ÖZGÜR ÇELİK: MAKAMDAN DEĞİL, SOKAKTAN YÖNETME DENEYİMİM VAR 

CHP İstanbul İl Başkan adayı Özgür Çelik, "Bu salondaki hepimize ülkemizin çok büyük ihtiyacı var" derken, makamdan değil, sokaktan yönetim vurgusu yaptı
ÖZGÜR ÇELİK: MAKAMDAN DEĞİL, SOKAKTAN YÖNETME DENEYİMİM VAR 

8 Ekim Pazar günü gerçekleşen CHP İstanbul İl Kongresi'nde Başkan adayı Özgür Çelik, “Adaylık meselesini hep genel başkanımız üzerinden tartıştılar. Bunun sebebini biliyorum. Sokakta karşılığı kalmamış bazı yerel yöneticiler, halkta karşılığı kalmamış, örgütte karşılığı kalmamış bazı parti yöneticileri, ‘Halk, sokak beni adaylaştırmıyor, o zaman ben bir kavga yaratayım. Bir grup ötekileştireyim, etiketleyeyim, genel başkan karşıtı ilan edeyim. Genel Başkanımız da bunu duysun. Halktan, sokaktan, örgütten çıkmıyorum. Genel Başkanımız beni Parti Meclisi üyesi yapsın. Genel Başkanımız beni belediye başkanı yapsın’. Bunu yanlış buluyorum, reddediyorum. O arkadaşlarımıza sokağa, halka dönmeyi tavsiye ediyorum. Yüzünüzü halka dönün. Halk, insanı sokakta yalnız bırakmaz” dedi.

CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi, Haliç Kongre Merkezi’nde yapılıyor. Eski CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ile başkanlık için yarışan Bahçelievler İlçe Başkanı ÖzgürÇelik kura sonucu ilk konuşmayı yaptı. Çelik, yoğun alkışlarla, ıslıklarla ve “Gençlik ele ele, Özgür Çelik’le” sloganları eşliğinde kürsüye çıktı.

CHP’nin 100’üncü yaşında olduğunu vurgulayarak konuşmasına başlayan Çelik, şunları söyledi:

ATATÜRK VE CUMHURİYETLE SÖZE BAŞLADI 

Bizlere bu güzel Cumhuriyeti armağan eden, ülkemizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm Milli Mücadele kahramanlarımızı saygıyla, minnetle anıyorum. 100 yıl boyunca partimizde görev yapmış, emek vermiş, başta genel başkanlarımız olmak üzere partimize emek harcayan tüm emekçilerimize sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Bugün 8 Ekim. 8 Ekim 1978’de Ankara Bahçelievler’de katledilen Türkiye İşçi Partili gençleri saygıyla anıyorum. Can Atalay için TİP’in özgürlük yürüyüşü devam ediyor. TİP’in özgürlük yürüyüşünü buradan selamlıyorum. Partimiz bugünlerde içinde bulunduğu kongre ve kurultay süreçlerinden mutlaka güçlenerek çıkmak zorunda. Ülkemiz her zamankinden çok partimize ihtiyaç duyuyor. Bu salondaki hepimize ülkemizin çok büyük ihtiyacı var. Bu kongreyi adaletin olmadığı, kurumların çürütüldüğü, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, yoksulluğun derinleştiği, çocukların yatağa aç girdiği, gençlerin geleceğini yurt dışında aradığı, kadınların sosyal yaşamdan dışlandığı, insanlığın ve doğanın tüm zenginliklerinin yalnızca sermayenin çıkarları için kullanıldığı, emekçilerin ‘kimsesiz kaldık’ diye feryat ettikleri bir ortamda yapıyoruz.

