Lafı neden sevmediğimi bilmiyorum ama, kullanmadan da
edemiyorum. zamanın ruhu vardır.. Ve o çağda yaşayanlar da çağlarının ruhuna
göre hareket ederler.
--Neden ise, 21 yy'ın, yani günümüzün ruhu ise, iletişim
ve bir hikayedir. Öykü yerine, "hikaye" sözcüğünü bilerek kullandım.
Çünkü, hikaye, birden fazla anlamda kullanıldığı gibi, mecaz anlamda da
kullanılır. Ne anlarsanız anlayın!..
--Türkiye Cumhuriyeti, çok partili sisteme geçtikten
sonra kitlelere ulaşmanın ve akıllarında kalıcı olmanın önemini anladı. İl
olarak Demokrat Parti "YETER SÖZ MİLLETİN" diyerek, 1950 seçimlerinde
seçmene selamını çaktı ve iktidar çoğunluğunu aldı.
--Bu süreç ile bitlikte, sadece partiler yarışın içine
girmediler. Parti içinde de siyasiler biri birleri ile LİDERLİK yarışına
girdiler
--CHP'de, Atatürk döneminden itibaren parti içi bir yarış
vardı ama, bu Atatürk'ün dilekleri doğrultusunda gerçekleşiyordu.
--Atatürk'ün ölümü ile birlikte, Asker ve sivil bürokrasi
ile siyasiler bu kez bir konsensus içinde Devlet ve Parti (CHP) kadrolarını
belirlediler.
--1946 yılı ile birlikte, 2. dünya savaşı bitmiş, hakim
Devletler alabileceklerini almışlar, geriye de savaşsız alınacak yerler
kalmıştı. O Ülkelere de , kapitalizmin yeni sempatik yüzü ile ÖZGÜRLÜK ve
DEMOKRASİ olarak gireceklerdi.
--Nitekim İsmet İNÖNÜ, ülkenin kuruluş sürecinde ki
yaşanabilecek süreçlere, kapitalizmin istekleri karşısında direnememiş ve
DP'nin kurulması ile birlkte ilk olarak 1946'da çok partili seçimleri yapılmış
ve 1950'de de DP bu bağlantıları ile, "HER MAHALLEDE BİR ZENGİN
YARATACAĞIM" sloganı ile iktidarı almıştır.
--CHPnin Genel Başkanları 1970'li yıllara gelinceye kadar
hep bir konsensus ile seçilmiştir:
--Mustafa Kemal ATATÜRK:11 Eylül 1923-10 Kasım 1938
--Celal BAYAR (Vekaleten): 10 Kasım 1938- 26 Aralık 1938
--İsmet İNÖNÜ: 26 Aralık 1938- 8 Mayıs 1972
--Bülent ECEVİT: 14 Mayıs 1972-30 Ekim 1980
(12 eylül askeri darbesi ile kapatılmıştır)
--Deniz BAYKAL:9 Eylül 1992/dönem dönem istifalar/10
Mayıs 2010.
Baykal döneminden sonra gelen Kemal KILIÇDAROĞLU halen bu
görevi sürdürmektedir.
CHP'DE parti içi mücadeleler Atatürk dönemi de dahil hep
yaşanmıştır. Atatürk-İnönü, İnönü-Bayar, İnönü'nün diğer partililer ile
mücadelesi ve en son da İNÖNÜ-ECEVİT. İnönü, dünyadaki sosyal uyanış ve
gelişmelerin etkisi ile KADRO partisi görünümündeki CHP'nin sosyal kitlelere,
kitle partisi imajını vermek için; 1965 seçimlerinde ilk olarak ORTANIN SOLU
sloganını kullanmış ve baya heyecan toplamıştır. Ecevit'in parti içinde ki
gücünün artması ile birlikte, HALKÇI ECEVİT söylemi ön plana çıkartılmış ve 14
Mayıs 1972 yılında İnönü, Ecevit karşında Genel Başkanlık yarışını
kaybetmiştir.
--"Ortanın Solu" her ne kadar İnönü'nün çıkış
sloganı olsa da CHP'nin hanesine yazılmış ve Halkçı Ecevit ile devam eden
süreç, "toprak işleyenin, su kullananın" sloganları ile bir hikaye ve
imaj yaratılmış ve bu imaj tutmuştur. 1980 sonrası Ecevit, CHP yerine
Demokratik Sol Partisini kurmuş, yasakların kalkması ile birlikte CHP'yi açmak,
son CHP kurultay delegelerine kalmıştır.
Halkçı Parti-SHP birleşmesi sonunda İnönü-Baykal
mücadelesi başlamış, siyasi bir iddiası olmayan Erdal İnönü, kendi karizması
ile süreci yönetir iken; Baykal, İsmail CEM ile YENİ SOL imajı ile ortaya
çıkmışlar, baya da etkin olmuşlardır. Bu süreci ANADOLU SOLU sloganı izlemiş ve
olay CHP'nin yeniden açılışı ve Baykal'ın Genel Başkan seçilmesine kadar
varmıştır. O dönemlerin CHP kurultayları delege ve partililerin büyük katılım
ve merakları ile geçer, Deniz Baykal, İsmail Cem, Aydın Güven Gürkan, Murat
Karayalçın ve diğerlerinin neler diyeceği merakı ile geçerdi. Ve bu politik
söylem ve hava Partiyi ve kitleleri iktidar alternatifi olarak zinde tutardı.
--2010 Mayısından bu yana CHP genel Başkanlığını sürdüren
Kemal Kılçdaroğlu, kitlelerin iktidar beklentilerini karşılayamamış, yapılan
kurultaylarda değişen PM üyeleri içinden ancak yeni Genel Başkan Yardımcıları
ortaya çıkmıştır Seçimli Kurultaylarda CHP Gn Bşk'na aday olan Muharrem ince,
bu kez 24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olmuştur. CHP'nin adayı olan
İnce, partisi CHP'den fazla oy alması ile bir umut yaratmış ise de, seçim
gecesi süreç tartışmalı olacak şeklide yürütülmüş ve somut bir proje
sunamadığı, sadece popülist bir süreç içinde olduğu yönünde eleştiriler ile
muhatap olmaktadır. CHP gibi sol ve sosyal demokrat bir partinin Genel Başkan
adayı olacak kişilerin bir siyasi imaj yaratmaları gerekliliği diğer ülkelerin
benzer lider adaylarının öykülerinde de görüleceği gibi bir hikayeye ve slogana
bağlıdır. İNCE'nin iyi bir çıkış ve performans gösterdiği kesin. Güven ve
siyasi kişilik tanımlaması yapılacak bir imaj, slogana gereksinimi vardır. Bir
kurultay süreci yaşanacak ise, umut vaat eden eylem ve söylemlerin olması
gereklidir. Tek başına kişinin öne çıkarılarak yapılacak bir seçim ve sürecin
başarı şansı azdır. Yoksa, CB seçim sürecinde yaşanan heyecan, kitlelerin
kursağında kalacaktır