GÜNDEM

"Biber Gazı Kimyasal Silah mıdır?" Tartışması Büyüyor: TTB’den Açıklama, EGM’den Suç Duyurusu

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) arasında, toplumsal olaylarda kullanılan biber gazına ilişkin tartışma alevlendi.

Abone Ol

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) arasında, toplumsal olaylarda kullanılan biber gazına ilişkin tartışma alevlendi. TTB’nin "Biber gazı kimyasal silahtır, kullanımı derhal yasaklanmalıdır!" başlığıyla yayımladığı açıklamaya, Emniyet'ten sert yanıt geldi. EGM, Türk Tabipleri Birliği hakkında suç duyurusunda bulunduğunu duyurdu.

TTB: “Kimyasal Silah, Derhal Yasaklanmalı”

TTB’nin 22 Nisan 2025 tarihli açıklamasında, biber gazının uluslararası literatürde kimyasal silah olarak tanımlandığı vurgulandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

"Anayasal bir hak olan toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkını kullanan yurttaşlara yönelik olarak uygulanan şiddet ve kimyasal gazların kullanılması kabul edilemez. Kolluk kuvvetinin temel görevi bu tür barışçıl ve anayasal haklarını kullanan yurttaşların güvenliğini ve esenliğini korumaktır.

Türkiye’de son iki gündür Anayasal hakkını kullanan yurttaşlara “biber gazı” olarak adlandırılan; uluslararası literatürde kimyasal silah olarak değerlendirilen; gösteri kontrol ajanı olarak değil tamamen kimyasal silah olarak kullanıldığını düşündüren görüntüler kamuoyuna yansımaktadır.

1996 yılında 90 ülke biber gazının yasaklanması için Birleşmiş Milletler’de imza vermiştir. 1997’de Türkiye’nin imzaladığı “Kimyasal Silahlar Konvansiyonu”na göre; bu tür ajanların, kapalı yerlerde kullanılması, yakın mesafeden kullanılması veya bir topluluğa çok yoğun olarak kullanılması halinde bu ajanların kimyasal silah olacağı bildirilmektedir. Türkiye’de yaşanan son olayların görüntüleri ve bizzat tanık olduğumuz olaylar “biber gazı”nın gösteri kontrol ajanı olarak değil kimyasal silah olarak kullanıldığını göstermektedir.

Türk Tabipleri Birliği tarafından 2011 yılında yayınlanan “Gösteri Kontrol Ajanları” kitapçığında biber gazının ölümcül etkileri aktarılmıştır ve Türkiye’de meydana gelen ölümler dile getirilmiştir. Türkiye’de hepimizin bildiği gibi 2013’te Hatay’da 22 yaşındaki genç Metin Lokumcu’nun ölümünün biber gazıyla ilgili olduğu Adli Tıp Kurumu raporları tarafından da net olarak teyit edilmiştir. Musa Dağ, Caylan Demir, Mevlüt Altun, Hacı Zengin, Kazım Şeker gibi biber gazı sebebiyle hayatını kaybeden yurttaşlarımızdan söz ediyoruz.

Tüm bu gerçekler bize aşağıdaki önerimizi bir kez daha çok güçlü bir şekilde dile getirmemizi bizlere kanıtlamakta ve öngördüğümüz gösteri ajanı olarak gazların kimyasal silah olarak değerlendirilmesi ve kullanımının derhal yasaklanması gerektiğini ortaya koymaktadır."

 EGM’den Yanıt: “İddialar Mesnetsiz, Kullanım Yasal”

Aynı gün yayımlanan Emniyet Genel Müdürlüğü açıklamasında ise, TTB'nin iddialarının asılsız, mesnetsiz ve iftira olduğu öne sürüldü. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Türk Tabipler Birliği; 15.04.2025 tarihinde suç uydurma ve dezenformasyon ürünü konularla ilgili bir şikayette bulunmuştur. Şikayete bahis iddialar, mesnetsiz ve gerçek dışıdır. Şöyle ki;

Emniyet güçlerimizce toplumsal olaylar esnasında toplum ve birey sağlığını olumsuz etkileyecek kimyasal içerikli gaz ve sıvı kullanıldığı iftirası atılmıştır. Gerçekleşen toplumsal olaylar esnasında toplum ve birey sağlığını olumsuz etkileyecek kimyasal içerikli gaz ve sıvı kesinlikle kullanılmamıştır. Teşkilat envanterimizde bulunan göz yaşartıcı gazlar, iddialarda ileri sürüldüğü gibi yasaklanmış kimyasal gazlardan olmayıp 5564 Sayılı Kanun kapsamında yasaklanmayan, AB ülkeleri ile ABD'de de kullanıldığı üzere ülkemizde de toplumsal olayları denetim altında tutmak, kamu düzeni ve asayişi sağlamak amacıyla kullanılan malzemelerdir.

Gösteri ve eylem yasağına rağmen yapılan eylem ve gösteriler esnasında yaşanan gözaltına alma iş ve işlemleri de yasal mevzuat çerçevesinde yapılmıştır. Bu meyanda gözaltına alınan her şahsın giriş ve çıkışında verilen hekim raporları tutarlılık göstermektedir. Gözaltına alınan şahıslarla ilgisiz ve kötü muamele bulgusuna rastlanmamıştır.

Sosyal medyada yer alan, CİMER ve 112’ye yapılan bildirimler titizlikle incelenmiştir. Gerçek olmayan, tamamen asılsız ithamlar ile kamuoyu nezdinde Bakanlığımız ve Teşkilatımız aleyhinde ve itibarı zedeleyici bir etki oluşturmaya çalışan kişiler amaçlı, kamu düzeni ve asayişinin sağlanmasında görevli bulunan Bakanlığımız ve Genel Müdürlüğümüz üst yöneticileri ile teşkilat mensuplarımızı açık hedef haline getirmektedir.

Vatandaşlarımızın anayasal uygun olan toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanması hususunda Bakanlığımızca ve Emniyet Genel Müdürlüğümüzce gerekli hassasiyet gösterilmekte, kamu düzeni ve güvenliğini her şekilde korumak adına her türlü tedbir ilgili birimlerimizce titizlikle alınmaktadır.

Bu kapsamda, mesnetsiz iddialar ile kamuoyunu yanıltıcı bir görünüm hedefi gösteren, özveri ile görev yapan Emniyet Teşkilatımıza iftira atanlar hakkında Emniyet Genel Müdürlüğümüzce suç duyurusunda bulunulmuştur.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur."