24 Ocak 1993’te evinin önünde bombalı saldırıya uğrayarak katledilen araştırmacı gazeteci yazar Uğur Mumcu, 29 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi ve Atatürkçü Düşünce Derneği öncülüğünde Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törenle anıldı. CHP Antalya Milletvekilleri, il yöneticileri, ilçe başkanları ve yönetimlerinin yanı sıra birçok vatandaşın da katılım sağladığı anma etkinliğinde konuşan CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, Uğur Mumcu’nun; laiklik, tam bağımsızlık ve demokratik bir Türkiye mücadelesi içerisinde yaşadığını ifade etti.
“MEMLEKETİN EN CESUR KALEMİ”
Başkan Cengiz konuşmasının devamında şunları söyledi: “29 yıl önce bugün soğuk bir Ankara sabahında bu memleketin en cesur kalemlerinden biri olan, ilkelerinden asla taviz vermeyen, araştıran, sorgulayan, kalbi aydınlık bir Türkiye için çarpan bir aydınımızı, bir yurtseverimizi, Uğur Mumcu’muzu karanlık güçler elimizden aldı. Onlar sandılar ki, Uğur Mumcu bir bedendir, ölümlü bir fanidir. Onu katlederek sustururuz, onu katlederek zihinlere korku salarız. Susturamadılar, susturamazlar da! Uğur Mumcu; yolsuzluklardan ve yasaklardan arınmış, emeğin en yüce değer olduğu, en temel insan haklarının korunup güçlendirildiği, sosyal bir hukuk devleti anlayışına dayanan, bilimi, aklı, laikliği pusula edinen tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir Türkiye mücadelemizde yaşıyor!”
“HAKLI ÇIKTI”
“Uğur Mumcu bugün milyonlarca yurtseverin kalbinde, zihninde yaşıyor! Dinci kadrolaşmaya dikkat çekti, tarikatların devlet içinde nasıl örgütlendiğini, nasıl tehlikeli bir noktaya geleceklerini anlattı. Haklı çıktı! Siyaset-Ticaret-Mafya üçgeninde suç örgütlerinin devletin birtakım odaklarının kontrolünde nasıl güçlendiğini, toplumsal ve siyasal hayatı nasıl terörize ettiklerini, gelecek adına nasıl tehditler oluşturacağını anlattı. Haklı çıktı! Onlarca sayfa daha yazarız Uğur Mumcu’nun haklı çıktığı konuları.”
“TEK ADAM REJİMİNİN ARTIK SON GÜNLERİNDEYİZ”
“Başımızdaki bela tek adam rejimi, Uğur Mumcu’nun tarif ettiği, uyardığı, öngördüğü dinci gericiliğe, tarikatlara, cemaatlere yaslanan, mafyaları koruyup kollayan, kendine yakın bir sermaye grubu kurarak kamunun bütün kaynaklarını onlara peşkeş çeken bezirgan bir iktidardır! ‘Her kim ki din sömürüsünü kullanır, bir süre yararlı olur belki, ama sonunda mutlaka seçim sandığında yenilgiye uğrar. Halk affetmiyor, din sömürüsünü affetmiyor halk.’ Tam anlamıyla bataklığa saplanan, memleketi karanlığa hapseden tek adam rejiminin artık son günlerindeyiz. Ne kadar kaçarlarsa kaçsınlar ilk kurulacak sandıkta yenilecekler! Örnek aldıkları o tüm partiler gibi tarihin tozlu sayfalarına karışacaklar!”
Fadime Yiğit