Genç yaşta yoğun
mesai ve emekle, destekle, teşvikle siyaset ve iş dünyasında yer aldık, yer
almaya da devam ediyoruz. Çok onurlu görevler de icra ettik bu süreçte ama çok
şükür sarhoş olmadık. Makam sarhoşluğu, ego şişkinliği, güç zehirlenmesi
fena bir hastalık. Tutulanların sağ çıkması ya da hasarsız çıkması pek mümkün
değil...
Günümüzün illeti makam sarhoşlarına atanmış, seçilmiş fark etmiyor tavsiyem ayılın. Neyim değil, ne olacağım deyin. Biraz okuyun, kendinizi geliştirin. Etrafınızı dinleyin. Hep aynı insanlarla kendinizi alkışlatıp egonuzu şişiriyorsunuz da sokağa çıkın...
Bakıyorum da şöyle
bürokratlar da siyasiler de çok fırın ekmek yemeli. Koltuktan güç alan zayıf
karakterli insanlardır ancak. Oysa siz koltuğu doldurmalı, değer
katmalısınız...
Bu kent ne valiler ne müdürler ne vekiller ne başkanlar gördü. Kimisi tarihin tozlu sayfalarında kaldı. Kimisi ise gönüllerde taht kurdu...
Geçtiğimiz günlerde
bir arkadaşım eski bir belediye başkanının “Kimse arayıp sormuyor”
serzenişlerini iletti. Ne acı...
Ya da bir milletvekilinin katıldığı bir programda kimse tarafından selamlanmaması, değer verilmemesi, makamdayken bile yok sayılması üzücü...
İl başkanları için de aynı ilçe başkanları için de. Sosyal medyada bile itibarı kalmamış kişiler, VIP minibüslerle gezip, kapı açtırarak bir yere geleceklerini sanıyorlar...
O anlayışta belediye başkanları da var, maalesef...
Oysa çocukluğumda
Ankara’da Cumhurbaşkanı olan rahmetli Turgut Özal’ı ve eşlerini hep bizimle,
halkla iç içe gördük ve büyüdük...
Şimdi belediye başkanına bile yanaşamıyorsunuz...
Etrafına duvar örenler, duvarla karşılaşırlar. Görevleri bitince de halk onlara duvar olur...
Çok şükür çok sayıda kötü örneğin yanında ‘kasaba siyaseti’ diye küçümsense de halkla, kentle iç içe siyaset yapanlar da var...
Antalya Büyükşehir
Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, bir
telefonla karşınızda olan Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, halkın
müdürü, başkanı adını sayamadığım diğer seçilmiş ve atanmışlar...
Son söz; gücünü tabandan alan her hareket kazanır. Öbür türlü siyasetle atanan bürokrat, siyasetle gider. Mikro milliyetçilikle bugün yer tutanlar, yarın kucaklayıcı bir siyaset ve demokraside koltuğunu koruyamaz...
Gelin devletin bürokratı, milletin temsilcisi, partinizin neferi olun...
Gücünüzü halktan alın...
Gücünüzü parti tabanından alın...
Gücünüzü devletinizden alın...