İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Antalya'da katıldığı bir iftar programında önemli açıklamalar yaptı. Akşener, demokrasinin temel taşlarından birinin sınıflar arasındaki geçirgenlik olduğunu vurgulayarak, 'İşçisin sen işçi kal, olmaz. Devlet sana fırsat eşitliği sunar ve Türkiye'nin en zenginlerinden, en tahsillilerinden, en büyüklerinden birisi olabilirsin. Bu, demokrasilerin bir özelliğidir' dedi.

Meral Akşener: 'Sonuçta başaramadık'

Başkan Meral Akşener, 'Bir diğeride hür iradeyle sandığa atılmış oydur. Sayıldıktan sonra sonucunu tartışamazsın. Yani siz hür iradenizle sandığa attığınız oyu benim beğenmeme hakkım olamaz' diye konuştu

Meral Akşener, '2010 referandumu olmasaydı. 15 Temmuz 2016 o hain kalkışma olmazdı. Çok çabaladım ben bu konuyla ilgili olarak kimselere dinletemedim. En baştan en sona kadar herkes ile konuştum ama dinletemedim anlatamadım. Çünkü ben bir kadındım. 2017 referandumunda yine çalıştık hayır dedik ama kazanamadık. Bu ucube sistemin mutlaka değişmesi gerektiğini milletimize anlatamadık' dedi.

O ittifak sisteminde gene uçtuk

Akşener, '2018 ittifak sistemi hayatımızda yer aldığı için bizde ittifak içinde yer aldık. O ittifak sisteminde gene uçtuk, kaçtık, açtık derken propaganda zamanı muhalif seçmen hakikaten çok duygusal davranıyor. İş hayatımızda matematik geçerli. Ama bu işte duygular hat safhada, şimdi gene uçtuk kaçtık. Sonuçta büyük bir hayal kırıklığı yaşandı. Ve hepimiz aday olduk. Ben oldum, İnce oldu, Temel Karamollaoğlu oldu. Adaylar olduk, olduk, olduk. ‘Erdoğan ben tek onlar hepsi dedi’ ve biz kazanamadık. Sonra 2019 geldi, biz Cumhuriyet Halk Partisi'ne gittik, bir teklifte bulunduk. Biz teklif ettik. ‘Ortak gidelim İstanbul, Ankara, Antalya, Adana gibi büyük şehirleri alırsak eğer biz AK Parti'den, yani rekabet ederek alırsak dövüşmeden, kavga etmeden, düşmanlaştırmadan, çünkü yerel seçimlerde biraz daha projelerin tartışıldığı bir sistem olduğu için alabilirsek gene Erdoğan'a göre İstanbul'u alan Türkiye'yi alır olduğuna göre morali yere düşmüş, umudu kaybolmuş, muhalif seçmeni ayağa kaldırabiliriz’ dedik. Kabul gördü. Bir ay falan bir kendi aralarında tartıştılar. Kabul gördü. Ondan sonra masaya oturduk. Ben arkadaşlarıma bir talimat verdim. Türkiye İYİ Parti, Türkiye'yi tercih edeceksiniz' diye konuştu.

Gerçekten siyasi etiğe uymayan bir durumdur

Akşener, 'Yeni bir yol açmalıydık yeni bir yol çizmeliydik kendimizi sizlerin tartısına koyduk. 2019 yerel seçimlerinde şimdi ilginç bir şey oldu. Biz bu belediye başkanlarımıza kefalet koyduk. 'Bu belediye başkanlarımız' diye konuşuyorum. Onlara ilgili yapılan yanlışlıkların karşısında durduk. Kendi partilerinden daha fazla durduk. Mesela dava görüldüğü zaman Sayın İmamoğlu'nun yanına gittim. Bir hafta ölmüş anama sövüldü televizyonlardan. Niye gittin diye? Sonra Sayın Muhittin Böcek hastalandı. Hakkında çeşitli şeyler çıktı. İşte şöyle, böyle oldu diye. Antalya, Genel Merkezde ofisime sökün etti. Dediler ki 'O dönmez' artık. Şunu seçelim, izin ver şunu seçelim. Konuş Sayın Kılıçdaroğlu'yla şunu getirelim, şunu yapalım'. Bunların her birini Sayın Muhittin Böcek biliyor. Ben de dedim ki 'Çok ayıp, çok ahlaksız bir şey bu. Milletin seçtiği şahıs hasta, bugün öldü, yarın öldü, şöyle oldu, böyle olduya biz karar veremeyiz. Bu çok günahtır, ahlaksızlıktır' dedim ve nitekim Sayın Muhittin Böcek iyileşti aranıza katıldı. Aynı şekilde Ankara'da da benzer şeyler oldu. Bu karşınızda duran şahıs sapasağlam bu arkadaşlarımızın yanında durdu. Ama ne oldu? Biz hür ve müstakil kararı aldıktan sonra il, ilçe başkanı, birçok belediye meclis üyelerimiz dahil yönetimde olan arkadaşlarımız dahil, Ankara'da 7'den 77'ye herkes istifa etti. Niçin? Hür ve müstakil kararı aldığımız için. Not ettik bunu. Seçiminde yardımcı olan, arkasında duran bir siyasi partinin yöneticilerine bunu yapan, gerisini söylemeyeyim O biraz daha orta karar gitti. Benzer bir durum İstanbul'da biraz daha üstten belediye meclis üyeleriyle sınırlı kaldı. Asıl vahim olan bununla bu arkadaşların övünmesi. Siyasi partilerden birbirine elbette geliş gidişler olabilir. Yani o, onu belediye başkanı yapmaz, o onu bir şey yapmaz, o partiye transfer olur. Ama şu hareket yapıldığı andan itibaren eğer sistemi boşaltacak kadar bu işin içine girmişse bir belediye başkanı bu gerçekten ahlaksızlıktır, gerçekten siyasi etiğe uymayan bir durumdur. Ben de Meral Akşener'sem elbette bu sahtekarlıkların gereğini yapmak benim için bir namus borcudur' dedi.

Sonuçta başaramadık

Akşener, '2023 seçimlerini uzun uzun anlatmıyorum bizim için bir başarısızlıktır. İsteyen benim üzerime bıraksın isteyen ortaklaştırsın bir şey fark etmiyor. Netice itibarıyla başaramadık. Suçun tamamını bana yıksanız ne yazar ki. Sonuçta başaramadık' şeklinde konuştu.

Verin bana gücü, bakın muhalefet nasıl yapılıyormuş

Akşener, 'Belediye başkan adaylarımızın tutun ellerini, verin gücü. Verin bana gücü, bakın muhalefet nasıl yapılıyormuş hep beraber görün. Seçim bitene kadar 50 program bitmiş olacak, miting yapmıyoruz böyle geziyorum, 11 il kaldı' diye konuştu.

Düzenlenen iftar programında basın mensupları yer bulamadığı için ayakta kaldı. Sorun çözüme kavuşamayınca basın mensupları programı terk etti.

Kaynak: Cengiz Savaşeri