Anam kınca görgüsüze, arsıza

"toprak doyursun gözünü" derdi.

Çocuk aklı var, çocuk işte

toprak alacak

toprağı olacak sanırdım çocukca.

Toprak doyursun gözünü.

Eyyy İstanbul, sen ki

Özgür olmak için yola çıkan

Delfoi kâhinin, genç Byzas'a "git dediği" topraklarsın

Bugün ne ki, sen İsa’dan Önce 660'ların,

bana güleceksin ama sen Megaralı Kral Byzas'ın 'Körler Ülkesi'sin

Sen ki, anaların adam

tarihin de seni seni Byzantion, Konstantinopolis, Konstantiniyye, Asitane, Darülhilafe, Dersaadet diye doğurduğu çocuğusun.

Sen ki, 1453' Fatih'e kollarını açarken,

1915'in 16 Martında Mustafa Kemal'i Bandırma Vapuru ile Samsuna yollayan,

sen ki,

16 Şubat 1969’da, Emperyalizimin 6. Filo'suna karşı

Beyazıt’ta on binlerce gencin

işçin ile “Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü”n

şehrisin.

Ey İstanbul,

sen var sen, 15-16 haziran 1970'lerde

150 bin işçinin, emekçinin fabrikalardan

gençlerin üniversitelerden

ÖZGÜLÜK,

BARIŞ ve EMEK için yürüdüğü şehirsin.

Uyan artık bu gaflet uykundan

uyan uyan artık

31 mart gibi

uyuyan bir dev gibi

Şubatlar, martlar, mayıslar gibi

Şanlı HAZİRANLARINA, haziranların olsun.

23 Haziranda da şahlan artık.

Senin için ölenlerin

sende bir karış toprağı olmasa da

talanın şehri yapılsan da

al yalanlarını

çarp yüzlerine talanlarını

ve asaletine dön artık

boşan bu soysuzlardan

boysuzlardan.

Sen ki Nazımların, Ahmet Haşimlerin

yedi tependen baktığı

dünyanın merkezisin.

Özgürlüksün

Bağımsızlıksın

#HERŞEYİNADAHAGÜZELOLDUĞU şehrimsin.

Sen İstanbulumsun!..