TÜRKİYE’Yİ AYDINLATMAYA BAŞLAYACAĞIZ

Ülkenin içinde bulunduğu durumu uzun uzun anlatmaya niyetim yok. Çünkü hepimiz bu durumu, sizlerle birlikte her gün tecrübe ediyoruz. Şunu biliyoruz. 2023 seçimlerinin bir umut kırılması yarattığını biliyoruz. Seçim sonrası ilçemde yaptığım ziyaretlerde konuştuğum her yaştan, her kesimden insanımızda gördüm ki toplumumuzda bir umut kırılması var, seçmenimizde bir umut yorgunluğu var. Bilinmelidir ki halkımız bu sonucu kabul etmedi. Partimize umut bağlayan milyonlara özeleştiri vererek yeniden kucaklaşmamız gerektiğini biliyoruz. Bunun için asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Sizlerle birlikte çok çalışacağız. Bu nedenle bugün burada İstanbul İl Kongremizi tarihi bir dönüm noktası olarak görüyorum. Bana göre tarih, bugünkü kongremizi yazacak, buradan çıkacak iradeyi yazacak, buradan çıkacak umudu yazacak. Bu kongre, İstanbul örgütümüzü ayağa kaldıracak. İstanbul’dan yayılan umutla Türkiye’yi aydınlatmaya başlayacağız.

MAKAMDAN DEĞİL, SOKAKTAN YÖNETME DENEYİMİM VAR 

100 yıllık birikimimizle bu topraklarda umudu yeniden yeşertecek inancımız var. Bunu İstanbul’dan başlatarak Türkiye’ye yayacak gücümüz, enerjimiz var. Biz varız. Demokrasi, özgürlük, adalet, özgür üniversiteler, yoksullukla mücadele etmek için biz varız. Bu güzel ülkenin çocuklarına, gençlerine, kadınlarına eşit, özgür, yaşanılabilir bir hayat sunmak için biz varız. Doğa, çevre, hayvan katliamlarına dur demek için biz var. Unutmayalım. İstanbul’dan yakılacak bir meşale, Türkiye’deki demokrasi mücadelemize ışık olacaktır. Peki, biz bu meşaleyi nasıl yakacağız? Şimdi size neden aday olduğumu ve İstanbul vizyonumuzu anlatmak istiyorum. 6 yıllık ilçe başkanlığı deneyimim var. Partimin her kademesinde görev aldım. 5 seçim boyunca edindiğim sandık tecrübem var. Partiyi makamdan değil, sokaktan yönetme deneyimim var. Umudu yeniden yeşertecek enerjimiz var. Her şeyden önce gençliğimiz var.

İSTANBUL’U TEK MERKEZDEN YÖNETMEYECEĞİZ

Örgütümüzle, ilçe başkanlarımızla, Kadın Kollarımızla, Gençlik Kollarımızla, il yönetimimizle, meclis üyelerimizle bunu hep birlikte başaracağız. İstanbul’u tek merkezden yönetmeyeceğiz. İstanbul’u sadece il binasından yönetmeyeceğiz. İstanbul’da üç bölgede bölge meclisleri oluşturacağız. Bölge meclislerimizde ilçe başkanlarımız, il yöneticilerimiz, Kadın Kollarımız, Gençlik Kollarımız olacak ancak demokratik kitle örgütleri de sivil toplum kuruluşları da esnaflar da muhtarlar da olacak. Bölge meclisleri yoluyla halkla bağımızı güçlendireceğiz. Divan kurulumuzu yönetim kurulu içerisinden seçimle belirleyeceğiz. Danışma kurullarımızı etkin hâle getireceğiz. Veriye dayalı sokak bazlı çalışmalar yapacağız. Yeni yönetim kurulumuzu aktif bir biçimde çalıştıracağız. Yönetim kurulumuz, oluşturacağımız komisyonlarda görev alacaklar. Akademisyenlerden, meslek odalarından, demokratik kitle örgütlerinden, sendikalardan temsilcilerle çalışma grupları oluşturacağız. İstanbul’un her ilçesinde aynı çalışmayı uygulamayacağız.

