapılan binalar ayakta kaldı. Çocuklarımızı barındırdığımızın binaların durumu nedir? En son İstanbul depremini gördük. 6 Şubat’taki gibi bir deprem olsaydı halimiz ne olurdu? Binalarımıza güvenirsek deprem hiç kimseyi öldürmüyor. Deprem insan öldürmüyor, bina öldürüyor. Binaları da biz yapıyoruz” dedi.
"Denetimlerin Sonucunu Tavizsiz Uygulayacağız"
Binaların yapımında görev alan kişileri vicdanları ile baş başa bırakılamayacağının altını çizen Vali Şahin, “Böyle bir lüksümüz yok. O nedenle sıkı denetim yapacağız. Ortaya çıkan sonucu, tavizsiz şekilde uygulayacağız. Son dönemde turizm işletmelerinin yangın yönünden denetimlerini yapıyoruz. Bu konuda ciddi bir tansiyon yüksekliğiyle karşı karşıyayız. Aksi takdirde başımıza gelenlerin tarifine gerek var mı? Bu denetimleri sıkı şekilde yapacağız. Ortaya çıkan reçete neyse ilgililer yerine getirecek. Depremle ilgili de bina güvenliğiyle, statiğiyle ilgili çalışmaları yapmalıyız. Binalarımızın güvenliğini sağlama almalıyız. Böyle bir duygu içinde yaşamak zorunda değiliz. Bunların ekonomik maliyetleri o kadarda fazla değil. Sonrasında çıkacak fatura daha ağır olur. Yol yakınken bunu görelin, bu acıları yaşamayalım. Japonya’daki gibi sallansın ne kadar bulunduğumuz yerde tedbir alalım.İlk iş statik hesabın iyi olması ve inşaat sırasında yaşananlar var. Sizlerden destek istiyoruz. İşimize devam edelim. Binaları sağlam. Binamıza güveniyorsak işimize devam edelim. İşimizi güzel yapsak problem olmayacak. Sizlerin yaptığı iş çok önemli ve kritik, binalar sağlam olursa güvenle otururuz. Size güvenmek zorundayız. Burada insanların vicdanına teslim olmak doğru değil. Meslek içi, belediye ve diğer denetimlerin sıkı şekilde yapılması gerekiyor. Bina belgeselleri izlerken demirin üstünde şapka görürsen Türkiye olmadığından emin oluyorum. Biz bu kültürü edinmek zorundayız. Edinmezsek maliyeti ağır oluyor” açıklamasında bulundu.
Akdoğan, katılımlarından dolayı Vali Şahin’e plaket takdim etti.
Antalya Valisi: Otel Kapılarına Yangına Dayanıklı Boya da Olur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.