Dün, siyasi partilerin birer örgüt olmaları gerektiğine ilişkin yazımdan sonra, bugün de son zamanlarda ki yaygın uygulamalardan esenlenerek, SİYASİ PARTİLER BİRER ŞİRKET MİDİR"'İ yazmayı planlıyordum kafada. Bizim en büyük sorunumuzun, her şeyin bizim ile başlaması ya da başladığının sanılması gibi bir alışkanlığımızın olmasından dolayı, SİYASİ PARTİ evrensel anlamda nedir; Bizde/Türkiye'de nedir? sorusuna yanıt bulmakla başlamak gerektiğini düşündüm. O halde SİYASİ PARTİ nedir? Ne zamandan bu yana vardır, Bizde ki durum nedir sorularına yanıt aramak ile başlayalım. Yanlış sorunun doğru yanıtı olmaz. O halde, soruyu doğru soralım. Sorunun doğru sorulması ise, bir yöntem sorunudur. Bu yöntem de sosyal ve siyasi alanda Tarihi materyalist bakış açısıdır. İnsanlar, toplumsal yapı içindeki üretim ilişkileri ve buradaki rolleri ile toplumda yer alırlar.

Toplumdaki ekonomik altyapı toplumsal sınıfları, siyasi yapıları ve ideolojileri belirler. Buna göre altyapı olarak değerlendirilen üretim güçleri, üretim ilişkileri, toplumsal iş bölümü ve mülkiyet ilişkiler üstyapı olarak adlandırılan kültürü, ideolojiyi, siyasi kurumları ve toplumsal yönetim biçimini belirler.

Marks'da bu sosyo-ekonomik çelişkilerin kendisini aşağıdaki toplumsal yapılar şeklinde gerçekleştirdiği ve gerçekleştireceğini öngörür;

1-İlkel komünizm: Kabile topluluklarının birlikte yaşayışı

2-Köleci toplum: Kabileler gelişerek şehir devletlerini oluşturur, aristokrasinin doğuşu

3-Feodalizm: Aristokrasi iktidarı, tüccarlar kapitalistlere evrilir

4-Kapitalizm: İktidarda kapitalistler vardır, üretim emeğini kiralamak durumundaki işçiler/proletarya tarafından gerçekleştirilir

5-Sosyalizm: Sınıf bilinci kazanan işçiler devrimle iktidarı alır ve üretim araçlarını kamulaştırır

6-Komünizm: Sınıfsız ve devletsiz toplum, tüm dünyada sosyalist iktidarların başa gelmesi sonucu oluşur. Farklı tanım ve analizler yapılsa da, bu insanlık tarihinin ve ekonomik süreçlerinin bir analizi ve değerlendirmesidir. Dikkat edilecek olur ise, FEODALİZM, 17 yy ile birlikte bir ekonomik ve sosyal evrim geçirerek, 18 yy doğru da KAPİTALİZME doğru geçiş/dönüşüm yapmaktadır. Bu arada 19 yy ile birlikte, özellikle Rusya'da 1917 Sosyalist Devrimi ile SOSYALİZM'de devreye girmeye başlasa da, ÇİN, KÜBA gibi bazı devletlerde Sosyalist Partiler iktidarda olup, SOSYALİST SİSTEMLER yönetime hakim olsalar da, dünyaya hakim ekonomik ve siyasi, sistem KAPİTALİST SİSTEMDİR. Köleci toplum sistemleri ile birlikte insanlar arasında ekonomik, sosyal ve siyasal bir ayrışma olsa da (Aristokratlar, Köylüler, Köleler), yönetimlerin amacı bunların, çelişkilerini gizleyerek bir arada tutmak olmuştur. KAPİTALİST SİSTEMİN en temel amacı, üretim araçlarının belirli sınıf ve zümrelerin elinde olmasıdır ama bir başka amacı da, TÜKETİM EKONOMİSİNİN yaratılması ve yaşatılmasıdır. Bu da kısmı ekonomik, bunun sonucunda da, az da olsa sosyal ve siyasi özgürlüktür. Sürecin daha ötesine geçmeden Kapitalist sistem içinde ki Siyasi Partiler ve görevleri ile Ülkemizde ki siyasi partilere bir bakalım, bakalım.  SİYASİ PARTİ NEDİR? Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarıdır. Peki, siyasi partileri diğer siyasi yapılardan/oluşumlardan ayıran en temel özellik nedir? Siyasi partiler, İKTİDARI ELE EGEÇİRMEK için örgütlenir ve siyasi çalışma yaparlar.