SALONDAN 39 İLÇE BAŞKANIYLA ÇIKACAĞIM

İstanbul’un ilçelerine göre farklı farklı çalışmalar uygulayacağız. Çünkü biliyoruz ki Kadıköy’ün gerçekliğiyle Arnavutköy’ün gerçekliği aynı değil. Beşiktaş’ın gerçekliğiyle Bağcılar’ın gerçekliği, sosyoekonomik yapısı aynı değil. Kara düzen, ‘mış’ gibi çalışmalar yerine hedef kitlemizi doğru belirleyerek hedef gruplarımızla çalışmalar yapacağız. İstanbul’da üye sayımızı 500 binin üzerine çıkartacağız. İl başkanlığımız genel merkezimizde, büyükşehir belediyemizde, ilçe başkanlarımızla, ilçe belediyelerimizle tam bir uyum içerisinde çalışacak. Ne olursa olsun tam bir uyum içerisinde çalışacağız. Ben bu salona 26 ilçe başkanıyla girdim ama bu salonda 39 ilçe başkanıyla çıkacağım. İlçe başkanlarımız karar alma süreçlerinin öncüsü olacak. Gençlik ve Kadın Kollarımıza bütçe hakkı tanıyacağız. Gençlerimize akademik destek sağlayacağız. Gençlerin ve kadınların kota uygulamasının seçilebilir sırada olmasının mücadelesini vereceğiz.

GENÇLER KADINLAR KOTA DOLDURMA YERİ DEĞİL

Tüzüğümüzde yüzde 33 cinsiyet kotası var. Yüzde 20 genç kotası var. Ne hikmetse gençler, kadınlar meclis üyelikleri sıralamalarında, milletvekilleri sıralamalarında genellikle 15-20’nci sıradan sonra yazıyor. Gençler, kadınlar kotaları doldurma yeri değildir. Gençlerin ve kadınların seçilebilecek sırada kota uygulamasını kadınlarla, gençlerle birlikte o mücadeleyi vereceğiz. Bahçelievler’de bir önceki kongrede yönetim kurulumuzun 9’u kadın, 9’u erkekti, yüzde 50’ydi. Bu dönem bir eksildi, 8 kadın var ve Bahçelievler, İstanbul’da en fazla kadın meclis üyesine sahip ilçelerden bir tanesi. Örgüt yapımızı güçlendireceğiz. İlk 6 ayda 2 milyon seçmene, iki yılda 4 milyon seçmene doğrudan temas edeceğiz. Öncelikle hedef gruplarımız ekonomik krizden en fazla etkilenen ev kadınları, küskün seçmenlerimiz olacak. Ekonomik yıkımdan kaynaklı iktidara küsen seçmenlerle de grubumuz olacak. Yoksul mahalleler, öncelikli hedef grubumuz olacak. Dezavantajlı gruplar, engelli bireylerle doğrudan temas kuracağız.”

Çelik konuşurken salonun balkonunda bulunan iki grup arasında kavga çıktı. Tarafları sakin olmaya davet ettikten sonra Çelik, şöyle devam etti:

“HEDEFİMİZ İBB’Yİ YENİDEN KAZANMAK

Veriye dayalı bir biçimde bilimsel metotlarla oy geçişkenliğinin hızlı olacağı mahalleler öncelikle hedefimiz olacak. Hedefimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yeniden kazanmak. Hedefimiz 39 ilçede iddia koymak, en az 30 belediyeyi kazanmak. İstanbul’da meclis çoğunluğunu sağlayarak önündeki bütün engellemeleri kaldırmak. Görev süremiz boyunca hesap veren katılımcı bir yönetim anlayışı ortaya koyacağız. Danışma kurulumuzu 3 ayda bir toplayacağız. İl delegelerimizle 6 ayda bir toplantı yapacağız. İl delegelerimizin telefonları 10-15 gündür susmuyor. Herkes arıyor, hepimiz arıyoruz ancak pazartesi gününden itibaren o telefonların neredeyse hiç çalmayacağını hepimiz biliyoruz. Yıllarca böyle oldu. Artık böyle olmayacak. İl delegelerimizle sürekli temas kuracağız. Onlarla yol haritamızı birlikte belirleyeceğiz. 6 ayda bir il başkanlığımızın faaliyetlerine örgütümüze sunacağımız bu salonlarda büyük toplantılar yapacağız.

