Adında ‘Koruma’ olan kurullara hiç güvenmem…

Çünkü kuruluş amaç ve felsefelerinden uzak bir duruşları var..

O nedenle ben bu kurullara ‘Koru-mama’ yakıştırması yaparım..

Örnek mi ?

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu..

Antalya’nın kültür ve tabiat varlıkları bu kurul sayesinde ‘beton kuleler’e dönüştü.

Nedenini çözmek için fazla kafa yormaya gerek yok.

Bir kere bürokrat ağırlıklı bu kurul, önce koltuk korkusu var..

İkincisi ise tamamen duygusal(!)nedenler..

Bir de’ Toprak Koruma Kurulu’ var..

Bugüne kadar pek öne çıkmadı bu kurul..

Antalyalılar, bu kurulun varlığını yılan hikayesine dönen Kırcami’nin imar planları sürecinde yaşadı.

Kırcami’nin tarımsal özelliğini koruyup korumadığı yönünde tıpkı ‘Mehter Takımı’ gibi farklı kararlar verdi..

Bürokrat ağırlıklı olan Toprak Koruma Kurulu, birkaç yıl öncesine kadar burnundan kıl aldırmayan bir görüntü veriyordu..

Diğer kamu kuruları gibi o da son yıllarda siyasi otoritenin işaretine göre karar vermeye, böylece kuruluş amaçlarından uzaklaşıp, güçlünün işini kolaylaştıran bir anlayışa hizmet etmeye başladı.

9 kişiden oluşan Toprak Koruma Kurulu, 6 kişiyle karar verebiliyordu..

Yani Antalya gibi verimli tarım arazilerinin imara açılması,  hızlı tren hattı geçirilmesi, ‘Duple yollar’ yapılması, elektrik santrali kurulması, adı ‘Eğitim Tesisi’ olan kamu kamplarına dönüştürülmesi gibi kamuoyunun tepkili yaklaştığı konularda rant kokan kararları istenen hızda veremiyor, bazen de yasalar kurulun rant düşüncesinin öne çıktığı konulardaki kararlarına engel oluyordu..

Rantçıların gözü aydın olsun..

Artık Antalya’nın hızla azalan tarım arazilerini tepe tepe kullanabilirler..

AKP Hükümeti, tarım arazileri konusunda çok tehlikeli bir adım attı..

‘Tarım Arazilerinin Korunması Kullanılması ve Planlamasına Dair Yönetmelik’te yapılan değişiklik bir anlamda Antalya’nın tarım arazilerinin daha kolay talan edilmesinin yolunu açıyor..

Değişikliğe göre, Toprak Koruma Kurulu, 2 üyeyle bile karar alabilecek..

Tarım arazilerinin korunması, geliştirilmesi ve verimli kullanılmasını sağlamak amacıyla yasayla kurulan Toprak Koruma Kurulu, İl Valisi Başkanlığında 5 kamu temsilcisi ve 3 sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve üniversite temsilci olmak üzere 9 kişiden oluşuyor.

Bakanlık, yönetmelikte yaptığı değişiklik ile kendi kuruluş amacıyla da ters düşüyor..

Böylece Toprak Koruma Kurulu’na koruması ve verimliliği artırması gereken verimli tarım arazilerinin talan etme yetkisini veriyor.

Yönetmeliğin 6’ncı maddesinin f fıkrasında tarım arazilerinin talanı şöyle tarif ediliyor:

“Tarım dışı amaçlı kullanım talebi, toplulaştırma projelerinin veya etüt raporunda çevre tarım arazilerindeki tarımsal kullanım bütünlüğünü bozacak durumda olması halinde kurul gündemine alınmaz ve valilik tarafından doğrudan reddedilir” hükmü yer alıyor.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, yeni yönetmelikte bu maddeyi aynen korudu..

Ancak, ulaştırma ve enerji yatırımlarının yönetmeliğe ’istisna’ olarak girmesinden dolayı koruma kurulunun tarımsal bütünlüğünü bozacak olsa da, enerji ya da ulaştırma yatırımcılarından gelecek talepler doğrultusunda toprakların tarım alanından çıkarılmasına onay verebilecek..

Yani Antalya’nın tarım arazilerinin kaderi, Toprak Koruma Kurulu’nun 2 bürokrat üyesinin koltuk kaygısına bağlı.

Dahası hükümetten ya da AKP’nin ağır toplarından ya da AKP’ye yakınlığı olan kimi kişi ve kurumlardan gelecek  taleplere Koru-mama kurulunun olumsuz yaklaşması olanaksız..