Yaptıkları basın açıklamasının üçüncü olduğunu kaydeden Musa Yaşar, “Bu yapacağımız üçüncü basın açıklamamızdan sonra sessiz sahipsiz yığınların sesi duyulur, mağdur kiracıların kanayan yarasına devlet eliyle pansuman yapılır. Yaralarımız acilen sarılır diye ümit ediyoruz. Hepimizin bildiği üzere bütün bu olumsuzlukların ardından Türkiye genelinde özellikle de yaşadığımız şehrimiz Antalya’da yaklaşık 4 aydır yüzde 800-900’lere varan konut fiyatlarının artışından kira bedellerinin olağanüstü artmasından ötürü biz kiracı mağdurları burada bir araya gelmiş bulunmaktayız. Geçtiğimiz yıl meydana gelen Ukrayna - Rusya Savaşı ardından ülkelerini terk edip Antalya’ya gelen Rus ve Ukrayna vatandaşlarının gözde cazibe şehri haline gelmiştir. Onların gelmesi ile zaten 3 yıldır pandemi ile gelişen ekonomik krizler ile baş başa kalan yerli halk için hayat daha da zor daha da yaşanmaz hale gelmiştir. Rus ve Ukraynalı’ların gelmesi ile konut sahiplerine ve emlakçılara fırsatlar doğmuş iştahlar kabarmış her yerde her bölgede konut ve kira bedelleri şişirilmiştir. Yabancıya konut satışı ve yüksek kira fiyatları getirilerek parası olan yabancılara 400 bin dolar karşılığında konut ve vatandaşlık imkanı sağlanmıştır. Bu durum Türk halkını çok zor durumda bırakmıştır” ifadelerini kullandı.
“ANTALYA İSTİLA EDİLİYOR”
“Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Hiç şüphesiz ki dünyanın en güzel yeridir’ dediği Antalya’mız küresel sermaye tarafından ele geçiriliyor istila ediliyor” diyen Musa Yaşar, “Dar gelirli ailelere, asgari ücretli çalışanlara ve emeklilere dolaylı olarak gizli bir güç eliyle ekonomik yaptırımlar yapılan vatandaşlar zoraki bir göçe, mecbur bırakılıyoruz. Devletimiz bunları sadece izlemekle yetinerek biz vatandaşlara sahip çıkmıyor. Kendi vatanımızda ikinci sınıf vatandaş, mülteci konumuna düşmek, sokaklarda kalmak istemiyoruz. Derhal devletimizin bu soruna gözüm üretmesini çare bulmasını, yabancılara konut satışının acilen yasaklanmasını, yüksek konut fiyatlarının önüne, yüksek kira bedellerinin son bulmasını istiyoruz. Konut kapsamında kiracı vatandaşlar, dar gelirli aileler, asgari ücretli çalışanlar ve emekliler devlet güvencesi altına alınmasını istiyoruz. Avrupa’da olduğu gibi devlet sosyal konut projeleri inşa ederek dar gelirli asgari ücretlilere konut imkanı sağlasın. Bizlerin mağduriyeti giderilsin biz devletimize kira ödeyelim. Kira ücretlerini devlet bankasından otomatik olarak maaşların yattığı gün hesabına geçirsin istiyoruz. Biz bu ülkenin alt tabakası, cefakar insanlarıyız. Devletimizden fazla bir şey yapmasını istemiyoruz. Çoğu dar gelirli kişi hanımlarının yüzüne bakmaya utanıyor, mahcup oluyor. Cumhurbaşkanım boşanma oranları bu pahalılıktan sonra tırmanışa geçti” diye konuştu.
“SOKAKTA MI YAŞAYALIM?”
Aylık gelirinin 3 bin 600 TL, kirasının ise 3 bin TL olduğunu dile getiren Nigar And ise “Bu kiraların düşürülmesi gerek yoksa herkes memleketine dönmek zorunda. Bizim dönecek bir yerimiz de yok. Ne yapalım sokakta açlıktan ölelim mi? Bunun bir çözümü olması lazım. 15 Yaşında okuyan bir kızım var. Biz ne yapalım sokağa çadır mı kuralım? Zor şartlar altında yaşamaya çalışıyoruz. Bu evin gıda gideri var, faturaları var. Hükümetin bize kolaylık sağlaması gerekiyor” dedi.
Arda KIR