İnsan hakları ihlallerinin dünyada ayyuka çıktığı bir dönemde Türkiye de nasibini alıyor, yaşananlardan. En temel insan hakkı olan yaşam hakkından barınma, çalışma hakkına, ifade özgürlüğüne kadar bir dizi ihlalle karşılaşılıyor. Cezaevinde kötü muamele de söz konusu, haksız işten çıkarma da. Taciz, tecavüz, istismar, baskı ise cabası…

Hal böyleyken ülkede siyasi krizle birlikte derinleşen ekonomik çalkantı susturdu, toplumu. Memur susuyor, işçi susuyor tamam da sözde aydınlar da susuyor. En çok korkulanı oluyor. Gazeteci, akademisyen, hukukçu vs sus pus…

İşte tam da bu nokta insan hakları odaklı gazetecilik adına çok önemli bir atölye yapıldı. Türkiye’nin 10 ilinden yaklaşık 15 gazetecinin davetli olduğu atölyeye Antalya’yı temsilen katıldım. Uluslararası Af Örgütü’nün davetlisi olarak yerel medya çalışanlarıyla bir araya gelip hak odaklı gazetecilik önündeki engeller, imkanlar nediri konuşup, ardından çözüme dönük öneriler sunduk…

Antalya’dan Samsun’a, İzmir’den Kars’a kadar 10 ilden katılan gazetecilerin önce kendi kentlerinde 2 yıl içinde bu atölyelerin yapılmasını kararlaştırdık…

Kent dinamiklerinin, hak savunucularının, yerel yönetimlerin bir arada bu konuya eğilmesi gerektiğinin önemine işaret ettik…

Susan bir toplumun dili, gözü, kulağı olmanın gerekliliğini kaydettik…

Ve içinden geçilen zorlu dönemde her şeye rağmen görevini yapmaya çalışan meslektaşlarımıza dikkat çekip, onların sayısının nasıl çoğalacağını konuştuk…

Elbette kolay değil. Bugünden yarına bir şey olmaz. Ama bir şey yapıldığında çok şey olacağına inanıyorum. Henüz yeni mezun genç gazetecilerin hak haberciliğinden habersiz olduğu bir ortamda bu atölyeleri önemsiyorum…

Yandaş, candaş, taraf olunan bir ortamda herkesin sesi, sözü, gözü, kulağı olan yerel medyanın yerine getirmeye çalıştığı hak odaklı haberciliğin gelişmesi için atılan küçük ama önemli adım için teşekkürler…

Aralarında Bursa, Batman, Konya, Kars, Van, Samsun, İzmir, Çanakkale, Gaziantep ve Antalya’nın olduğu 10 ilde öncelikli atölye yapılacak iller arasında Antalya da var…

Diliyorum ki bu atölye için gönüllü sayısı artar, katılımcı sayısı çoğalır ve hak savunucusu dernek, kurum ve kuruluşlarla diyalog halinde başarılı bir atölye yapılır…

Hak odaklı haberciliğin ne olduğuna, dilin kullanımına, iyi habercilik örneklerine kadar çok şeyin konuşulup masaya yatırılması gerektiği ortamda biliyoruz ki siyasal iklime rağmen çok şeyi değiştirmek mümkün…

Yeter ki isteyelim…

Yeter ki haksızlıklara karşı bir kişi de kalsak ses verelim…

Susmayalım…

Korkmayalım…

Yılmayalım…

Cesur olalım…

Ama hep birlikte…