“Eğitimde yaşanan ticarileştirme ve özelleştirme uygulamaları özellikle bu iktidar zamanında hız kazanmış, devlet okulları adeta birer ‘ticari işletme’ haline getirilmiştir” diyen Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, “Kamusal eğitim adım adım zayıflatılarak yoksul halkın eğitim finansmanı içindeki payı arttırılmıştır. Kamu kaynakları özel okullara aktarılarak, özel öğretim iktidar tarafından desteklenmiştir. Zamanla bu bir devlet politikasına dönüşerek sürekli hale gelmiştir. 2024 yılı için eğitime ayrılan bütçe; bir önceki yıla oranla TL’de yaşanan değer kaybının etkisiyle iki kat artmış (461 milyar 649 milyon liradan 1 trilyon 92 milyar lira) olsa da bu gerçek değil bir yanılsamadır. MEB bütçesi her yıl olduğu gibi rakamsal olarak artmış, ancak genel bütçe ve milli gelire oranı belirgin şekilde değişmemiştir.  2023’te MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı yüzde 9.64 iken; 2024 bütçesinde bu oran yüzde 9.85 olmuştur. AKP hükümetleri döneminde, eğitim bütçesinin milli gelire oranı, OECD ortalaması olan yüzde 6’nın yarısına bile ulaşmamıştır” dedi.

Sınıf

TARİKATLARA DEĞİL EĞİTİME BÜTÇE
Başkan Kadir Öztürk, “İktidarın bütçeden ‘en büyük payı eğitime ayırıyoruz’ söylemi kocaman bir aldatmacadan ibarettir. İktidarın ‘En büyük payı verdik’ dediği eğitim bütçesinin yüzde 80’inden fazlası zaten personel giderlerine gidecektir. Geriye kalan yüzde yirmi nereye yetecektir. Tabii gerici vakıf, cemaatler ve özel okullara aktarılan MEB bütçesinden bir şey kalırsa. Bu haliyle 2024 MEB bütçesi, eğitim sisteminin, öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunlara çözüm üretmekten uzaktır. Kaynaklar yetersizdir. Eğitim Harcamaları Velilerin Sırtında ve Katlanarak Artacak Bugüne kadar olduğu gibi 2024’te de iktidar okullarda üzerine düşen iyileştirmeleri yapmayarak eğitim bütçesinin bütün yükünü öğrenci ve velilerin sırtına yıkacaktır. Halkın cebinden yapacağı eğitim harcamaları hiç olmadığı kadar katlanarak artmaya devam edecektir. OECD ülkeleri arasında da hane halkının eğitime en çok para harcadığı ülke Türkiye’dir. Görüldüğü gibi eğitime ayrılan pay azalırken okulların ihtiyaçları ve giderleri velilerin üstüne yıkılmaya devam ediliyor. Okul aile birliği aracılığı ile velilerden personel maaşı, sigorta, tamir, onarım vb. giderler adı altında ‘aidat’ alındığına tanık oluyoruz” diye konuştu.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan Kimdir ve Ne Oldu? İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan Kimdir ve Ne Oldu?

ÖĞRENCİLER BESLENEMİYOR
Başkan Öztürk, “Ülkemizde içinden geçtiğimiz dönemde yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle alım gücünün düşmesi ve yaşanan yoksullaşma mutfaktaki yangını büyütürken artık temel besin gıdalarına dahi ulaşmak zorlaşmıştır. Velilerimiz ise çocuklarını okutabilmek için kimi zaman borçlanarak, kimi zaman diğer temel harcamalarından kısarak çocuklarını okutmak zorunda bırakılmıştır. İnsanların neredeyse açlıkla sınandığı bu süreçte, eğitimin bedeli daha da ağırlaşmıştır. 2023/2024 eğitim öğretim yılında da öğrencilerin beslenme sorunu eğitimin önemli sorunlardan birisi olmuştur. Türkiye’de çok sayıda öğrencinin okula kahvaltı yapmadan gittiğini ve yine birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığını biliyoruz. 2024 yılında MEB için öngörülen bu bütçenin; yeni okul ve derslik inşa etmeye yetmeyeceği gibi ikili ve taşımalı eğitimi bitiremeyecek, eğitimde giderek dezavantajlı hale gelmiş yoksul öğrencilere sosyal ve maddi destek sağlayamayacak, eğitim sisteminin ihtiyacı kadar öğretmen atamasını yapamayacak, eğitim alanında giderek derinleşen barınma sorununa çözüm getiremeyecektir. Bu bütçeyle MEB’in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir derdinin olmadığı anlaşılıyor” dedi.

eğitim-sen

EĞİTİM HAKKI İÇİN MÜCADELE
Başkan Öztürk, “Okullarda yaşanan tarikatçı, cemaatçi vakıf ve derneklerle işbirliği halinde (ÇEDES vb) yoğun dinselleşme ve eğitimi ticarileştirme uygulamaları, siyasal-ideolojik hedeflere uygun olarak alınan bilim karşıtı kararlar eşliğinde okullarda hayata geçirilmeye devam etmektedir.  Eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değildir. Eğitim sisteminde yaşanan sorunların ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda yaşanan diğer gelişmelerden ayrı ve bağımsız olmadığını ifade ediyoruz. Eğitim Sen olarak kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde herkes için gerçek anlamda eşit ve parasız eğitim hakkı mücadelesini sürdürmeye kararlıyız” diyerek açıklamasını tamamladı.

Kaynak: Arda KIR/ÖZEL HABER