ADD’den P*K Elebaşının Ekrana Çıkarılmasına Sert Tepki: “Ya İstiklal Ya Öl*m!”

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), PKK elebaşının video konferansla TBMM sürecine dahil edilmesini ve açılım adımları çerçevesinde yürütülen siyasi süreci sert bir dille eleştirdi. Dernek, “Bu tablo, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısına ve bağımsızlık ruhuna tehdittir” dedi.
"Emperyalizmin Yeni Aşaması BOP'tur"
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi tarafından yapılan yazılı açıklamada, son dönemde Türkiye kamuoyunda gündeme gelen “yeni açılım süreci”ne ilişkin çok sert değerlendirmelere yer verildi. Açıklamada, ABD ve İsrail’in öncülüğünde şekillenen Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında Suriye’ye yönelik saldırıların ve 22 Ekim 2024’te ağırlaştırılmış müebbet cezası bulunan PKK elebaşının TBMM’ye davet edilmesinin aynı stratejik çerçevede değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
YPG Ordusu ve Silah Yardımı Hatırlatıldı
ABD’nin yıllardır PYD/YPG’ye sağladığı askeri yardımlara dikkat çekilen açıklamada, “4500 ila 10 bin TIR silah ve mühimmat yardımı ile Suriye'nin kuzeyinde 80 ila 100 bin kişilik bir YPG ordusu kurulduğu, bu durumun Türkiye'yi yönetenler tarafından da defalarca açıklandığı” vurgulandı. ADD, 2025 yılında PYD’ye ek olarak 130 milyon dolarlık bütçe daha ayrıldığını da kamuoyuna hatırlattı.
“Yeni Devlet, Özerklik, Konfederalizm” Talepleri Kabul Edilemez
PKK elebaşının devlet yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde “Kürtler ve Türklerin birlikte kurduğu yeni devlet”, “bölgesel özerklik” ve “demokratik konfederalizm” gibi talepler dile getirdiği belirtilen açıklamada, bu isteklerin Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısını ve Lozan Antlaşması’ndaki kurucu ilkeleri hedef aldığı ifade edildi. ADD, bu taleplerin “örgütün değil, Cumhuriyetin feshini istediğini” savundu.
“Cumhuriyetimizin Temelleri Hedef Alınıyor”
Açıklamada, 9 Temmuz 2025’te PKK elebaşının video konferans yoluyla kamuoyuna seslenmesinin kabul edilemez olduğu vurgulandı. ADD, “Kadın, çocuk, asker ve korucuları şehit etmiş iki yol arkadaşıyla birlikte ekranlara çıkan biri, 40 yıldır yürüttükleri ‘Kürt ulusal bağımsızlık savaşı’nın başarıya ulaştığını, TBMM’nin de bu süreci tamamlayacağını söyledi” ifadeleriyle bu gelişmeye tepki gösterdi.
“Barış ve Demokrasi” Söylemine Eleştiri
Açıklamada, kamuoyuna “Terörsüz Türkiye” sloganıyla sunulan sürecin arkasında farklı amaçlar olduğuna işaret edildi. “Barış ve demokrasi, halkımızın ortak arzusudur. Ancak bu aktörler ve bu söylemlerle yürütülen bir açılımın barış ve demokrasi getirmesi mümkün değildir” denildi. Ayrıca, “eşit yurttaşlık” ve “anadilde eğitim” gibi taleplerin BOP kapsamlı emperyalist müdahalelerin parçası olduğu öne sürüldü.
" Türk Milleti Açılıma Karşıdır"
Atatürkçü Düşünce Derneği, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Halkımızın etnisiteler ya da mezhepler temelinde bir kavgası olmamıştır. Bu nedenle sahte bir barış ihtiyacından söz etmek anlamsızdır. Türkiye’deki demokrasi sorununun kaynağı bellidir, çözümü de bellidir. Eksik olan sadece niyettir.”
“Milletimizin Gerçek İhtiyacı: Hukuk, Ekonomi, Laiklik”
Dernek açıklamasında, toplumun gerçek ihtiyaçlarının göz ardı edildiği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
“Ulusumuzun ihtiyaç duyduğu şey; üretim odaklı bir ekonomi, adaletli gelir dağılımı, hukukun üstünlüğü, laik ve bilimsel eğitim, bağımsız yargı, kamucu sağlık hizmetleri, demografik yapımızı koruyan güvenlik politikaları ve Atatürk Cumhuriyeti’nin yeniden inşasıdır.”
“Zehir Tatlandırıcılı Şeker Gibi Sunuluyor”
ADD açıklamasında, açılım süreci çerçevesinde yapılan propagandanın “gerçeği saptırdığı” ifade edilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Bir mağarada kadınlı erkekli birkaç kişinin silah bırakmasının bazı medya organlarınca bayram havasında sunulması, törenle kutlanması ve ‘milat’ olarak lanse edilmesi anlaşılır değildir.”
“Millet Bu Süreci Reddetmektedir”
ADD, daha önce 3 Mart ve 14 Mayıs 2025 tarihlerinde yaptığı açıklamalara da atıf yaparak, “Türk Milleti, bu süreci asla kabul etmeyecek, etmemelidir” mesajını yineledi. Açıklama, şu net ifadelerle son buldu:
“Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak, milletimizin yüzünü kızartacak ve emperyal hayalleri besleyecek karar ve uygulamalardan kaçınılmalıdır. 105 yıl önce Sevr ile reddettiğimiz dayatmaları bugün BOP ile tekrar hayata geçirmek isteyen iç ve dış düşmanlara karşı parolamız tektir ve değişmez: Ya İstiklal Ya Ölüm!”
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.