ÖN SEÇİMİ HEP BİRLİKTE SAVUNACAĞIZ

Birinci yılımızda seçimsiz kongre gerçekleştireceğiz. Bütün örgütümüzün önerilerini, eleştirilerini, değerlendirmelerini alacağız ve yol haritamızı güncelleyeceğiz. Parti okulumuzla uyumlu çalışacağız. İlçelerimizde paneller, söyleşiler, konferanslar ne yazık ki yasaklanmıştı. Konferansların, panellerin yapılmasının önünü açacağız. İlçe binalarımızda, il binamızda sosyal demokrasi, Türkiye’ye uygun koşullarda anlatılacak, iklim krizi anlatılacak. Deprem bilinçlendirme panelleri yapacağız. Deprem anlatılacak. Yoksullukla mücadele ile ilgili konferanslar yapacağız. Ön seçimi hep birlikte savunacağız. Sandığı örgütün önüne koymak için hep birlikte savunacak mıyız ön seçimi? Dönem kuralını savunacak mıyız? Sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini Türkiye’ye özgü koşullarla anlatacağız. Özgürlük, eşitlik, dayanışma, emeğin üstünlüğü, zenginliğin hakça bölüşümünü ve toplumsal barışın yılmaz savunucusu olacağız. Sendikalarla, sivil toplum kuruluşlarıyla, demokratik kitle örgütleriyle ve sokakla sürdürülebilir ilişkiler geliştireceğiz.

PARTİ İÇİ DEMOKRASİNİN ÖNCÜSÜ OLACAĞIZ

Parti içi demokrasiyi güçlendirmenin öncüsü olacağız. Asla parti içi kongre yarışlarını kendi koltuğumuzu korumak için dizayn etmeye çalışmayacağız. Buradan Fatih İlçe Başkanlığımızı selamlamak istiyorum. Yavuz başkanım burada. 19 yaşında bir gençken insanlar daha özgür bir dünyada yaşasın diye verdiği siyaset mücadelesinden kaynaklı aldığı ceza nedeniyle Fatih Kongresi iptal edildi. Antidemokratik bir biçimde Fatih Kongresi iptal edildi. Fatih Kongresi’nin iptal edilmesinin ne demek olduğunu en iyi bilenlerden birisiyim. Bugün İstanbul İl Kongresi’ni 38 ilçeyle yapıyoruz. Tarih tekerrürden ibaret. 2017 İstanbul İl Kongresi de 38 ilçeyle yapılmıştı. O gün kongreye yine ilçe Bahçelievler’di. Ben de Fatih’in bugün yaşadığı mağduriyeti 2017’de yaşamış bir yol arkadaşınızım. Bugün demokratik biçimde yarıştığımız değerli büyüğümüz Sayın Cemal Canpolat o dönem il başkanıydı. Bahçelievler’de, Siyavuşpaşa Mahallemizde sandığı tertemiz kapatmıştık. Tutanaklar tertemiz tutulmuştu. Bir oyla kazanmıştık. 3 kez kongre iptal edildi. 5 kez Ankara’ya gittik. O arada il seçimi gerçekleşti ve Bahçelievler il seçimine giremedi. 3 ay sonra yapmak zorunda kaldık kongremizi.

GÜNLERDİR DELEGE BASKI ALTINDA 

Şu anda bu salonda 300’ün üzerinde dernek, sivil toplum kuruluşu var. Günlerdir onlar beni arıyorlar. ‘Sana ne yapabiliriz? Maddi manevi yanında nasıl destek olabiliriz’ diye adaylığımız bir heyecan yaratmışsa, adaylığımız bir enerji yaratmışsa insanların meseleye bu kadar güçlü sahip çıkması, beni ancak ve ancak mutlu eder. Tabii Sayın Başkanımız, 600 delegenin seçildiği, doğallarla beraber 650 delegenin olduğu bir kongre olarak söyledi. O rakamı da düzeltmek lazım. Üzülerek ifade ediyorum ki Fatih İlçe Kongresi iptal edildiği için 589 delege seçilmiş oldu. 650 delegenin yarıştığı bir seçimde billboardlara ne gerek vardı dersek o zaman günlerdir, haftalardır neden Türkiye’nin dört bir yanından delegeler baskı altına alınıyor? Onu da bir düşünmek lazım.