Kapitalist sistemin gelişmesi ile birlikte, kitlenin bir bölümünde servet birikimi başlamış ve bunun sonucunda da sistemin devamının sağlanması için de, devlete vergi verme zorunluluğu ortaya çıkmış,

Bu süreci yönetmek ve iktidarı da elinde bulundurmak içinde SİSYASİ PARTİLER doğmuştur.

İlk siyasi parti 1795, ABD’de ki Cumhuriyetçi Parti, İngiltere’de ise 1877’de kurulan Liberal Federasyondur.  Bizde ise:  14 Eylül 1908 Osmanlı Ahrar Fırkası, 5 Nisan 1909 İttihat-ı Muhammedi Fırkası, 5 Kasım 1918 İttihat ve Terakki Fırkası,  22 Ocak 1919 Hürriyet ve İtilaf Fırkası, 18 Ekim 1920 Türkiye Komünist Fırkası, Kurtuluş Savaşının en örgütlü sivil kuruluşu olan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ise TBMM'nin açılması ile birlikte 9 Eylül 1923’te “HALK FIRKASI" adı altında fırka/parti olarak yeniden örgütlenmişler ve yapılanmışlardır.  Daha sonra CUMHURİYET HALK PARTİSİ adını alacak bu yapıyı, bazı siyasi partiler kurularak sürdürdü ise de, YENİ KURULAN CUMHURİYETE KARŞI yıkıcı eylemlerin odağı olmaktan kapatılmışlardır. CHP'de sonra ilk resmi siyasi parti 7 Ocak 1946'da kurulan, DEMOKRAT PARTİ'dir. Kapitalist Sistemin, kişi hak ve özgürlüklerini desteklediği, bu yüzden de ilerici sayılabilecek hamlelere izin verdiği dönem ise 2'inci Paylaşım/Dünya savaşı sonrasıdır. Bu yüzden de 2'inci Dünya savaşı sonrası siyasi partiler, demokrasi hayatının vazgeçilmez unsuru olmuşlardır. (Türkiye'de de DP'nin kurulması )

Peki, siyasi partilerin olması gereken görevleri nelerdir: Kısaca: halkın, toplum sorunları karşısında bilinçlenmesini, kamuoyunun oluşturulması, toplumdan gelen istek, dilek ve beklentilerin siyasi kararların alındığı merkezlere iletilmesinin sağlanmasıdır. Peki bu işlevleri yapacak partilerin özellikler nelerdir: KADRO PARTİLERİ (Günümüz Avrupa’sındaki muhafazakar, liberal, sağ radikal partiler bu parti tipine örnektir.)

Özellikler ise, komite örgütlenmeleri vardır ve bu Komiteye herkes üye olamaz. Az sayıda ki Komite üyesinin Ün, parası ya da belli statülerde ki nitelikler önemlidir ve olması gereklidir. Ki üyelerin çevresindeki insanların oylarının kazanılmasın. Bu partilerin en zayıf yanları, Parti disiplini zayıftır, parlamenterler parti örgütünden bağımsız hareket edebilirler. Kitle partileri (Toplumculuk akımının gelişmesi sonucu, büyük halk yığınlarının OY KULLANMA hakkına kavuşmasından sonra ortaya çıkmışlardır.) Üye sayısının fazlalığı seçimlerde ki başarısı ile doğru orantılıdır. Sorun ise, Üyelerin niteliği değil, niceliğidir. Siyasi Partiler, sosyal, ekonomik, kültürel ve politik gelişmeler sonucu, Tek Partili, İki Partili ve Çok Partili Sistemler olarak doğmuşlardır. Dikkatinizi çekeceğim bir konu var, O da TEK PARTİLİ sistemlerde başka partilerin de olması. Totaliter tek parti sisteminde, Komünist ya da Faşist zorlayıcı bir ideoloji vardır. Toplumun tümünü kavrayan bu parti dışında öteki ideolojilerin gelişmesine ve yayılmasına izin verilmez. Ama hegemonya partisi dışında ki partiler, ancak iktidar partisinin iktidara gelmesine yardımcı olmakla görevlidir ve birden çok siyasi parti olmasına ve seçimlere katılmasına rağmen, sürekli aynı parti seçimi kazanır ve iktidarda kalır. Anadolu'da bir söz vardır. "LAFIN TAMAMI APTALA SÖYLENİR". Benim dostlarım, arkadaşlarım son derce akıllı ve zekidirler. Gerisini anlarlar.. Sahiden ya, şimdi Sıla'nın "Vur kadehi ustam, bu gecede sarhoşuz,/ Kalan sağlar bizimdir, acıdan mayhoşuz... İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze,

Bundandır böyle dibe vuruşumuz..." dediği şarkı da dinlenmez de ne yapılır, Allah aşkına.