Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü dün Türk Üniversiteli Kadınlar Derneğimiz Antalya Şubesi ve Muratpaşa Belediyemizin düzenlediği ortak program nedeniyle dün Antalya’daydı…
Elbette Canan Güllü olur da kadın konuşulmaz mı! Konuştuk hem de en acı tarafından…
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği yöneticimiz Prof. Dr. Fulya Sarvan hocamızdan akademik boyutu dinledikten sonra mikrofon Canan Güllü’deydi…
Kadına yönelik
şiddet, ensest ve taciz davaları, kadın hakları konusunda sahada, olayın tam
göbeğinde olan biri…
Önce insan…
Vicdanı, toplumun belki de…
Çünkü şiddet mağduru kadına da kol kanat gerer, taciz mağdurları çocuklara da…
Heybesi dolu ama
hepsini çıkarmadı…
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla sadece sahiplenilmesi gereken İstanbul Sözleşmesi üzerine konuştu…
Onca yıllık emek üzerine inşa edilen Kadın Bakanlığı’ndan Aile Bakanlığı’na dönüşle rafa kalkan ya da askıya alınanları düşünüp Güllü’den de dinleyince bir kez daha iç çekmek düştü bize…
Seçilmiş bir kadın, siyaset ve iş dünyasında aktif, mücadele alanlarından gelen kadın ve istismar sorunlarına duyarlı, kadın hareketinden gelen biri olarak her defasında dinlemekten büyük zevk aldığım Canan Ablamız, Başkanımız siyaset yapmadı…
Eksiklikleri işaret etmesi ve gerçeği aktarması siyaset değil, görevi, ödevi…
Hatta hepimizin ödevi…
Ancak biliyorum ki O’nun ve onun gib mücadele edenlerin yaptıkları eleştiri ve öneriler hep önyargı duvarına tosluyor…
Oysa evet İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamak güzel. Büyük bir başarı…
Ama gereğini yapmak gerek. Mesele toplumsal cinsiyet eşitliğini müfredata koyamamışken kadını ötekileştiren zihniyetin ağırlığının kitaplarda artması…
Kadın sığınma ya da konuk evlerinde kadının ekonomik güçlendirilmesinin yapılamaması…
Barınma sorununun
TOKİ eliyle çözümü mümkün yapamamak…
Kadınların devlet
korumasında cinayete kurban gidişine engel olmamak…
Koruyamamak…
Neyse çok ağır ve acı oldu değil mi…
Ama böyle. Belki de artık dur demek lazım…
Canan Abla ve tüm
mücadele insanlarını bir gün bunu başaracağız. İnanıyorum. Siyasi ve medya
desteğiyle elbet…
O güne kadar mücadeleye devam…