Avrupa Parlamentosu, 2023-2024 Türkiye Raporu'nu kabul ederek, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin mevcut koşullarda devam edemeyeceğini belirtti. Raporda, demokratik gerileme ve hukukun üstünlüğü alanındaki eksiklikler vurgulandı.
AB Üyelik Süreci Askıya Alındı
Avrupa Parlamentosu'nun Strazburg'daki Genel Kurul oturumunda 7 Mayıs 2025 tarihinde kabul edilen 2023-2024 Türkiye Raporu'nda, Türkiye'nin AB üyelik sürecinin mevcut koşullarda yeniden başlatılamayacağı ifade edildi. Raporda, Türkiye'nin demokratik normlardan sapma, hukukun üstünlüğünün zayıflaması ve AB değerlerine bağlılığın sorgulanması gibi nedenlerle üyelik sürecinin askıya alınması gerektiği belirtildi.
Katılım Sürecine Devam Edilmeyecek
Açıklamada, raporda milletvekillerinin Türk toplumunun büyük bir bölümünün demokratik ve Avrupa yanlısı isteklerine rağmen mevcut koşullar altında Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin devam edemeyeceğini belirttiği kaydedildi. Türk hükümetinin demokratik anlamda temel eksiklikleri gidermekte başarısız olduğunun kaydedildiği raporda, AB içinde "katılım sürecinin zararına olabilecek farklı bir ilişki çerçevesine" doğru bir kaymaya işaret ettiği belirtildi. Açıklamada, "Parlamento, Türk hükümetini, AB kurumlarını ve AB üye ülkelerini, özellikle iklim eylemi, enerji güvenliği, terörle mücadele işbirliği ve bölgesel istikrar konularına vurgu yaparak daha yakın, dinamik ve stratejik bir ortaklık yönünde çalışmaya devam etmeye çağırır" şeklinde konuşuldu.
Protestolara Müdahaleye Tepki
Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin Türkiye’de demokratik standartların giderek kötüye gitmesinden ve eleştirel seslerin bastırılmasından endişe duyduğunun aktarıldığı açıklamada, "Son dönemde gerçekleşen barışçıl protestoların sert bir şekilde bastırılmasını ve yüzlerce protestocunun suç işlediklerine dair herhangi bir delil olmaksızın alelacele açılan toplu davalarda yargılanmasını kınamaktadırlar. Avrupa Parlamentosu milletvekilleri ayrıca İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik saldırıları, yaklaşan seçimlerde meşru bir rakibin aday olmasını engellemeyi amaçlayan siyasi amaçlı bir hareket olarak değerlendirmektedir. Mevcut Türk makamları bu eylemleriyle ülkeyi tamamen otoriter bir modele doğru itmektedir" ifadeleri kullanıldı.
Kriterler Yerine Getirilecek
Açıklamada, AB üyeliğini demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, azınlıklara saygı ve azınlıkların korunması, iyi komşuluk ilişkileri, uluslararası hukuka uyum ve AB'nin ortak dış ve güvenlik politikasına uyumu garanti eden istikrarlı kurumlar gibi belirli katılım kriterlerinin yerine getirilmesine bağlı olduğu vurgulanarak, "Rapora göre bunlar mutlak kriterlerdir, stratejik değerlendirmelere veya müzakerelere tabi konular değildir" ifadeleri kullanıldı.
"Tek taraflı bir eylem"
Açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi.
"Avrupa Parlamentosu milletvekilleri ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kıbrıs Cumhuriyeti'nin işgal altındaki bölgelerine yaptığı son yasa dışı ziyareti ve 'provokatif açıklamalarını' tek taraflı bir eylem ve Kıbrıs Rum ve Türk toplumlarının çıkarlarına karşı doğrudan gayrimeşru bir müdahaleyle eşdeğer olarak kınamaktadır.
Milletvekilleri, Türkiye’nin üyelik süreci donmuş olsa bile, bu süreci canlı tutmanın başlıca nedeninin Türk toplumunun, özellikle de Türk gençlerinin, demokratik ve Avrupa yanlısı arzuları olduğunu vurguluyor.
Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Türkiye'nin stratejik ve jeopolitik önemini ve Karadeniz, Ukrayna ve Orta Doğu gibi uluslararası güvenlik açısından kritik bölgelerde artan varlığını ve etkisini kabul etmektedir. Türkiye stratejik bir ortak ve NATO müttefikidir. Milletvekilleri ayrıca AB'nin güvenlik, ticaret, ekonomi ve göç alanlarında yakın ilişkilere sahip olduğu bir ülkedir. Dolayısıyla yapıcı bir diyaloğun sürdürülmesi ve karşılıklı stratejik çıkar alanlarında iş birliğinin derinleştirilmesi önemlidir. Ancak Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, demokratik gerilemenin ve AB ortak dış ve güvenlik politikasına uyum sağlanamamasının bu konuda önemli bir ilerleme kaydedilmesini engelleyeceği uyarısında bulunuyor."
Türkiye Ne Kadar Süredir AB'ne Girmeye Çalışıyor?
Türkiye, 1987’de başvurduğu AB üyeliği için 2025 itibarıyla 38 yıldır aday konumunda, ancak müzakereler yaklaşık 10 yıldır ilerleme göstermemektedir.
Türkiye'nin AB Süreci
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) süreci uzun yıllara dayanan bir geçmişe sahiptir. Türkiye, 14 Nisan 1987 tarihinde Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) tam üyelik başvurusunda bulunarak bu süreci resmen başlatmıştır. Ardından, 1 Ocak 1996 tarihinde Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliği anlaşması yürürlüğe girmiştir. Bu gelişme, Türkiye’nin AB ile ekonomik entegrasyonunda önemli bir dönüm noktası olmuştur. 17 Aralık 2004 tarihinde ise Türkiye’nin aday ülke statüsü Avrupa Birliği tarafından onaylanmıştır. Bu kararın ardından 3 Ekim 2005 tarihinde Türkiye ile AB arasında tam üyelik müzakereleri resmen başlatılmış, böylece üyelik yolunda somut adımlar atılmıştır. Ancak süreç, ilerleyen yıllarda çeşitli nedenlerle yavaşlamış ve günümüzde donmuş bir şekilde devam etmektedir.