Ülke ateş çemberinden geçiyor, AKP Hükümeti’nin uzun süredir uyguladığı yanlış iç ve dış politikalar ülkemizde zor günlerin yaşanmasına sebep oluyor. Kent gündemi de hiç olumlu gitmiyor. EXPO’ya 6 ay kaldı, daha ortada elle tutulur bir şey yok. Bu düzensizlik karşısında davet edilen pek çok Avrupa ülkesi katılmayacak. Turizm desen içler acısı. Ama Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Boğaçayı’na tuzlu su karışmaması için denize kapak yapacakmış.ama bu iş için çalıştığını söylediği uzmanların ismini söyleyemedi.

Gelelim asıl meseleye Pazartesi günü Mustafa Öztürk aradı, “Salı gün öğle 7 Mehmet Restoran’da bir grup partili arkadaşla yemek yiyeceğiz” dedi. Ben merak edip “Kim katılacak” diye bile sormadım. Bilindiği gibi Öztürk partinin 1993’tekurucu il yöneticisi, eski CHP Milletvekili Hasan Ünal’a çok yakın bir isim…

Yemeğe gidince iyice belli oldu ki yemeği Mustafa Öztürk Hasan Ünal’la beraber organize etmişler. Hasan Ünal, yılda birkaç kez bu tür yemekleri organize eder. 15-16 arkadaş yemeğin başlangıç öncesi sohbet ederken 12.30’da CHP önceki Genel Başkanı Deniz Baykal, salona girdi, masadaki yerini aldı. Deniz Bey balık buğulama söyleyince masadaki pek çoğumuzun da siparişi aynı oldu. Yemeğin yapıldığı gün Başbakan Ahmet Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk buluştuğu gündü. Neredeyse herkes koalisyon kuruluyor herhalde modundaydı. Hatta finans çevreleri koalisyonu fiyatlamışlardı. Baykal’la sohbetimizde ısrarla bu koalisyonun kurulmayacağını belirtiyordu. Baykal’la yemekte olan arkadaşlarımız hemen hemen her konuda soru sorup sohbet etti. Mesela ben erken seçim kararı alınırsa kongre sürecinin durup durmayacağını, kongre süreci durur ise seçilmiş delegelerin durumunun ne olacağını sormuştum. Böylesi bir durumla ilk defa karşılaşıldığından nasıl olabileceğini uzun uzun izah etti. Masada iki saate yakın sohbet edildi. Bana göre en önemli konu Baykal’ın Cumhurbaşkanlığı’nda yaşadıklarını anlatmasıydı. Baykal, 9 Haziran’daki Tayyip Erdoğan’la buluşmasına değindi, o buluşmada Tayyip Erdoğan’ın yüzüne yaptığı hatalarını söylediğini, Erdoğan’ın bu eleştirilerden mesaj aldığını, ertesi gün yaptığı bir toplantıda ‘Egolarımızdan kurtulmamız gerekir’ lafını ettiğini aktardı. Baykal, kendisinin Meclis Başkanı seçilmesi halinde Türkiye’ye bir denge geleceğini, iç çatışmalardan arınacağını, bunun herkes tarafından kabul edildiğini belirtti. MHP’nin son gece hamlesiyle bu gidişatı bozduğunu, Tayyip Erdoğan’ın AKP’li bir Meclis Başkanı seçildikten sonra muhalefetin etkili olmadığını gördüğünü ve tavırlarının değiştiğini, eski Tayyip Erdoğan’ın sert siyasetine dönüldüğünü belirtti.

Bütün bunları neden yazdım…

Körfez Gazetesi’nde İdris Özyol yemeği iki gündür yazıyor. Yazı sanıyorum ilgi de gördü. İlk günkü yazısında yemekte benim de belirttiğim konuların konuşulduğunu yazdı. İkinci gün ise yemeğe karıştır-barıştır yemeği adını takarak, yemeği adeta il başkan adayının belirlendiği bir toplantıya benzetti.

Şimdi işin özünü ben anlatayım. Yemekte ısrarla birkaç arkadaş kongreler konusuna girmeye çalıştı. Deniz Bey ise ısrarla bu konudan çıktı. Böyle bir yemeğin konusunun bu olamayacağını belirtti. Bir gazete sahibi olarak uzun zamandır, yazı yazmıyorum. Bu yemekte bulunduğum için yazıyorum. Girişte belirttiğim gibi Türkiye’nin ve kentin gündemi ortadayken Antalya kamuoyunu bilgilendirmek için yazdım. Deniz Bey’in partiye emeği geçmiş insanların çağrıldığı yemeğe katılması, bilgi ve birikimini paylaşması olan bu yemekten öküzün altında buzağı aramanın bir manası yok. Türkiye’nin ve Antalya’nın ağır gündemleri var. Sorumluluk taşıyan herkes, etkisi anlamında bu konulara yoğunlaşırsa bu ülkeye en büyük faydayı göstermiş olur…