İMAMOĞLU’NUN VİZYONUNU PAYLAŞACAĞIZ

6 ay sonra yerel seçimler var. İstanbul örgütü çözümleriyle, gücüyle bu seçime bir kez daha damgasını vuracak. İstanbul’un kentsel dönüşümden depreme, kent yoksulluğundan göç sorununa, işsizlikten barınmaya geniş bir yelpazede merkezi yönetim kaynaklı çok ağır sorunları var. İstanbul örgütümüzle büyükşehir belediyemizle, ilçe belediyelerimizle, ilçe başkanlıklarımızla yeni bir sınavın planı hazırlayacağız ve İstanbul halkına sunacağız. 25 yıllık kent talanına karşı İstanbul Büyükşehir Belediyemizin 4,5 yılda verdiği büyük mücadeleyi sokak sokak, kapı kapı komşularımıza anlatacağız. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun adil, yeşil, yaratıcı İstanbul vizyonunu bütün İstanbullularla paylaşacağız. Bunu gerçekleştirmek için bu kongrenin sonucunda tüm örgütümüzle birlikte demokratik bir biçimde yarıştığımız Sayın Canpolat’la birlikte el ele kol kola çıkarak İstanbul’un mücadelesini, demokratik mücadelesini hep birlikte vereceğiz.

BİZİM KAVGAMIZ YOL ARKADAŞLARIMIZDA DEĞİL 
Ailem burada. Bugüne kadar onların başını hiç öne eğdirmedim. Ailemin huzurunda hepinize söz veriyorum. Bu güzel ülkemiz için doğruluktan, dürüstlükten ayrılmadan var gücümle çalışmaya devam edeceğim. Üretmeye devam edeceğim. Çalışmaya devam edeceğiz. Bu kongre ne yazık ki hep başka zeminlerde tartışıldı. Hep oranın adayı, buranın adayı tartışmaları üzerinden bir süreç yürütüldü. Asıl konuşulması gereken konuşulmadı. Asıl mesele olan iki il başkan adayının perspektifleri, vizyonu, yol haritaları, örgütlenme modelleri konuşulmadı. Bu kongrede delegelerimizle görüşürken, örgütümüzle konuşurken sürekli bu yaklaşıma vurgu yaptım. Bugüne kadar bu yaklaşımdan hiç taviz vermedim. Çünkü bizim kavgamız, kendi yol arkadaşlarımızla değil, bizim kavgamız bu bozuk düzenle, bizim kavgamız otoriter baskıcı yönetimle, bizim kavgamız genel başkanımız hakkında uyduruk dava açanlarla, bizim kavgamız il başkanımıza, Sayın (Canan) Kaftancıoğlu’na siyaset yasağı getirenlerle, bizim kavgamız büyükşehir belediye başkanımıza siyaset yasağı getirmeye çalışanlarla.

İMAMOĞLU’NUN DİĞER LİSTEYE YAZILMAMASI NEZAKETSİZLİK

Hazır yeri gelmişken bir eleştiriyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Önce bir güzelliği söyleyelim. Divan Başkanımız Sayın Çetin Soysal iki listede de var. Diğer listeyi yapan arkadaşlara da beyazı yapana da kırmızı listeyi yapanlara da teşekkür ediyorum. Bu bir nezaket örneğidir ancak Genel Başkanımızın adaylığını açıkladığı, 6 ay sonra yerel seçime gideceğimiz Sayın Ekrem İmamoğlu’nun listeye yazılmamasının da iki listeden birine yazılmamasının da siyasi nezaketsizlik olduğunun altını çizmek istiyorum.

GENEL BAŞKANLARA TEŞEKKÜR ETTİ

Bu duygu ve düşüncelerle partimizin ve ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Milli Mücadele kahramanımız, demokrasi kahramanımız İsmet İnönü’ye, ‘Biz milliyetçiliği sokaklara değil, Kıbrıs’ın topraklarına yazdık’ diyen Bülent Ecevit’e sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Adalet yürüyüşçüsü Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Yine partimizde Genel Başkanlık yapan Deniz Baykal’a, Hikmet Çetin’e, Murat Karayalçın’a, Erdal İnönü’ye sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Geçmişten bugüne kadar partimizde görev yapan bütün isimsiz kahramanlarımıza sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. 6 yıla yakın görev yapan il başkanımıza, yönetimine, ilçe başkanlarımıza, il delegelerimize, milletvekillerimize, Parti Meclisi üyelerimize, Kadın ve Gençlik Kollarımıza, tüm örgütümüze, İstanbullulara sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum.”

Çelik, konuşmasını; 2009 yılında yaşamını yitiren Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Onursal Genel Başkanı Türkan Saylan için yazılan şiiri okuyarak tamamladı.

Kaynak:ANKA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.