Şehir Plancıları Odası: Orman Yangınları ve Kentleşme Felaketi Artık Engellenemez Noktada!

Türkiye, orman yangınlarının sayısındaki artış nedeniyle eşi benzeri görülmemiş bir zorlukla karşı karşıya. İklim değişikliği, kentleşme ve kamusal ihmalin etkisiyle, bu yangınlar yalnızca doğal yaşamı tehdit etmekle kalmayıp, aynı zamanda insan yerleşimlerini ve geleceği de riske atmaktadır. TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından yayımlanan son rapora göre, orman yangınları artık sadece doğal felaketler değil, arkasında yatan politik ve kurumsal sorunların da bir yansımasıdır.
Yangın Gerçeği: Yaşam ve Çevreye Tehdit
Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan orman yangınları, doğal varlıklarımızı, yaşam hakkımızı, müştereklerimizi ve geleceğimizi tehdit etmektedir. Bu yangınlar, sadece doğal bir felaket olmanın ötesinde, arkasında yer alan kurumsal ve politik başarısızlıkların bir sonucudur. Yangınlara müdahale için kullanılan kaynaklar, kamu hizmetleri ve afet yönetimindeki eksiklikler yangınla mücadeleyi zorlaştırmaktadır.
Şehir Plancıları, orman yangınlarının her geçen yıl daha fazla can ve mal kaybına yol açtığını belirterek, bu durumu yalnızca iklim koşullarına bağlamanın yanıltıcı olduğunu ifade etmektedir. Orman alanlarının hızla yok edilmesi, kentleşme, maden ve enerji faaliyetlerinin genişlemesi yangın riskini arttırmaktadır.
İklim Krizi: Küresel Sorun, Yerel Etkiler
İklim krizi, dünya genelinde iklim dengesinin değişmesine, kuraklık, orman yangınları, seller ve fırtınaların artmasına yol açmaktadır. Türkiye’deki orman yangınlarının da küresel iklim değişikliğinden etkilendiği ancak bunun yerel düzeydeki yanlış yönetim politikalarıyla birleşerek çok daha büyük felakete yol açtığı vurgulanmaktadır.
Orman köyleri, kırsal alanlar ve yerleşim yerlerinde yapılan yanlış planlamalar, yangın riskinin arttığı bölgelerde daha fazla hasara yol açmaktadır. Ayrıca, yerel yönetimler ile merkezi yönetim arasındaki koordinasyon eksiklikleri, bu sorunun büyümesine neden olmaktadır.
Kentleşme ve Kamu İhmali
Orman yangınlarının en önemli sebeplerinden birinin, kentleşme politikaları olduğu belirtilmektedir. Türkiye’nin mekansal planlama anlayışı, afet risklerini göz ardı eden ve piyasa temelli bir yaklaşımı benimsemiştir. TMMOB, bu durumun doğrudan ormanların yok edilmesine, yangın riskinin arttığı alanlarda plansız yerleşimlerin yayılmasına yol açtığını ifade etmektedir.
Şehir Plancıları, özellikle kıyı bölgelerinde orman ve yerleşim alanlarının birleşim noktalarındaki plansız yapılaşmanın, yangın riskini arttırdığını ve bunun önüne geçilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Ne Yapmalı? Kamuoyu ve Adalet Temelli Müdahale Gerekiyor
TMMOB Şehir Plancıları Odası, orman yangınlarının küresel iklim kriziyle derinleşen etkilerini hafifletmek için, kamucu ve adalet temelli bir afet müdahale sisteminin kurulması gerektiğini savunmaktadır. Yapılması gerekenler arasında şunlar sıralanmaktadır:
- Yangın Riskli Alanlarda Yapılaşma Yönetmeliği: Yangın riskinin yüksek olduğu bölgelerde, özel planlamalar ve yangın güvenliği kuralları uygulanmalıdır.
- Sürdürülebilir Kentleşme: Orman alanlarının tarım, enerji ve turizm projeleri için tahrip edilmesine karşı önlemler alınmalıdır.
- Erken Uyarı Sistemleri: Yangınları önceden tespit eden sistemlerin kurulması ve yerel halkın eğitilmesi sağlanmalıdır.
- Ormanların Korunması: Orman ekosistemlerinin korunması için ilgili yasalar güçlendirilmeli ve orman alanları koruma altına alınmalıdır.
Kaynak:Buse Yeşil
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.