Antalya’nın Ulaşılmaz Antik Kenti Termessos’ta Tarih Uyanıyor

Güllük Dağı’nın zirvesinde yer alan Termessos Antik Kenti’nde ilk kez arkeolojik kazı çalışmaları başlatıldı. Büyük İskender’in bile fethedemediği bu kartal yuvasında, bu yıl öncelikli olarak bir anıt mezarın yeniden ayağa kaldırılması hedefleniyor.
Kazı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Koçak, bugüne kadar hiç kazı yapılmamış olan antik kentte ilk kez sistemli arkeolojik araştırmalar yapmanın heyecanını yaşadıklarını belirtti. Kazıların bu yılki odak noktası ise geniş bloklar halinde dağılmış bir anıt mezarın belgelenerek ayağa kaldırılması.
Anıt Mezar Blok Blok Ayağa Kaldırılacak
Termessos’un askeri ve kültürel kimliğini simgeleyen anıt mezar, bu yıl kazıların merkezi. Doç. Dr. Koçak, mezarın mevcut durumu ve hedeflenen çalışmalar hakkında şunları söyledi:
“Bu mezar yüksek bir podyum üzerine inşa edilmiş. İçinde birkaç mermer lahit vardı. Yapıya ait tüm bloklar hâlâ alanda. Biz taş tarlaları kurduk, her taşı numaralandırdık ve belgelerle süreci takip ediyoruz. Kazı sonunda mezarı ayağa kaldırarak hem bilimsel hem görsel bir değer oluşturacağız.”
Koçak, mezarın yeniden inşasıyla birlikte ziyaretçilere antik dönemdeki anıt mezarların gerçek görünümünü sunmayı hedeflediklerini de ifade etti.
Doğayla Tarihin İç İçe Geçtiği Antik Kent
Termessos yalnızca arkeolojik kalıntılarıyla değil, eşsiz doğasıyla da öne çıkıyor. Antik kent, “Kuşların Şehri” olarak anılıyor ve zengin bir flora-fauna çeşitliliğine sahip. Güllük Dağı Milli Parkı içinde yer alan bölgede kuş cıvıltıları, tilkiler ve orman canlıları eşliğinde tarihi bir yolculuk yapmak mümkün.
Kazı alanında bu yıl iki yavru tilki doğaya bırakıldı, ayrıca ağaç gövdelerine yerleştirilen kuş yuvaları da ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bu yönüyle Termessos, sadece tarih değil, doğayla bütünleşmiş bir arkeoloji deneyimi sunuyor.
Tarihi Surlardan Artemis Tapınağı’na Uzanan Bir Hazine
Termessos’a girişte Yenicekahve yakınındaki Hellenistik surlar karşılıyor ziyaretçileri. Kentin iç kesimlerinde Hadrian Tapınağı, agora, meclis binası, tiyatro, sarnıçlar, kanalizasyon sistemleri ve kurucunun evi gibi birçok yapı yer alıyor. En dikkat çekici yapılar arasında, M.Ö. 319 yılına tarihlenen ve Alketas’a ait olduğu düşünülen anıt mezar öne çıkıyor.
Büyük İskender’in Fethedemediği Kent
Termessos’un tarihsel önemi yalnızca yapılarla sınırlı değil. M.Ö. 333 yılında Büyük İskender, kenti kuşatmak istemiş ancak sarp coğrafya ve savunma sistemleri karşısında saldırıya geçmeden geri çekilmiş. Bu yönüyle Termessos, “fethedilemeyen antik kent” olarak da biliniyor. Kent, savaşçı halkı ve dağlık yapısıyla tarihte nadir rastlanan bir koruma örneği sergiliyor.
Nekropol Yolu Su Yapıları ve Hadrian Kapısı Sırada
Kazılar, yalnızca anıt mezarla sınırlı kalmıyor. Doç. Dr. Koçak’ın verdiği bilgiye göre, bu yıl ayrıca nekropol yolu, iki büyük su yapısı ve Hadrian Kapısı üzerinde de çalışmalar yapılacak. Koçak, planlarını şu sözlerle özetledi:
“Yaklaşık 500 metre uzunluğundaki nekropol yolunun her iki yanında lahitler yer alıyor. Çoğu devrilmiş durumda. Bunları yerlerine oturtacağız. Ayrıca Roma İmparatoru Hadrian’a ithaf edilen kapı ve arkasındaki Artemis Tapınağı’nda da kazılara başlayacağız.”
“Termessos Dört Mevsim Ayrı Güzel”
Doç. Dr. Mustafa Koçak, Termessos’un yalnızca ilkbahar ve sonbaharda değil, yılın her döneminde farklı bir güzellik sunduğunu vurguladı:
“Antalya sıcaktan kavrulurken Termessos daha serin. Ağaç gölgeleri, hafif rüzgâr ve eşsiz manzarasıyla burası bir vaha gibi. Ziyaretçiler her adımda farklı bir hikâyeye tanık oluyor. Termessos, dört mevsim keşfedilmeyi bekliyor.”
Kaynak:İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.