Kılıçdaroğlu'nun Sözcü TV'de katıldığı programdan satırbaşları söyle: 

Sahte olduğunu da kendisi itiraf eder ve o koltukta oturur. Yalancıdan Cumhurbaşkanı olmaz. Böyle bir kişi Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil edemez. Ahlaki meşruiyeti olmayan bir kişinin sorgulanması lazım. Hiç kimse sorgulamıyor” dedi. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ı iktidar yapan Kandil’dir çünkü orada konuşturdular onları ben konuşturmadım, onlarla irtibatı olanlar konuşturdu. Devletin derinliklerinde olan, iktidardan yana olan adamlar konuşturdular onları. Kandil’in konuşması kimin işine gelir? Herhalde onun işine gelir. Bütün bunlara rağmen asla umutsuzluğa bizim kitabımızda yer yoktur. Biz bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz. Bugün olur, yarın olur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Hata Yapan Yol Arkadaşlarımızı Dinlenmeye Alacağız" Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Hata Yapan Yol Arkadaşlarımızı Dinlenmeye Alacağız"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; Sözcü TV yayınında gazeteciler Uğur Dündar, Alişer Delek, İsmail Saymaz ve İpek Özbey’in sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularına şu yanıtları verdi:

“TOPLUMUN HER KESİMİ İLE DİYALOG KURDUK: Pişmanlığım olmadı. Yapıla her şey doğruydu aslında, benim açımdan. Dolayısıyla herhangi bir pişmanlık söz konusu değil. Bir, bugüne kadar yaptığım çalışmalar. Bunu özveri ile yaptığına inanan birisiyim. Bunlardan dolayı pişmanlık duymuyorum. İki, Türk siyasetinde önemli bir aşamayı kaydettik. Demokrasiyi savunanları, CHP bir araya getirdi. Bizim siyaset tarihimizde bir ilktir. Ama bunlar konuşulmuyor. Unutuldu bunlar. Oysa bunların konuşulması lazım. Üç, iktidar olduğumuzda neler yapacağımız konusunda oturup bir yıl çalıştık ve bir Mutabakat Metni hazırladık. Hayatın her alanı, ekonominin her alanı, sosyal yaşamın her alanı ile ilgili neleri yapacağımızı ortaya koyduk. Yeteri kadar anlattık mı? Tartışılabilir. Öyle bir noktaya geldi ki toplumun her kesimi ile diyalog kurduk. Apartman görevlisinden tutun sanayicisine kadar her şeyi anlatmaya çalıştık. Sosyal kimlikler üzerinden de giderek toplumun her kesimini kucaklamaya çalıştık. Bunu yaptık mı, yaptık. Yeteri kadar oldu mu, olmadı mı? Bu tartışılabilir. Ama önemli adımlar attığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Tabii biz kazanacağımıza inanıyorduk. Sadece biz değil, neredeyse bütün anket firmaları kazanacağımızı söylüyordu; biz de kazanacağımıza inanıyorduk.

CHP, LİDER PARTİSİ DEĞİL: Altı lider ve iki büyükşehir belediye başkanı arkadaşlarımızla beraber alanlara çıktık, mitinglerimizi yaptık. Üç mitingimizi bütün adaylar beraber, onun dışında her bir genel başkan ve büyükşehir belediye başkanları değişik yerlerde mitingler yaptılar ve toplumun her kesimini kucaklamaya özen gösterdik. Doğru, medya da buna inandı, sizler de buna inandınız. Dediniz ki ‘Ya Türkiye’de bir değişim var ve bu değişimin sonucu ortaya çıkacak’ diye. Bir değişim olmadı, beklediğimiz olmadı. Beklediğimizin olmadığını, elbette doğal olarak bizim üzerimizde üzüntüye yol açtığını herhalde kabul edersiniz. Biz de insanız sonuçta. Emek harcadınız, çaba harcadınız. Belli bir yere geldiniz. Üzüldük. Üzüldük ama yine de ben o akşam konuştum. Altı lider bir araya geldik, o akşam bir toplantı yaptık. Daha sonra da bir toplantı yaptık. Yine bu salonda yaptım basın toplantısı. Bu salonda da basın mensuplarına seslendim ve düşüncelerimi ifade ettim. Arkasından doğal olarak CHP’yi çok iyi tanımak lazım. CHP sıradan bir parti değil. CHP lider partisi de değil. Kökleri Kuvayı Milliye’ye uzanan, demokrasi konusunda büyük mücadeleler veren bir partidir. CHP liderleri, en zor sınavları veren genel başkalardır. Suikastlar, linç girişimleri yapılmıştır. Pek çok genel başkanları bu olumsuz olaylarla karşılaşmışlardır ama asla ve asla geri adım atmamışlardır.

ANKA