Türkiye’nin en önemli sürdürülebilir turizm
merkezlerinin başında yer alan Kaş, son dönemde rant çevrelerinin dikkatini
çekmiş durumda. Bu zihniyet; ne yapıp edecek, ihtiyaç olsun olmasın, eninde
sonunda buralara bir şeyler yapıp bir şekilde yolunu bulmaya çalışacak. Tıpkı
Karadeniz sahil yolunda olduğu gibi. Kaş’ın bu otoyola ihtiyacı var mıdır, yok
mudur, ilçe halkı böyle bir istekte bulunmuş mudur? Kimin umurunda ki..
KAŞ
FARKLI BİR DESTİNASYONDUR
Bunun yanında Kaş’ın en büyük özelliği
farklı bir destinasyon olmasıdır. Kaş, asla bir Alanya, Manavgat ve Kemer
değildir. Kundu ya da Belek hiç değildir. Kaş’a gelen turist bölgenin tarihi ve
doğal güzelliğine, salaş haline, o eski sokaklarını görmeye, batık şehir
Kekova’yı turistik yatlarla gezmeye, kafa dinlemeye gelir. Diğer ilçelerde ise
durum biraz farklıdır. Buraya gelen turist, adeta otelin içine demir atar. Her
şey dahil sistemi içinde bütün gün tıka basa yer, içer ve yatar. Yani ekstra
hiçbir harcama yapmaz. Dolayısıyla Kaş faklıdır ve doğrusu da budur.
RANT
GÖZÜNÜZÜ BU KADAR MI KÖR ETTİ
Şimdi siz kalkmış Kaş’a havaalanı ve otoban
yapmaya ardından da 5 yıldızlı oteller dikmeye çalışıyorsunuz. İlk bakışta
bunlar doğru gibi geliyor ama bunu yaparsanız Kaş’ı bitireceğinizi hatta
betonlaştırıp yok edeceğinizi nasıl bilemiyorsunuz? Yani koskoca Antalya’da
IQ’su yüksek demiyorum, normal bir insan yok mu bunu anlayabilecek? Ya da
gerçekten rant gözünüzü bu kadar mı kör etti.
++++++
NİZAMETTİN
UCUZ ATLATTI
Akdeniz Gerçek Gazetesi muhabirlerinden Nizamettin Özmen,
önceki gün çok ciddi bir trafik kazası geçirdi. Emniyet kemeri taktığı için
takla atan araçtan küçük sıyrıklarla çıkmayla başaran arkadaşımıza geçmiş olsun
dileklerimizi iletiyoruz.
YENİ
GAZETE AÇILIYOR
Antalya’da önümüzdeki hafta içinde yeni bir
gazete yayın hayatına başlayacak. Aldığımız duyumlara göre Konya’da çıkan,
“Konya Postası” adlı gazetenin desteğinde çıkacak gazetenin adı “Meydan”
olacak. Gazete yönetiminin iddialı bir kadro kurmak için şimdiden kolları
sıvadığı ve birkaç isimle görüştüğü gelen haberler arasında. Şimdilik 8 sayfa
çıkması beklenen gazetenin çok hızlı bir şekilde hazırlıklarının tamamlanmaya
çalışıldığı ve 21 Aralık perşembe günü bayilerde olmasının beklendiği de
öğrenildi.
AGC
ÖDÜLLERİ
BU
HAFTA VERİLECEK
Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) 2016
Basın Yayın ve Gazetecilik Başarı Ödülleri ile Hasan Özkay Fotoğraf Yarışması
ödül töreni, 17 Aralık Pazar akşamı Konyaaltı’nda bulunan Su Otel’de
düzenlenecek.
“KORKUTELİ
BURADA”
Korkuteli’de temmuz ayında yayın hayatına
başlayan “Korkuteli Burada” isimli aktüel dergi, kısa sürede adından söz
ettirdi. Yazı işleri müdürlüğünü ve editörlüğünü Nazan Yavuz, genel yayın
yönetmenliğini Mürüvvet Özkan, görsel yönetmenliğini ise Nihat Saraç’ın yaptığı
dergi aynı zamanda internette de yayında. “Korkuteli Burada” ekibinin çok
yakında bidunya.com adlı siteyi de hayata geçirmesi bekleniyor.
++++
GAZETECİLİK
ÜZERİNE
Bir gazete; yalnız haberleri olduğu gibi
veren bir şey değildir. Onun amacı insanları düşündürerek, kızdırarak o konuda
bir şey yapmaya özendirmelidir.
+++++++++
HAFTANIN
FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..
KAVANOZ
Seksenlik ihtiyar
yirmi beş yaşında bir taze ile evlenmiş. Vakit geçirmeden bir çocuk yapmaya
niyetlenmişler. Tabi ki önce bir doktora danışmakta yarar var. Tavsiye üzerine
bu alanda ünlü bir uzman doktorun yolunu tutmuşlar. Doktor kısa bir muayeneden
sonra bir sperm testini uygun görmüş. Dedenin eline bir kavanoz tutuşturup:
“- Şu kapalı bölmeye geçin” demiş,
“-Orada bu kavanozun içine bir miktar sperm
bırakıp kavanozu bana getirin…”
İhtiyar adam denileni yapmış. Biraz sonra
bölmeden sıkıntılı sesler, ahlamalar, uflamalar duyulmuş. Doktor ile genç gelin
içeride ne olup bittiğini merak ederken dede başını dışarı uzatıp:
– Doktor bey acaba karım da buraya
gelebilir mi? diye seslenmiş.
– Elbette! demiş doktor…
Genç kadın da bölmenin arkasına geçmiş. Bu
defa sesler ikileşmiş…Yine ahlamalar.. Uflamalar… Yeni evli çift bir süre sonra
yorgun bir biçimde bölmenin arkasından seslenmiş:
“-Doktor Bey acaba rica etsek sizde gelip
yardımcı olabilir misiniz?”
“-Eee o kadar da uzun boylu değil! Tabii ki
hayır !”diye cevap vermiş doktor.
Bunun üzerine yaşlı adam:
“-Alın o zaman!” diyerek kavanozu umutsuz
bir şekilde hekime uzatmış.
Hekim kavanoza bakmış:
– Ama bu kavanoz boş…
– Evet, demiş yaşlı adam, olmadı…
– Neden olmadı?
– Olmadı işte… Sağ elimle denedim olmadı,
sol elimle denedim olmadı, iki elimle denedim gene olmadı.”
“-E, karınızı çağırdınız!”
“-Karım geldikten sonra, o da sağ ve sol
elleriyle denedi olmadı, ağzıyla denedi olmadı, sonra ikimiz birlikte denedik
gene olmadı.”
“-Sizi çağırıp yardım istedik. Sizde
gelmediniz.”
“-Siz bu kadar uğraşıp yapamadıktan sonra
ben gelseydim ne yapacaktım??”
“-Siz belki kavanozu açabilirdiniz Doktor
Bey!Biz başarmak için çok uğraştık ama açamadık işte..!”
ANTEN
Kaynana geline devamlı söylenirmiş ‘babanın
evinden ne getirdin’ diye. Gelin sonunda dayanamamış “daha ne getireyim” demiş
göğüslerini göstermiş, “kristal avize” demiş göbeğini göstermiş, “6 metrekare
bünyan hali” demiş poposunu gösterip “renkli televizyon” demiş, sonra kaynanaya
sormuş: “Oğlun ne getirdi kırık bir anten, o da oynamazsan göstermez.”