Yaşayan Miras: Yörük Göçleri

Adnan Menderes Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Gökmen, “Batı Toroslarda yer alan Toros Dağları, yüzyıllar boyunca Anadolu'nun göçebe topluluklarından Yörüklere ev sahipliği yapmıştır. Bu çalışmanın amacı Yörük kültürünü katılımcı gözlem metoduyla ortaya koymaktır. Yörükler konar-göçer hayat tarzlarıyla hem doğayla uyum içinde var olmuşlar hem de zengin bir kültürel mirası kuşaktan kuşağa aktararak günümüze taşımışlardır. Yörüklerde göç, sadece bir yerden başka bir yere taşınmak değildir. Sosyal, ekonomik ve sembolik anlamlar taşıyan bir olgudur. Toros Yörüklerinde göçler, yayla-kışlak hattı üzerinde gerçekleştirilmektedir” dedi.
GÖÇLER GÖREV DAĞILIMLAR
Yapılan araştırmalardaki verileri paylaşan Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Gökmen, “Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; Antalya, Isparta, Burdur gibi illeri kapsayan Batı Toroslar dağlık bir bölgedir. Baharın gelişiyle birlikte, akar suların ve verimli otlakların yer aldığı yaylalarda hayvanlarını otlatmak üzere yollara düşen Yörükler, sonbaharda aynı güzergahı takip ederek yeniden kışlaklara dönerler. Geç doğan hayvan yavruları ve topal ve hasta hayvanlar yayla göçünde Yörükleri zorlayan göçün ağır tempoda ilerlemesinde etkili olan unsurlardan olmuştur. Yörüklerde göç hazırlıkları günler öncesinden başlar. Yol boyunca yetecek ekmek pişirilir usulünce paketlenirdi. Ev eşyalarının toplanması, çadırların sökülmesi, hayvanların toparlanması ve yük hayvanlarının hazırlanması gibi işlemler kolektif bir çaba gerektirmektedir. Bu hazırlıklar sırasında aile içi dayanışma pekişir. Kadınlar, özellikle çadır düzenleme ve mutfak eşyalarının toparlanması gibi işlerde ön plandadır. Erkekler ise hayvanların toparlanması ve göç güzergâhının kontrolü ve yolculuğun planlanmasıyla ilgilenirler” dedi.
GÖÇ YOLLARI UZUN YILLARDA OLUŞTU
Mustafa Gökmen, “Göç sırasında takip edilen yol üzerinde genellikle su kaynaklarına yakın, hayvanların bağa bahçeye zarar vermemesi için yerleşim yerlerine uzak noktalarda konaklama yerlerinde mollalar verilirdi. Sonbaharda aynı güzergâh üzerinden kışlaklara dönüş gerçekleştirilir. Bu dönüş de benzer ritüellerle süslenir. Yörüklerde yayladan sahile göç ederken yaylada üretilen kışlık ihtiyaç maddelerinin önceden kışın geçirileceği yere nakletme işlemine “arık götürme” adı verilirdi. Arık götürüldükten sonra yol hazırlıklarına başlanırdı. Batı Toroslarda göç yolları asırlardır kullanılan patikalar ve geçitlerle şekillenmiştir. Yaylalara çıkış genellikle Mayıs ayında başlamaktadır. Yayladan sahile göçler ise Eylül ortalarında başlar Kasım ayında tamamlanır. Antalya'nın batı ilçelerinden başlayan göçler Beydağları ve Akdağlar üzerindeki yayla köylerine ulaşır. Bu bölgelerdeki yüksek yaylalar Yörükler için hem ekonomik hem de kültürel açıdan büyük öneme sahiptir” dedi.
“GELENEKSEL YAŞAM TERK EDİLDİ”
Günümüze de değinen Gökmen, “Modernleşme, hayvancılığın gerilemesi ve tarım ve turizm faaliyetlerinin yaygınlaşması geleneksel göç yollarını büyük ölçüde kullanılmaz hale gelmiştir. Yörükler yerleşik hayata geçerek geleneksel hayat tarzını önemli ölçüde terk etmiştir. Buna rağmen bazı aileler hâlâ yaz aylarında geleneksel şekilde yaylaya çıkmayı sürdürmektedir. Tarihteki deve kervanlarının yerlerini traktörler başta olmak üzere motorlu taşıtlar almıştır. Kıl çadırların yerini naylon çadırlar almıştır. Güneş enerjisi ile aydınlatılan bu çadırlar modern teknolojinin bazı imkanlarını da sakinlerine sunmaktadır” dedi.
“ANADOLU’NUN PARÇASI BATI TOROSLAR”
Gökmen, “Sonuç olarak, Batı Toroslardaki Yörük göç yolları, hem tarihsel bir hayat tarzının izi hem de Anadolu’nun kültürel çeşitliliğinin canlı bir parçasıdır. Yörüklerde göç hem maddi hem de manevi bir yönü olan, toplumsal düzenin yeniden inşa edildiği bir alan özelliği taşımaktadır. Kimlik ve kültür aktarımının gerçekleştiği çok katmanlı bir süreç olan Yörük göçleri, Anadolu'nun yaşayan kültürel mirasının en güçlü örneklerinden olmasına rağmen değeri yeterince anlaşılmamaktadır. Belediyelerin son yıllarda “yörük göçü” adı altında düzenlediği festivaller popüler kültürün ihtiraslarına hizmet eden folklorik gösterilerden fazla bir anlam ifade etmemektedir. Oysa göç yolları yalnızca fiziki bir hareketliliği değil, aynı zamanda kültürel aktarımı da ifade etmektedir” diyerek aktarımını tamamladı.
Kaynak:Tayfun Akyatan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.