Muğla’da DSİ önünde su isyanı: Her gün ölüyoruz!

Cumhuriyet'in haberine göre; Muğla’da halk, DSİ’nin hatalı uygulamaları ve termik santrallerin su kaynaklarını kirletmesi nedeniyle suya erişimde yaşadıkları sorunları protesto etti. 71 farklı kurum ve parti temsilcisinin katıldığı eylemde DSİ 21. Bölge Müdürlüğü önünde toplanan vatandaşlar, termik santrallerin içme suyunu soğutma amaçlı kullanmalarına ve suyun kısıtlanmasına karşı çıktılar. “Su yaşamdır, kömürlü termik santral ölüm” başlığıyla ortak basın açıklaması yapan Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Gökova Meclisi Gönüllüsü Candan Süsoy, Muğla Adalet Kervanı’nın taleplerini hatırlattı.
Süsoy, “Yargı kararının uygulanmasını, Muğla’daki üç termik santralin kapatılmasını isteyen Muğla Adalet Kervanı tamamlandı. 30 yıldır bekleyen mahkeme kararının hayata geçirilmesi, kömürlü termik santrallerin acilen durdurulması ve Muğlalılara yaşattığı ağır zararların sona ermesi için Muğlalılar adalet arayışına çıktı. Kimden istedik? Anayasasında hukuk devleti olan ülkemizin yöneticilerinden” dedi.
“SUSUZLUK, MUĞLALILARA YAŞATILAN HAKSIZLIĞIN SADECE BİR YÖNÜ”
Muğla Adalet Kervanı yürüyüşü sırasında Bodrum’un iki barajının içme suyu iletiminin kesildiğini öğrendiklerini söyleyen Candan Süsoy, “İklim krizinin ağır etkilerini yaşıyoruz ve su fakiri bir ülke olmaya doğru gidiyoruz. Ama Muğlalılar biliyorlar ki susuzluk doğal bir sonuç değil. Günlük yaşamımızı zorlaştıran susuzluk, yetkililerin yıllardır adaleti ertelemesi sonucu Muğlalılara yaşatılan haksızlığın sadece bir yönü” ifadelerini kullandı.
“BU BÜYÜK YAŞAM SORUNUNU UMURSAMADILAR”
Su krizinin Muğla’da herkesin malumu olduğunu ve bilim insanlarının su kıtlığı konusunda uyarılarda bulunduğunu belirten Süsoy, “Bakanlıklar, valiler, halkın seçtiği yerel yöneticiler ya da milletvekilleri bu büyük yaşam sorununu umursamadılar. Çünkü onların derdi ortak varlıklarımız olan bu zenginlikleri, yani talan edilen toprağı, suyu, yaşam alanlarını ‘yerli ve milli servet’ diyerek bir avuç sermayedarın eline geçirmekti” şeklinde konuştu.
“YETKİLERİNİ HALKTAN YANA KULLANMALARINI İSTİYORUZ”
Su krizinin sorumlusunun DSİ olduğunu vurgulayan Candan Süsoy, “Gerçekleri ortaya koyarken, bu kurumların yetkilerini şirketlerin çıkarları için değil, halkın yararı için kullanmalarını istiyoruz. Kapatma kararı uygulanmayan, çevreye ölüm ve zulüm saçan termik santrallere içme suyunu soğutma suyu olarak vermeseler, insanların su ihtiyacı karşılansaydı, bölgede su sıkıntısı olmazdı. Termiklere bedava verilen içme suyu, halkın kullanımında ‘su hayattır’ sözünün anlamını bulurdu” dedi.
Bodrum’un iki barajının kuruması nedeniyle susuz kalan Bodrum’un ihtiyacı olan su miktarının iki katından fazlasının Yatağan ve Yeniköy termik santrallerine soğutma suyu olarak verildiğini söyleyen Süsoy, “Bodrum’un yıllık su ihtiyacı 44,42 milyon metreküp olarak belirlenmiş, bu ihtiyacın sadece 28,14 milyon metreküpü DSİ tarafından, MUSKİ Genel Müdürlüğü aracılığıyla sağlanabiliyor.
Yani Bodrum Yarımadası’nın su ihtiyacında 16 milyon metreküp açık var. Halkın su kullanım ihtiyacı karşılanamazken Yatağan Termik Santrali bir yılda 19 milyon metreküp, Yeniköy Termik Santrali ise 14,5 milyon metreküp içme suyu kalitesinde su tüketiyor. Yani iki termik santral, toplam 33,5 milyon metreküp su kullanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.