48 Saatte Antalya Turu: 2 Güne Neler Sığdırabileceğinize İnanamayacaksınız!

Akdeniz’in incisi Antalya, tarihi dokusu, eşsiz plajları ve nefes kesen manzaralarıyla her gezgine farklı bir hikâye sunuyor. Şehirde uzun vakit geçirmek elbette ayrı bir keyif ama sadece iki gününüz varsa bile, doğru planlamayla Antalya’nın en özel noktalarını keşfetmeniz mümkün. Go Türkiye'nin önerdiği bu 48 saatlik rotada, hem denizin hem tarihin hem de doğanın tadını çıkaracak, gün batımlarını hafızanıza kazıyacaksınız.
Birinci Gün
Sabahı, taze otlar ve çeşitli peynirlerden oluşan zengin bir kahvaltıyla karşılayın. Önünüzde tempolu bir gün olacağı için enerjinizi toplayın.
Geziye Kaleiçi’nden başlayın. Hadrian Kapısı’ndan adımınızı atarak taş sokaklarda ilerleyin, tarihi evleri ve bölgede hâlâ korunan özgün mimariyi gözlemleyin. Yürüyüşünüzü Yat Limanı’na doğru sürdürün.
Burada bir tekne turuna katılın; elinizde serinleten bir içecek varken falezleri izleyin. Tekne, Aşağı Düden Şelalesi’ne vardığında fotoğraf makinenizi hazır tutun, manzara gerçekten büyüleyici.
Tur sonrası öğle yemeği için Kaleiçi’nin keyifli restoranlarından birine uğrayın. Ardından rotanızı Perge Antik Kenti’ne çevirin. Geniş bir alanı kaplayan bu antik kent, çok sayıda tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor.
Eğer yaz sıcağı sizi zorlarsa, serinlemek için Lara Plajı iyi bir alternatif. Gün batımına yakın kumsalda vakit geçirip yorgunluğunuzu atın. Akşam yemeğinde taze balık sunan bir mekân seçin; özellikle tuz içinde pişmiş Lagos Balığı, Antalya’da mutlaka tatmanız gereken lezzetlerden biri.
İkinci Gün
Güne erkenden başlayın; amacınız, Tahtalı Dağı’nın zirvesinde doğan güneşi izlemek olsun. Kemer’deki teleferikle 2.365 metre yüksekliğe çıkın ve günün ilk ışıklarını enfes bir manzarada karşılayın.
Bu deneyim, tatilinizin unutulmaz anılarından biri olacak. Zirveden indikten sonra rotanızı Olympos Antik Kenti’ne çevirin. Yolda, yöresel kahvaltılar sunan köy işletmelerinden birinde mola verebilirsiniz. Antik kente girdiğinizde, deniz kıyısına doğru ilerleyin; yolun sonunda sizi tertemiz bir plaj bekliyor. Öğle yemeğini, Olympos’a yakın Çıralı’daki küçük ve sıcak atmosferli restoranlardan birinde yiyin. Sonrasında, sessizliğiyle bilinen Kaş’a doğru yol alın. Limana vardığınızda tekne turlarından birine katılarak berrak suların hâkim olduğu koyları keşfedin.
Kekova Adası’nın kuzeyinde, suyun altında bile net görülebilen antik kalıntılar göreceksiniz. Bu alanda yüzmek yasak olsa da, çevredeki sakin koylar denize girmek için ideal. Akşamüstü limana döndüğünüzde, Kaş’ın dar ve samimi sokaklarında dolaşın. Hoş müzikler çalan küçük bir restoranda akşam yemeğiyle günü tamamlayın. Ilık Akdeniz akşamında, Kaş’ın huzurlu atmosferinde dinlenin.
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.