Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin TBMM' de: "Sizin tarikat ve cemaat dediğiniz kurumlarla protokol yapmaya devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor." Demiş “2016'da cemaat elinde yetişmiş çocuklar dağa çıkmadı ancak Meclisi bombaladı. “demiş bir vatandaş da.

Bu paylaşımı sosyal medyada gördüm. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM'de Bakanlığının bütçesi üzerindeki görüşmelerde, muhalefetin, Bakanlığın bir takım tarikat ve cemaatlerle protokoller imzalamasını eleştirmesi üzerine, bu tutumunu böyle savunmuş. Bir vatandaşımız da Bakanın bu beyanına sosyal medyada bu şekilde tepki göstermiş. Haklı bir tepki.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Sivil Toplum Kuruluşu adı verdiği tarikat ve cemaatlerle protokoller imzalamasına büyük tepki var. Bakanın açıklamasına göre bu tür 10 protokol imzalanmış. İmzalamaya da devam edecekmiş. Gerekçesi de, bu tarikat ve cemaatlerin çocukların dağa çıkmasını önlemekmiş. Bakan " bu protokollerle bize hizmet eden, destek olanlara da teşekkür ediyorum" diyor. Bakan, protokollerin gerekçesini böyle açıklamış, ancak liseli gençler kendisi gibi düşünmüyor. Türkiye Liseliler Birliği tarafından video ile yapılan bir açıklamada, Bakanlığın "Hayat Boyu Öğrenme Projesi" çerçevesinde tarikat ve cemaatlerle imzaladığı protokoller sert bir şekilde eleştirilmekte, protokollerin iptali için imza kampanyası açıldığı duyurulmakta. Açıklamada, gençlerin tehlike içinde olduğu vurgulanarak, bu tarikat mensuplarınca okullarda seminerler, yarışmalar, geziler düzenlenerek, yayınlar dağıtılarak, "örümcek kafalı", tarikatların düşünceleri yayılarak gençlerin beyinlerinin yıkanmaya çalışıldığı belirtilmekte. Sürdürülen bu programın Cumhuriyete ve laikliğe aykırı olduğu vurgulanmakta.

Videoyu izlerken ilk tepkim "Atatürk'ün Nutuk'ta Cumhuriyeti emanet ettiği gençlerimiz bu gençler olmalı" diye düşündüm. Sosyal medyada videoyu izleyenler kaygılarını dile getirmişler. " Gençlik çok büyük tehdit altında. Geleceğimiz korumak için elimizden ne gelirse yapalım " demiş bir vatandaş." Çocukların ailelerinin ayağa kalkması lazım, çocuklarını seviyor, istikballerini düşünüyorlarsa" demiş bir başkası. “Cahil bırakılan anne ve babalar çocukları için doğru karar alabilir mi?" diye sormuş bir diğeri. Kaygılar, üzüntüler uzayıp gidiyor Bakanlığın tarikat ve cemaatlerle imzaladığı protokollere yönelik.

Muhalefet Bakanlığın TBMM'de bütçe görüşmelerinde bu protokolleri eleştirmesi ve Tekin’in yukarıdaki yanıtı vermesinin ardından konu kamuoyunda yoğun olarak tartışılmaya başlandı. Bakanlık eleştiri bombardımanına tutuldu. CHP Başkanı Özgür Özel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, " Geçmişte devletle FETÖ arasında protokoller yapanlar, bu ülkeye yaşattıkları acılardan hiç ders çıkarmamışlar. Tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceklerini söyleyen Milli Eğitim Bakanı, Meclis kürsüsünden Anayasa'ya meydan okuyor. Tayyip Erdoğan, bu Bakanı görevden almazsan, bu cüretin sahibi sensin." demiş.  Milli Eğitim Bakanı hakkında bir TV kanalında suç duyurusu yapıldığına sosyal medyada dikkatleri çeken şair Ataol Behramoğlu ise " Aynen katılıyorum. Bu kişi laik Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı suç işliyor, düşmanlık yapıyor. O makamda bir an bile kalmamalıdır." yazmış.

Öte yandan Bakan, tarikat ve cemaatlerle imzalanan protokolleri güvenlik gerekçeleriyle izah ediyor ..  Çocukların dağa çıkmasının nasıl engellenebileceği güvenlikle ilgili kurumlarımızın her daim gündeminde olmuştur. Bu konuda çeşitli önlemler araştırılmıştır. Bu çerçevede tarikatlardan, cemaatlerden bu amaçla yararlanma önerisi gündeme geldi mi bilmiyorum. İlgili güvenlik kurumlarımızın, bu tür yapılanmaların milli güvenliğimize tehditleri hakkında geniş bilgi birikimi var. Örneğin, Meclisi bombalayan FETÖ terör örgütü. 2000'li yılların başlarında. Cemaat ile AKP arasında su sızmadığı yıllarda MGK , cemaatin faaliyetleri ile ilgili olarak, hükümeti uyarmış, ancak o tarihlerde bu uyarılar pek dikkate alınmamıştı. FETÖ 2016 da darbe girişiminde bulunması üzerine MGK, bu kez FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan etmişti.  

İç savaşın eşiğinden dönülen bu eylemden hiç mi ders alınmadı? Meclisi bombalayan gençlerin beyinleri nasıl yıkanmıştı bu cemaat mensuplarınca? İlgili güvenlik kurumlarımızın 2016 darbe girişiminin ardından bu tür sorulara yanıt aradıkları ve gerekli dersleri çıkardıkları kuşkusuz. Bu itibarla önerim, MGK' nın Milli Eğitim Bakanlığı'nın tarikat ve cemaatlerle imzaladığı protokolleri gündemine alarak, milli güvenliğimiz açısından bu protokollerin uygulanmalarının oluşturabileceği tehditleri ve yararları değerlendirmesi.  Bu değerlendirme hem Bakanlık hem iktidar açısından önümüzdeki süreçte izlenecek politikaya yol gösterici olacak.