Sıcak ama bir o kadar da hareketli bir haftaya başlıyoruz..

Antalya’yı etkisi altına alan çöl sıcakları görünen o ki siyaset meydanına olumsuz etkilememiş..

Öncelikle ablasını dün toprağa veren Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e bir kez daha başsağlığı dileklerimi iletiyorum..

Başkan Böcek’i bu acı gününde dostları, sevenleri yalnız bırakmadı..

Gördük ki Böcek, dost biriktirmiş, Sevim Demirkıran’ın Muratpaşa Camisi’ndeki cenaze törenine siyasi parti ayrımı yapmaksızın çok sayıda kişi katıldı..

Sadece milletvekilleri değil, eski ve yeni il, ilçe başkanları, belediye başkanları ile siyaset, iş, sanat ve spor camiası da Sevim Demirkıran’a son görevlerini yapmak, Başkan Böcek’i bu acı gününde yalnız bırakmamak için nefes almanın bile zorlaştığı sıcağa aldırmadan Muratpaşa Camisi’ne koştu..

Dünün en anlamlı fotoğrafı ile Antalya Valisi Münir Karaloğlu ile Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i tabutu birlikte omuzlamalarıydı..

Böyle olaylar toplumda birlik ve beraberlik duygularını pekiştirdiği gibi, insanları da birbirine yakınlaştırıyor..

Bu da toplumsal barışın sağlanması çabalarına katkı sağlıyor.

Pekala ilk gününü yaşadığımız bu sıcak haftada siyaset sahnesinde neden olacak ?

Çok büyük sürpriz olmazsa, AKP’de Antalya bozgununun faturası kesilecek.

Antalya faturası kime, ya da kimlere çıkarılır, faturanın yansıması AKP Teşkilatı’na ve parti tabanına nasıl yansır, ya da yansıtılır, bunu ileriki aşamada göreceğiz.

AKP, İstanbul, Ankara, Adana gibi 31 Mart seçimlerinde Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’ye neden kaptırıldığını araştırıyor.

Ancak, burada dikkat çekici bir durum var..

Başta AKP Antalya İl Başkanı İbrahim Ethem Taş ve AKP’li Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Menderes Türel olmak üzere kimse suçu üzerine almak istemiyor..

Taş-Türel ikilisinin Antalya’nın kaybedilmesinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve AKP’li Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün rolü olduğu görüşünü Saray’a aktarmaya çabaladıkları, bunun tam olarak kabul görmese de etkili olduğu da ileri sürülüyor..

AKP’ye yakın kaynaklardan sızan bilgilere göre, araştırmada önceliği  Kadın Kolları Genel Başkanı Lütfiye Selvca Çam ile  Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılan toplantıdaki eleştirileri alıyor..

AKP Kadın Kolları Genel Başkanı Lütfiye Selva Çam’ın seçim yenilgisi ile ilgili olarak şu çarpıcı analizi yapmıştı :

“Kampanyamız kadınlarda ve gençlerde karşılık bulmuyor. AK Partililerin çocukları AK Parti’ye oy vermiyor” 

Bu analiz AKP’nin kendini yenilememiş olmasını, yeni söylem, yeni eylem üretemediği yönündeki eleştirileri de destekliyor..

AKP’nin önemli isimlerinden Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın partinin yaptığı yanlışları işaret etmesi, kampanyada kullanılan dili eleştirip, öneriler getirmesi teşkilatta karşılık bulmuş gibi bir izlenim söz konusu..

Şöyle diyor Bülent Turan :

 “Bu dille olmaz. Bu dil bize başkanlık sisteminden önce yüzde 45 getiriyordu. Yeni sistemde yüzde 50 artı 1’e ihtiyaç var. Kucaklayıcı bir dil kullanmamız lazım” 

Kuşkusuz İstanbul, Ankara, Antalya, Adana yenilgileri iktidar partisinde hem moral motivasyonunu düşürdü, tabanla umutsuzluk rüzgarları estirmeye başladı..

Ali Babacan gibi, Ahmet Davutoğlu gibi ağır topların yeni bir parti kuracakları, AKP’den 60 civarında milletvekilinin kopacağı iddiaları tabanı olumsuz etkiledi..

AKP’nin bu zor süreçten en az kayıpla geçebilmesinin yolunun ise yeni bir hikayeye gereksinim olduğu, bunun için de 2023 seçimlerinin hedeflenmesi gerektiği iddia ediliyor..

AKP’liler, tabana şu mesajı vermeye çalışıyor :

“AKP’nin önünde 2023 seçimleri var. İstanbul seçimlerinden sonra 2023 seçimleri AKP ve Erdoğan açısından varlık ya da yokluk seçimine dönüştü. O nedenle AKP 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerini  tartışmalı. Ama iç tartışmalara saplanıp kalmamalı. Şimdi yeni bir hikâye yazma zamanı”

Bekleyip göreceğiz, AKP yeni bir hikaye mi yazacak..

Yoksa iddia edildiği gibi kopmalar mı olacak ?

AKP içinden bir ya da iki parti çıkarsa nasıl bir siyasi tablo olacak ?

O yüzdendir de siz sıcağa bakmayın, siyasetin sıcağına odaklanın..