Bu tarihi seçim öncesi moral bozmak için bu yazıyı yazmıyorum. 21 Yıllık AKP iktidarının hiç alamaması gereken seçim ve referandumları her türlü etik dışı yöntemleri uygulayarak kazandığını yaşamış biri olarak son kez uyarmak istiyorum.

Bu tarihi seçim öncesi moral bozmak için bu yazıyı yazmıyorum. 21 Yıllık AKP iktidarının hiç alamaması gereken seçim ve referandumları her türlü etik dışı yöntemleri uygulayarak kazandığını yaşamış biri olarak son kez uyarmak istiyorum.

Seçim sihirbazı AKP Genel Başkanı R. T. Erdoğan birçok şaibeli seçimin ardından mücadeleyi ve tartışmayı sonlandırmak için “Atı alan Üslüdar’ı geçti” diyerek hukuksuz seçimleri kabul ettirmiştir.

Örneğin AKP yargıyı bitirme amaçlı 2010 referandumunda TBMM’deki görüşmeler sırasında FETÖ ile birlikte CHP Genel Başkanı’na kaset kumpası kurdu. Yetmediğini gördü, kendini solcu sosyalist zanneden “yetmez ama evetçi”lerin liboşların desteğiyle bugünkü yargının temellerini attı.

 2017 Saray rejimine geçiş referandumunda milyonlarca mühürsüz oy pusulasıyla yüzde 51.41 gibi kritik sonuçla kazandı, hem de bütün büyükşehirlerde referandumu kaybetmesine rağmen . Tabi bu yasa, kural tanımaz, seçim hukukuna aykırı referandum ne yazık ki muhalefet tarafından yurt içi hukuk süreci tamamlanıp AHİM’e götürülememiştir. Bu öykünün vekaletlisi ve şahidi CHP Konya eski Milletvekili Atilla Kart’tır.

AKP’nin seçim “maharetleri” bununla da kısıtlı değil. Türkiye’de birçok sandıkta yapılan tüm seçimlerde oylar AKP’nin adaylarına çıktı. Bu sandıklarda seçimlere katılım oranı yüzde 100’ün altına düşmezken, geçersiz ya da boş oya da rastlanmadı.

AKP laik Cumhuriyeti Darulharp gördüğü için kafasındaki rejimi kurmak için her türlü yalanı ve usulsüzlüğü yapmayı kendine mubah görmektedir.

Tabi bütün bunlar olup biterken muhalefet ne yaptı. Bana göre yapması gerekenin yarısını yapmadı. Örneğin en son genel ve Cumhurbaşkanı seçiminde muhalefet 10 bin sandıkta hiç yoktu, 50 bin sandıktan hiç haber alamadı. Bu milyonlarca oy yapar. Seçim sonuçlarını değiştirir. Bence değiştirmiştir de.

Seçim hilelerini önlemenin tek yolu vardır; ISLAK İMZALI TUTANAK.

Türkiye’de 81 il 922 ilçede 190 bin 736 sandık kurulacak. Yurt dışında da 5 bin sandıkta 3.5 milyon oy kullanılacak. Muhalefet sağlıklı seçim sonuçlarına ulaşmak istiyorsa mutlaka bütün sandıklarda sandık kurulu üyeleri ve müşahitleri bulundurnası gerekiyor. Dün son değişiklikleriyle seçim kurullarına  bildirilmesinin son günüydü. CHP İstanbul İl Örgütü “Biz bütün sandıklardaki görevlileri bildirdik” diye açıklama yaptı. Bu tür açıklamayı muhalefet partilerinin tüm il başkanlarından ve partilerin sandık görevlileri ve seçimlerle ilgili genel başkan yardımcılarından -belgeleri ile-  bekliyorum.

Seçim hilelerine karşı en etkili yöntem siyasi patilerin mutlaka tüm sandıklardan toplayacağı ıslak imzalı belgeleri her ilçede bir merkezde toplayıp oluşan verileri merkezi sisteme ulaştırmaktır. Bu yapılırsa seçim kazanılır. İstanbul ve Ankara AKP’nin elinden bu yöntemle alınmıştır. Aslında bu yeni bilinen bir şey değildir.

İyi niyetli kurulduğunu zannettiğim “Oy ve Ötesi” gibi oluşumlara bel bağlamak çok doğru değildir. Oy kullanma esnasında yapılan usulsüzlükleri tespit etmek elbette ki önemlidir ama esas olan sandıklar kapanınca tutulacak tutanaktır. Bu oluşumların bu tutanakları tutacak sandık kurullarına isim yazdırma yetkisi yoktur. Bu oluşumlardan en büyük beklentim sandıkların kurulacağı okul ya da resmi binalarda en az bir hukukçu bulundurulmasına yardımcı olmalarıdır.

Ankara Barosu çok detaylı seçim hukuku kitapçığı çıkarmış. Ayrıca duyarlı bütün baroların sandıkların kurulduğu okullarda avukat bulundurma çalışması yapılmalıdır. Çünkü AKP yandaşı gibi çalışan sandık başkanları bazen kurul üyeleri ve müşahitleri bile dinlememektedir. Bir avukat kanalıyla yapılacak itirazlar daha etkili olacaktır.

Ülkemizde bütün partilerin adil yarıştığı, halkımızın iradesinin sandığa yansıdığı bir seçim diliyorum. Çözüm yolları belli hiç bir parti ve yetkili kişi seçim sonrası hiçbir bahaneye sığınmasın. Umarım bu konuda başarılı bir süreç yaşanır, ben de bir daha bu konuda yazı yazmak zorunda kalmam.