Birileri uzayın derinliklerindeki bir takımyıldızın, benim burcumun kaşındığını düşünüyor olabilir, ama benim bu durumdan haberdar olmam bir türlü mümkün olmuyor. Gerçi bir de aynı gökyüzü altında yaşayan herkesin aynı günlerde doğmuş olmasının tuhaf bir enerji yakalama numarası olduğunu düşünmek bana kalırsa biraz fazla iddialı.

Öncelikle, bilim ve astrolojiyi aynı cümlede kullanmak, aslında astronominin başarısız ve cahil bir kuzeni olan astrolojinin egzoz dumanını bilimin önüne sürmek gibi bir şeydir. Bilim, laboratuvarlarda test edilebilir, ölçülebilir ve kanıtlanabilir sonuçlar istiyor. Astroloji ise, Hıhı, benim burcum Balık, bu arada, yani ben doğayı seviyorum gibi, havada asılı kalmış, bir çeşit "güzel sözlerle sallama sanatı."

Şimdi, evrende neler döndüğünü bilmek ister miydiniz? Evet, tabii ki isterdik! Ama işte bu noktada, yıldızlardan gelen sinyallerle kahve telvesinden gelecek sinyaller arasında fark var. Evrende bir enerji akışı olabilir, ancak bu akışın tam da sizin kahve fincanınızın içindeki telveden daha etkili olduğunu düşünmek, bana kalırsa, kara deliğe düşmek gibi bir şey.

Astrolojiye inananlar, burcunun özelliklerine inandıkları kadar inansınlar. Ancak benim bir Yay olarak ateş grubuna ait olduğumu söylemeniz, gün içinde enerjik olmamı garantilemiyor. Eğer Yay burcuysam, bir okçu olmam gerekirdi diye düşünüyorum ama tabii ki hiçbir yerde yay taşıyamıyorum. Güvenin, bu işte bir tuhaflık var.

Eğer bir gün elbise giyip Venüs'e iş seyahati düzenlersem, bilin ki gökyüzü haritasına göre değil, uçuş programına göre hareket ettim demektir.

Unutmayın, yıldızlar sadece gökyüzündeki ışık oyunlarıdır. Gerçek aydınlanma ise, bir mikroskop altında bir hücrenin içinde gizli olabilir. Bilim, gerçekten de dünyayı anlamamıza yardımcı olurken, astrolojiye sığınmak yerine bir göz atın derim. Bilimle kalmanızı hurafelere inanmamanızı tavsiye ederim. Seçim sizlerin.