Türk-İş Antalya’dan İktidara ‘Geçinemiyoruz’ Tepkisi

Kamu işçilerini ilgilendiren çerçeve protokol sürecinin tıkanması ve hükümetin taleplere kayıtsız kalması üzerine Türk-İş Konfederasyonu eylem planını açıklamıştı. 24 Haziran sabahı tüm ülkede ve Antalya’da eylemlilik süreci başlamıştı. Türk-İş Antalya İl Başkanlığı’na sendikalar işyerlerine yürüyerek gitmiş ve işyerleri önünde bildiri okuyarak iş başı yapmıştı. Önceki gün emekçiler iş çıkışında saat 18.30’da Attalos Meydanı’nda toplanarak ikinci saha eylemlerini gerçekleştirdi. 3 Temmuz Perşembe günü ise yine iş çıkışı emekçiler AKP Antalya İl Başkanlığı önünde toplanarak açıklama yapacak. Türk-İş Antalya İl Başkanlığı’na bağlı olan Yol-İş Sendikası Antalya Şubeleri, TES-İş Sendikası Antalya Şubesi ve Tarım-İş Sendikası Antalya Şubesi yöneticileri ve üyeleri hak arayışlarını sürdürecek. Eylemlilik sürecinin 17 Temmuz Perşembe günü tamamlanması hedefleniyor.
“BİZ KÖLE DEĞİL İŞÇİYİZ”
Türk-İş Antalya İl Temsilcisi Cemil Ünal, “Biz kamuda çalışan işçiler olarak; 2025 yılı Toplu İş Sözleşme sürecinde karşılanmayan taleplerimiz, ücret artışımız ve haklarımız için verdiğimiz mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi her fırsatta dile getirdik. Bu kararlı duruşumuzun bir parçası olarak eylem planımızı kamuoyuna basın aracılığıyla duyurduk. Geçtiğimiz hafta, 81 ilde iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuduk. Uyardık, çağrıda bulunduk. Dedik ki: “Geçim derdi büyüdü, bu teklif toplu sözleşme değil, toplu oyalamadır! İşçiyi, emekçiyi açlığa mahkûm etmektir!” Ve bugün, eylem planımız doğrultusunda bir adım daha atıyoruz: Alanlardayız, meydanlardayız. Kitlesel olarak sesimizi yükselteceğiz. Fakat görüyoruz ki ne bizi duyan olmuş, ne de halkın gerçekleriyle yüzleşen. Hükümet geçtiğimiz hafta cuma günü yapılan toplantıda bizlere yine geçim şartlarına uygun olan, kabul edilebilecek bir teklif sunmamıştır. Hatta öyle bir teklif ki işçinin emeği adeta yok sayılmıştır. Bize reva görülen ücret tüm ülkede işçi kitlemiz ve kamuoyu tarafından üzüntüyle karşılanmıştır. Bizi yönetenlere söylüyoruz; Bu ülke hepimizin ve biz ülkemize milletimize hizmet ediyoruz. Siz bunu unuttunuz bunu! Biz ona üzüldük. Buradan meydanlardan bir kez daha sesleniyoruz! Biz emekçiyiz! Biz işçiyiz! Biz köle değiliz!” dedi.
“BİZ ÇALIŞIYORUZ ONLAR GÖRMEZDEN GELİYOR”
Başkan Ünal, “Biz çalışıyoruz, onlar oyalıyor. Biz üretiyoruz, onlar görmezden geliyor. Taleplerimiz duyulana kadar, kaklarımız teslim edilene kadar, emek mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. İşte bu yüzden artık sokaktayız, meydanlardayız, alanlardayız. Geçinemiyoruz. Zordayız. Eylemse eylem, grevse grev. Meydanlarda mı yatacağız yatarız, aç mı kalacağız kalırız. Zaten çalışan biziz, zaten aç kalan biziz. Hakkımızı alana kadar, direne direne kazanacağız.! TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarıyla halkın yaşadığı gerçekler arasında dağlar kadar fark var. TÜİK in verileri yaşadığımız geçim sıkıntısını yansıtmıyor. Mutfakta yangın var, ama TÜİK hâlâ “güzel havalardan” bahsediyor! Biz emekçiler pazarda, manavda, sokakta gerçek enflasyonu yaşıyoruz. Açıkladığınız veriler bu yangını ne söndürebilir, ne de gizleyebilir. Pazardan eli boş dönen emekçi TÜİK’in verilerine değil, cebindeki üç kuruşa bakarak yaşamaya çalışıyor. Gerçekleri görmek istiyorsanız TÜİK’in raporlarına değil, işçinin boş tenceresine bakın. Ülkemizde vergi yükü işçinin emekçinin sırtına bindirilmiş. Maaşlarımız daha cebimize girmeden yüzde 27'si eriyor. Az kazanandan çok vergi alan bir sistemde adaletten söz edilemez. Yanlış hesaplarınızın faturasını biz emekçilere ödetemezsiniz! Çıkıp bir sokağa bakın, çarşıya pazara bakın. Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Kuru vaat değil, toplu sözleşme hakkı istiyoruz. Adil bir ücret, güvenli bir gelecek istiyoruz. Onurlu bir yaşam talebimizden geri adım atmayacağız. Emeğimizi yok sayanlar işçinin sesini duyana kadar susmayacağız” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.