Antalya'nın yerel parlamentosu konumundaki İl Genel Meclisi, kentin ortasında bir çirkinlik abidesi gibi duran, adı 'ucube' ve 'hayalet bina'ya çıkan İl Özel İdaresi binası için tam 8 yıldır bir karar veremedi.

İl Genel Meclisi'nin dünkü toplantısında net bir karar çıkacağını bekleyenler, yine havanda su dövüldüğü için hayal kırıklığı yaşadılar.

Görünen o ki Antalya gibi Türkiye'nin vizyon kenti, turizmin başkentinde iş değil, laf üretilmeye devam edecek, kamuoyu daha uzun süre bu bina yıkılsın mı, güçlendirilsin mi tartışmasını izlemek zorunda kalacak.

Oysa yıkım kararı için gereken yasal koşullar çoktan oluşmuştu.

Ama İl Genel Meclisi'nin AKP ve MHP gurupları, sorunun çözümünün CHP'ye siyasi kazanç getireceği kuşkusu ve endişesini bir türlü aşamadılar, dün soruna nokta koymak için oluşturulan ortamı da tiyatro sahnesine benzer tartışmalarla yok saydılar.

İl Genel Meclisi'ndeki bu 'kayıkçı kavgası'na en güzel yanıtı AKP'li Meclis Üyesi Bilal Turgut vermiş.

Demiş ki, "Bu iş çok uzadı, en iyisi yazı tura atalım"

İl Genel Meclis Başkanı Cavit Arı'da bu trajikomik tartışmaya "Evet atalım" sözleriyle ironik bir yaklaşım getirmiş.

Gerçek şu ki Antalyalıların oylarıyla seçilip İl Genel Meclisi'ne gidenler, Antalya açısından çok önemli olan bir konuda sorunu çözmek gibi bir anlayışı benimsemiyorlar.

AKP ve MHP, ucubenin yıkılmasıyla buranın CHP'li belediyenin eline geçmesinden ve kamuoyunun beklentilerine yanıt veren bir proje uygulayarak Antalya'da yeni bir çekim alanı yaratmasından korkuyorlar.

Yani Antalya'yı düşünmek yerine kendilerinin ve partilerinin siyasi geleceğini düşünüyorlar.

Oysa binanın kolonlarının patladığı 2004 yılında Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, soruna çözümcü bir yaklaşım getirmiş, "Binayı yıkıp, yerine Kadınyarı ile birlikte Antalya'ya yakışır bir günübirlik proje uygulayalım. İl Genel Meclisi'ne Muratpaşa Belediyesi sınırları içerisinde eşdeğer bir alan verelim, yapımına da katkı koyalım"demişti..

Asıl kaygı burada başladı..

AKP ve MHP, CHP'li belediyelerin bu çok değerli, kentin merkezi konumundaki alanda proje uygulamasını istemiyorlar.

MHP'nin 'Önceden güçlendirme kararı aldık, bu karardan dönmek olmaz" şeklindeki savunması da kabul edilecek gibi değil.

Bina kısa sürede yıkılmazsa sıkıntıyı Antalyalılar ile birlikte Vali Dr. Ahmet Altıparmak'ta çekecek doğal olarak..

Çünkü önceleri güçlendirme düşüncesinde olduğunu söyleyen Vali Altıparmak, Başbakan Erdoğan'ın 'Sorunlu yapıları seçim kaybetme pahasına da olsa yıkacağız" demiş, ardından da "Kentsel Dönüşüm'le ilgili yasa düzenlenmesi yapılmıştı.

O düzenlemeye göre Antalya'da ilk aşamada yıkılması gereken yapılar arasında yer alıyor İl Özel İdaresi binası..

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'da konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Antalya Valisi ile bu sakıncalı binanın yıkımı konusunu konuşacağız" demişti..

Yani hükümet hayaletin, ucubenin yıkılmasını, Antalya'nın merkezinde bulunan çirkin görüntünün, görsel kirliliğin ivedilikle ortadan kaldırılmasından yana..

Tüm bu gerçekler ortada iken, AKP ve MHP guruplarının, bina için kararı bir sonraki İl Genel Meclisi toplantısına yani 2013 yılına ertelemesi Antalya için hayati kararlar alması gerekenlerin siyasi kaygı dışında bir anlayışı benimsemekte ısrar ettiklerini ortaya koyuyor.

Kimse bu binanın afet riski taşımadığını söyleyemez..

Kimse 14 katlı bu binanın bulunduğu alanda yeni bir beton kütlesinin tehlike yaratacağını iddia edemez..

Kimse kolonları tam 8 yıl önce patlayan ve o tarihten bu yana kaderine terk edilen  bu binanın güçlendirilerek sağlıklı hizmet vereceğini de iddia edemez..

Üniversitelerin, uzmanların, meslek odalarının görüşü binanın yıkılması yönünde olduğu halde Antalya İl Genel Meclisi'nin kararı öteleyerek zaman kazanma düşüncesiyle olayı savsaklamaya çalışması kimsenin hakkı ve haddi de olamaz..

Akşam sabah  bir felaket yaşanırsa kimse bunun hesabını veremez, vebalinin altından kalkamaz..