Gündemimiz birkaç gündür Melek İpek olunca dün yapılan Antalya
Büyükşehir Belediye Meclisi’ni takip edemedik. Daha doğrusu arkadaşlarımız
izledi ama hazırlıksızdı. O yüzden Meclis’in en önemli konusu olan 31. gündemi
geç duyurmuş olduk sizlere…
Rantı yüksek kentimizin, rantı en yüksek ilçelerinden
Konyaaltı’na ilişkin gündem uygulama planlarına ilişkin plan notu değişikliğini
içeriyor. Aslında teknik olarak geç kalınmış bir karar…
Düşünün geçtiğimiz gün açıklanan Liman bölgesindeki meşhur
projeye ilişkin bir ruhsat iptali davası varken, sanki alelacele yapılmak
istenen bir hata düzeltmesi var. Ama göç yolda düzelmedi bu kez. 3 Aralık’ta
yapılan Konyaaltı Belediye Meclisi’nde oybirliğiyle karara bağlanan ve 28
Aralık’ta yapılan Antalya Büyükşehir Belediye İmar Komisyonu’nda değiştirilerek
uygun bulanan teklif Meclis’te karara bağlanamadı…
Ticari alanlarda 17 kata müsaade eden komisyon raporuna ilçede
evet diyen AKP Grubu, Büyükşehir Meclisi’nde onay da vermedi, ret de vermedi. Kayıtsız
kaldı. Gerekli ve yeterli bilgiye ulaşamadıklarını bildiren meclis üyeleri
sonunda da Meclis’i terk etti…
Gönül istiyor ki kent meseleleri şova dönüşmesin. Ortak
akılla çözülsün. Ama olmuyor. İlçe meclisinde aynı karar onay alabiliyor.
Farklı meclislerden benzer kararlar çıkıyor. Ama siyasi prim ya da engelleme
uğruna Büyükşehir’de takılabiliyor…
Bu arada sıkıntı varsa, sorun varsa takılması anlamlı. Geç
de olsa refleks anlamlı. Ama sahici gelmiyor. Zira daha birkaç ay önce MHP
Grubu da akaryakıt istasyonlarına ilişkin ‘Cinayet işliyoruz’ dedi,
birkaç ay sonra o cinayet dediği planlamalara ‘evet’ dedi…
Keşke kentlerin vicdanı olan meclislerde bu kararlar
komisyon aşamasında meslek odalarıyla da tartışılabilse. Yapılan plan hemen
yargıya taşınıp iptal edilmese ya da hemen delinmese…
Keşke…
Bakıyoruz daha Kırcami planlaması yargıdayken, akaryakıt
tadilatı yapmaya çalışıyor. Oysa plan aşamasında ihtiyaçsa konulabilecekken…
Tabii ben anlamam ama cahil bir meclis üyesiyken bile
araştırıp öğrenirdim. Doğru bulmadığım konuları parti grubunda ve mecliste
anlatır, grubumu ve meclisi ikna etmeye çalışırdım. Olmazsa ‘hayır’ derdim. Hatta
yargıya giderdim…
Şimdi görüyoruz ki böyle bir tavır yok…
Belki biz fazla kent savunucusuyduk, belki de anlayışımız
makbul görülmüyor çoğu kesimce…
Ama ne demişler doğru bildiğin yolda tek başına kalsan da
yürümelisin. O yüzden doğruları söylemekte fayda var. Fakat işi siyasi ranta
çevirmek için ya da şov yapmak için değil, kent için mücadeleden yanayım…
Antalya Eşgüdüm Kurulu’nun da bu yönde mücadele ettiğini
düşünüyorum. O nedenle bu maddeyi de takipte olduklarını duydum. Sanıyorum en
doğrusunu onlar anlatacaktır bizlere. Tarafsız bir bakışla gerçekleri ortaya
koyacaklardır…
Antalya adına hep birlikte doğruları yapmak umuduyla, takibe
devam…
Bakalım yarın Meclis’te karar verilebilecek mi?